Osmanlı Devleti`nin ilk başkentlerinden olan, tarihi cami, hamam, medrese ve türbeleriyle sivil mimarinin önemli eserlerini barındıran Bursa, kar yağışının ardından gece ve gündüz ayrı bir güzelliğe büründü.
Sultan 2. Bayezid tarafından yaklaşık 6 asır önce yaptırılan, Osmanlı Devleti döneminde ipek ticaretinin merkezi olan ve burada satılan kozalardan üretilen ipeğin dünya saraylarını süslediği Koza Han`da kar yağışı sonrası güzel görüntüler oluştu.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Listesi`ne 2014`te alınan, 7 asırdır "ticaretin kalbi" olarak nitelendirilen Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi`nin de beyaza bürünmesi hem drone kameraları hem de aynı açılardan çekilmiş gece ve gündüz görüntüleriyle adeta büyüleyici manzaralar sundu.
Ulu Cami`nin etrafındaki yaklaşık 480 dönüm alanda, Bursa`nın fethinin ardından peyderpey yapılan han, arasta, bedesten, pazar yerleri ve iç içe geçmiş çarşılar bulunuyor.
İrili ufaklı 4 bin iş yerinin yer aldığı bölge, özellikle Dünya Mirası Listesi`ne dahil edilmesinin ardından yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline geldi. Koza Han`ın da bulunduğu Hanlar Bölgesi`ne gelenler, Bursa`ya özgü hediyelikler ile ipek ürünlere ilgi gösteriyor.
Tophane`deki Osman Gazi ve Orhan Gazi türbeleri ile tarihi saat kulesi
İnanç turizmi merkezlerinden olan şehre hakim bir tepede Osmanlı Devleti`nin kurucusu Osman Gazi ile oğlu ikinci padişah Orhan Gazi`nin türbelerinin yer aldığı tarihi Tophane Parkı`ndaki Bursa Saat Kulesi ise geceye ışık katan aydınlatmasıyla, pamuklara sarılmış gökkuşağı izlenimi veriyor.
Tarihi surlarla çevrili saat kulesi ve türbeler, kar beyazıyla bütünleşti.
Aynı yerde daha önce Sultan Abdülaziz döneminde yaptırılan ve bilinmeyen bir tarihte yıkılan saat kulesinin yerine inşa ettirilen kule, 2`nci Abdülhamid`in tahta çıkışının 30. yıl dönümü olan 31 Ağustos 1906`da dönemin Bursa Valisi Reşit Mümtaz Paşa tarafından yaptırıldı.
Uluabat Gölü`nün incisi "Gölyazı"
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Nilüfer Belediyesi öncülüğünde devam eden kazılarda ortaya çıkarılan buluntulara göre, yaklaşık 2 bin 600 yıl önce yaşamın başladığı Uluabat Gölü kıyısındaki Gölyazı Mahallesi, doğal güzellikleriyle ilgi görüyor.
Japon Seyahat Acentaları Birliğince "Avrupa`nın en güzel 30 kasabası" arasında gösterilen, yağışların fazla olduğu dönemlerde göl suyunun yükselip evlerin önüne kadar gelmesinden dolayı "Küçük Venedik" olarak da nitelendirilen yarımada üzerine kurulu mahalle bugünlerde beyaz örtüyle kaplandı.
Drone ile görüntülenen beyazlar içindeki Gölyazı, çoğunlukla ilkbahar ve yaz aylarında ziyaretçi ağırlıyor. Bölgeye gelenler, ilkbahar ve yaz dönemlerinde gölde kayıklarla gezinti yapabiliyor.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Mustafa Yılmaz