Sosyal medyadaki güzellik algısı, estetik kaygılara yol açabilir

Sosyal medyadaki güzellik algısı, estetik kaygılara yol açabilir

Sosyal medyadaki güzellik algısı, estetik kaygılara yol açabilir

Günümüzde özellikle medya ve sosyal medyada oluşturulan güzellik ve estetik algısı, kadınlarda estetik kaygısına yol açabiliyor. Özellikle beden dismorfik bozukluğu gibi durumlarda bireyin kendi bedenine yönelik gerçekçi olmayan algılamaları ve beklentileri olabileceğini belirten uzmanlar, estetik kaygıların kişinin günlük yaşamını etkileyecek, sosyal ve mesleki işlevselliğini kısıtlayacak bir boyuta gelmesi halinde uzman desteği alınmasını tavsiye ediyor.

İSTANBUL (İGFA)- Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Ömer Bayar, bazı kadınlarda ortaya çıkan estetik kaygısına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Uzman Klinik Psikolog Ömer Bayar, estetik kaygıların ortaya çıkmasında ilk etkenin güzellik algısı olduğunu belirterek şunları söyledi:

“İnsana dair en temel ihtiyacın değerlilik olduğu düşünüldüğünde ve bu açıdan bakıldığında değerliliği sağlayan şeylerden birisi de güzellik algısıdır. Güzel olmak, estetik açıdan çekici olmak beraberinde daha fazla ilgi görmeyi ve daha fazla olanağa ulaşmayı mümkün kılabilir. Özellikle kültürel açıdan bakıldığında toplumsal yaşam tarzı ve toplumun beklentileri bireyi fazlaca etkilemekte, güzellik ve estetik konusunda da kadınlara yönelik beklentiler daha ön plana çıkmaktadır. Başta medya olmak üzere birçok platformda, birçok sektörün güzelliği beklediği ve bir ihtiyaç olarak vurguladığı görülmektedir. Moda, oyuncular, ünlüler gibi rol model alınan kişilerin yanı sıra üretim ve tüketimin cilt bakım ürünlerini, makyaj malzemelerini, güzel görünümü destekleyecek kıyafetleri ön plana çıkarmaktadır. Bu da gerek sosyal yaşamda gerek iş yaşamında başarı ve değerliliği güzellikle ilişkilendirmeye yol açmaktadır.”

Estetik kaygısının diğer boyutunun kadın-erkek ilişkileri ve cinsellik olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Ömer Bayar, “Tarihsel akışa bakıldığında Rönesans dönemi tablolarından, heykellere kadar kadın bedeni üzerine çok fazla tasvir yapıldığı görülmektedir. Dönemin yapısına göre beklentileri değişerek devam etmiştir. Balıketli, iri kalçalı, kum saati şeklinde beden yapısından, 0 beden, ince ve zayıf bedene, kumrallıktan, açık ten rengi, pürüzsüz cilt, daha büyük göz ve kirpikler gibi farklı birçok etmen kadının çekiciliği için beklenen kriterlerden bazıları olmuştur. Özellikle arzulanmak, arzulanan biri olmak ve arzu edilebilir bir partner bulmak da bu estetik kaygıları besleyebilmektedir.” diye konuştu.

Uzman Klinik Psikolog Ömer Bayar, estetik kaygıların ne boyutta olduğunun önemli olduğunu belirterek “Öncelikle bu kaygıların ne boyutta olduğuna bakmak gerekir. Eğer estetik kaygıları kişinin günlük yaşamını etkileyecek, sosyal ve mesleki işlevselliğini kısıtlayacak bir boyuta geldiyse, akut dönemde sıkıntılarını hafifletecek ilaç desteği alabilir. Ancak uzun vadede bu kaygılara yol açan ihtiyaçlarını ve kişilik dinamiklerini fark etmek, sonrasında da değiştirebilmek için psikoterapi desteği faydalı olacaktır.” dedi.


Haber Kaynak : igfa