Elazığ'da, 24 Ocak 2020 cuma günü saat 20.55'te, merkez üssü Sivrice ilçesi olan 6.8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Derinliği 6,75 kilometre olan depremde Mustafapaşa Mahallesi'nde 2, Sürsürü Mahallesi'nde 1, Gezin köyünde 1 olmak üzere 4 apartman ve Çevrimtaş köyünde 1 kerpiç ev yıkıldı. Elazığ'da 37 ve Malatya'da da 4 olmak üzere 41 kişi hayatını kaybetti. Arama-kurtarma çalışmalarında 45 kişi de enkazdan sağ çıkarıldı. Sürsürü Mahallesi'nde yıkılan Dilek Apartmanı'nda eşi Fatma (31) ile oğlu Doruk Abbas'ı (2) kaybeden, enkazdan sağ çıkarılan diğer oğlu Miraç (10) ile hayata tutunmaya çalışan Murat Yıldız ile Maden ilçesine bağlı Gezin köyünde yıkılan 6 katlı Mavigöl Apartmanı'nda 6,5 aylık hamile eşi Pınar (38) ve oğlu Miraç'ı (13) kaybeden Meriç Dişli (43), depremde anında yaşadıklarını anlattı.
'OĞLUM, BENİ ANNEMLE BİRLİKE GÖMÜN DEDİ'
Gezin köyünde yıkılan Mavigöl Apartmanı'nda eşini ve oğlunu kaybeden, kendisi enkazdan 12 saat sonra çıkarılan Meriç Dişli, "7 ameliyat geçirdim. Evde Manisa depreminin haberleri vardı. Oğlum, 'Baba, depremde çok insan ölürse ne olur?' diye sordu. Ben de, 'Büyük bir çukur kazılır, insanlar içine koyulur' dedim. Eşim de, 'Öyle olmaz, dinimizde günahtır' deyince oğlum, 'Beni annemle birlikte gömün' dedi. Mutfağa gidip odaya gelince hafif sallandı, sonra durdu gibi olup bir daha şiddetlendi. Kapıdan çıkarken yukarıya baktım tavan geliyor. Eşim üzerime, oğlum bacağıma düştü. Deprem durunca oğlum kolonlar arasında kaldı. Eşimle, 10 dakika sonra konuştuk. Ayet-el Kürsi, Fatiha okudu, Kelime-i Şehadet getirdi, kustu. O da vefat etti. Allah kimseye yaşatmasın" diye konuştu. Miraç ile annesi Asri Mezarlık'ta yan yana topraga verildi.
'BİR ÖMÜR UNUTULMAYACAK'
Depremden 15 dakika önce evden çıktığını ifade eden Murat Yıldız, şunları söyledi:
"Allah, o günleri kimseye yaşatmasın. 1 yıl geçmesine rağmen her gün aynı acıyı yaşıyoruz. Evin içinde veya dışarıya çıksan aynı hatıralarla, acılarla yaşıyorsun. Küçük çocuk görünce, kendi çocuğunuzu hatırlarsınız. Bir gün veya bir saat unutamıyorsun. Rabbim hiç kimseye bu günleri yaşatmasın. O kadar zor bir acı ki anlatamıyorsun, anlatacak kelimeler bulamıyorsun. Rabbime binlerce şükür ki büyük oğlum enkazdan sağ kurtuldu. Onunla beraber yaşıyoruz, onun için güçlü olmaya, yaşamımı sürdürmeye çalışıyorum. Evden çıktıktan 15 dakika sonra deprem oldu. Eve gelmeden önce karanlık çökmüştü. 'Allah'ım olmasın' diye yalvardım ama vardığımda bina çökmüştü. Eşimle küçük oğlumu çıkarttığımız zaman hastaneye göndermiştik. Ben diğer oğlumla başka hastanedeyken haberi aldım. 1 yıl geçmesine rağmen, bir ömür unutulmayacak. Çünkü eşimle oğlum, ciğerimdi. Her tarafta yaptıkları, sesleri, fotoğrafları var. Onlara baktıkça insanın ciğeri parçalanıyor. Rabbim hiç kimseye evlat acısı vermesin. İnşallah ülkemizde bir daha böyle bir deprem yaşamayız."