Tarih: 14.01.2022 18:50

'Tiyatro adanmışlık isteyen bir şey'

Facebook Twitter Linked-in

Zorlu PSM’nin sahne heyecanını paylaşan özel isimleri bir araya getirdiği YouTube serisi “Sahne Tozu Yutanlar”, bu sezon prömiyerini geçekleştiren ve oldukça beğeni toplayan, sürreal ve grotesk “Timsah Ateşi” oyununun başrollerini paylaşan Funda Eryiğit, Hazar Ergüçlü ve Kubilay Tunçer’i bir araya getirdi.

Her hafta, sahne heyecanını paylaşan sanatçıların hem birbirlerine merak ettiklerini sordukları hem de sahne tozu yutmanın kendileri için anlamını paylaştıkları Zorlu PSM’nin YouTube serisi “Sahne Tozu Yutanlar”da bu hafta; “Timsah Ateşi” oyununun başrollerini paylaşan Funda Eryiğit, Hazar Ergüçlü ve Kubilay Tunçer’in keyifli sohbetleri yer aldı. 

Hazar Ergüçlü, “Tiyatronun size öğrettiği en büyük ders nedir?” sorusunu soran Kubilay Tunçer’e “Bunu aslında yeni öğrendim, bu yüzden rahatlıkla söyleyebilirim ki iş gibi yaklaşmamak gereken bir şeymiş tiyatro. Gerçekten adanmışlık gerekiyormuş. Tamamen özel hayatını, hayatının her alanını buraya yönlendirmen gerekiyor. Özellikle bütün enerjini ve emeğini bu işe vermen gerekliymiş. Bu sebeple çok da keyif alarak yapıyorum.” yanıtını verdi.

Funda Eryiğit, “Türkiye sanatınıza nasıl ilham veriyor?” sorusunu soran Kubilay Tunçer’e “Türkiye malzemesi çok olan bir yer zaten. ‘Yapma, etme, sen sus, sen konuşma’ şeklindeki bastırılma duygusu içinde büyüyoruz. Dolayısıyla ilham kaynaklarını bulma ve özgürce bunları ortaya çıkarma konusunda alan bulmakta zorlanıyoruz. Eğer daha rahat ve seni özgürleştirici bir aile yapısına sahipsen şanslısın ama tabi o da oldukça az rastlanan bir durum. Zorluğun da bir ilhamı var gibi geliyor bana” yanıtını verdi. 

Kubilay Tunçer, “Timsah Ateşi nasıl bir oyun?” sorusunu soran Hazar Ergüçlü’ye “Bana kalırsa Timsah Ateşi her şeyden önce adaletsizliğin, yıkıcılığın, terörün, faşizmin hatta evvela faşizmin ailede başladığını bize çağrıştıran bir oyun. Mikro ölçekte makro meselelere bakmaya çalışan bir oyun diyebiliriz. 1980’lerin sonunda İrlanda Kurtuluş Örgütü’nün üyesi olmuş bir kız evine geri döner, evde babası ve ablası vardır ve o gece olanlara tanık oluruz. Ne kalp kırıklıkları, ne trajediler, ne felaketler yaşanmışsa bunlara kara komedi şeklinde rastlarız oyunda. Sonuç olarak biz bu acı şeylere gülerek bakarız. Elbette benim için oyunun temel meselesi nedir dersek faşizm meselesidir diyebilirim” yanıtını verdi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —