Geçirgen Bağırsak Sendromu nedir sorusu araştırma konusu olmaya devam ediyor. İnsan vücudundan en önemli organlardan biri de bağırsaklardır. Bağırsaklar vücuda alınan besinlerin sindirilmesinde aktif rol alır. Bağırsak sisteminin bozulması ile birçok sorunda beraberinde gelişir. Peki Geçirgen Bağırsak Sendromu nedir, belirtileri nelerdir?
GEÇİRGEN BAĞIRSAK SENDROMU NEDİR?
Dr. Fzt. Mehmet Ünal Geçirgen Bağırsak Sendromunu şu şekilde anlatıyor; Geçirgen bağırsak sendromu, kronik yorgunluk sendromu ve multiple skleroz (MS) dahil olmak üzere çok çeşitli ve kronik problemlerin nedenidir. Kan dolaşımına gözenekli ("sızdıran") bir bağırsak yoluyla geçen mikroplara, toksinlere veya diğer maddelere bağışıklık sisteminin reaksiyon vermesiyle birçok problem ve semptom gelişir.
Bağırsak içi mukozal bariyeri (bağırsak içi ile vücudun geri kalan kısmı arasındaki bariyer) tek bir hücre katmanı ile kaplanır. Bu bariyer besinleri emmede etkilidir ve çoğu büyük molekülün ve bağırsak içinden kan dolaşımına geçecek ve potansiyel olarak yaygın semptomlara neden olacak mikropların geçişini önler.
İnce bağırsak villusundaki epitel iltihaplanır ve tahriş olur, bu da ince bağırsağın metabolik ve mikrobiyal toksinlerinin kan akışına geçmesine neden olur. Bu olay karaciğeri, lenfatik sistemi ve endokrin sistemi içeren bağışıklık tepkisini tehlikeye atar. Tedavi edilemeyen hastalıkların bazıları, vücudun kendi dokularına saldırdığı bu kesin mekanizmadan kaynaklanır.
Genellikle aşağıdaki genel durumların ana nedenidir:
Astım, gıda alerjileri, kronik sinüzit, egzama, ürtiker, migren, irritabl bağırsak, mantar hastalıkları, fibromiyalji ve romatoid artrit gibi iltihaplı eklem hastalıkları, sızdıran bağırsaktan kaynaklanır.
Öncelikle antibiyotikler, ikincil olarak steroid olmayan anti-enflamatuar ilaçlar (NSAID`ler, Motrin, Aleve ve Advil), sızdıran bağırsakların ana nedenidir, çünkü hücreler ve hücreler arasındaki boşlukların genişlemesine neden olurlar. Diğer yaygın nedenler kemoterapi, alkol, yeni bir halının solunan formaldehit, gıda alerjenleri, stres, laktaz eksikliği, glüten / gliaden alerjisi, anormal bağırsak florasıdır (bakteri, parazitler, mayalar).
Antibiyotikler hasarlarını iki şekilde oluştururlar. Birincisi faydalı bakterileri yok ederek. İnce bağırsak ve kalın bağırsak, beş yüz farklı türde faydalı bakteri barındırmaktadır. Bu bakteriler sağlıklı metabolizma ve bağışıklık tepkisi için gereken yüzlerce işlevi yerine getirir. İkinci yol antibiyotiklerin bağırsaklara zarar vermesi, Candida albicans ve diğer patojenik mantar ve mayaların büyümesini teşvik etmektir. Bu olay, diğerlerinden daha fazla, sızdıran bağırsak Sendromu`nu hızlandırır. Sağlıklı bir durumda ince bağırsak epiteli, bağırsak emilimine dahil olan fiziksel bariyere katkıda bulunan sıkı hücre bağlantılarını korur. Fiziksel bariyere ek olarak, mukus içerisinde, temas eden toksinleri nötralize eden immün ajanları içeren önemli bir kimyasal bariyer vardır. Candida, ince bağırsak epitel hücrelerinin küçülmesine neden olan bir aldehit salgısı yaymaktadır. Bu, bağırsak toksinlerinin epitelden ve kana sızmasına izin verir.
Sızdıran bağırsaklarla besinler tamamen sindirilmeden önce emilebilir. Vücudun bağışıklık tepkisi, spesifik antijen-antikor belirteçleri yoluyla, bu yiyeceklerin bazılarını yabancı tahriş edici olarak etiketler. Belirli yiyecekler epitel ile temas ettiğinde, epitelyal astara daha fazla zarar veren iltihaplı bir bağışıklık tepkisi oluşturulur. Kandida olarak başlayan ve hücrelerin küçülmesine bağlı tahriş, belirli bir yiyeceği her yenildiğinde aktif inflamasyonla tetiklenir. En yaygın gıda alerjileri, süt, yumurta, glüten taneleri (buğday, yulaf, çavdar), mısır, fasulye (özellikle soya) ve fındıktır.
Bağırsak zemininin iltihaplanması durumunda, bağırsak antikorlarının koruyucu kaplaması kaybolabilir. Salgılayıcı immünoglobülin A`nın (SigA) kaybı ile vücut, bakteri, virüs, parazit ve mayadaki bağırsaklardaki enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale gelir ve tedaviye dirençli olur.
Sızdıran bağırsaktan kana giren metabolik ve mikrobiyal toksinler, zehirleri detoksifiye etme ve boşaltma işine sahip olan karaciğere ulaşır. Normal koşullar altında, karaciğer sadece hücre ve organ aktivitesi tarafından oluşturulan günlük metabolik atıkların işlenmesiyle görevlidir. Düzenli olarak ciddi bağırsak toksinleri dökerek oluşturulan daha fazla yük düşünün. Karaciğer belirli bir seviyeye kadar detoks yapabilir, sınırı aşınca toksinleri kan dolaşımına geri gönderir.
Lupus, multipl skleroz, romatoid artrit, miyokardit, iritis ve tiroid problemleri gibi hastalıların zemininde de bu mekanizmalar yatar.
Geçirgen bağırsak için hızlı ve etkili protokol (Bu protokol, bu konuda eğitimli ve bilgili uzmanların kontrolünde yapılmalıdır. İçerik sadece bilgilendirme amaçlıdır).
1: Bağırsaktaki zararlı toksinleri ve faktörleri ortadan kaldırın (Eliminasyon diyeti)
2: Bağırsak detoks bağlayıcıları
3: Probiyotik
4: Glutamin
5: Lactobacillus rhamnosus GG (Bu bakteri grubu yakın tarihli bir çalışmada bağırsak geçirgenliğinin azaltılmasında inanılmaz etkili olduğu tespit edilmiştir)
6: Sindirim enzimleri
7: Bitkisel takviyeler: Marshmallow kökü ve dgl meyan kökü
8: Quercetin, mast hücrelerini doğal olarak stabilize eden ve salgıladıkları histamin miktarını azaltan bir flavonoiddir. Bu, iltihaplanmayı ve bağırsak zarına daha fazla zarar vermeyi önemli ölçüde azaltır. Quercetin ayrıca esasen sızıntının kapatılmasına yardımcı olan bağırsak bariyerini ve fonksiyonunu da sıkılaştırır. Quercetin`i sadece toz halinde, günde 3-6 gram tavsiye edilir.
9: A ve D vitamini