CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu ve KRT TV programcısı Afşin Hatipoğlu`na yapılan saldırılara ilişkin, "Bu yaşadıklarımız, sıradan olaylar değildir. Demokrasiye darbedir, terördür." dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Öztrak, MYK toplantısında, ülkenin ekonomik durumu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve salgının yarattığı "toplumsal tahribat" konularının gündeme geldiğini belirtti.
Devletin, vatandaşların yaşamını koruyamadığını ileri süren Öztrak, "devlet krizinin zirve yaptığı son yıllarda" Başkentte ana muhalefet partisi liderine linç girişiminde bulunulduğunu söyledi.
"Mafya artıkları ve çetelerin", siyasetçilere, gazetecilere olmadık tehditler savurduğunu, "kalleş" saldırılar düzenlediğini ifade eden Öztrak, "Hükümet ise bu terör saldırılarını seyrediyor. Ufak ortağı ise mafya bozuntularına sahip çıkıyor. Bıyık altından sırıtarak olan bitenden keyif alıyor." dedi.
Geçen cuma "uzaktan kumandalı çeteler"in, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve basın mensupları Orhan Uğuroğlu ile Afşin Hatipoğlu`na "kalleşçe saldırdığını" belirten Öztrak, aynı gün içinde gerçekleştirilen ve "organize olduğu açıkça belli" olan bu saldırıların amacının demokrasinin, basın özgürlüğünün ve siyasetin özgürce yapılmasının önünü kesmek olduğunu söyledi.
"Bu yaşadıklarımız, sıradan olaylar değildir. Demokrasiye darbedir, terördür." diyen Öztrak, saldırıları lanetlediklerini kaydetti. Öztrak, hükümetin, failleri bir an önce yakalayarak yargıya teslim etmesini, yargının da hızla gereğini yapmasını beklediklerini belirtti.
Öztrak, "Bu saldırıları cesaretlendiren, saray ortaklarının kirli siyasi dilidir. Saldırganlara ve tehdit savuranlara gösterilen hoşgörüdür. Hatta bunlardan esirgenmeyen himayedir. Bu ülkenin ana muhalefet partisi lideri tehdit edilince, sinsice el ovuşturup, sessiz kalanlar, Cumhurbaşkanı zırhına sığınan AK Parti Genel Başkanına `sözde` denince bir bardak suda fırtına kopardılar." diye konuştu.
"Sayın Genel Başkanımıza, Çubuk`ta düzenlenen linç girişiminden sonra ne yapıldı? Bir mafya bozuntusunun tehditlerine karşı yargı ne yaptı? Siyaset kurumu ne yapıyor?" sorularını yönelten Öztrak, "Beylerden tehditlere karşı bir ortak tavır almalarını bıraktık, sarayın küçük ortağı, tehditler savuran mafya artığını sahipleniyor. İşte bugün mafya artıkları ve çeteler, Başkentte terör estiriyorsa bu kadar pervasızca sahneye çıkabiliyorsa bunun arkasında sarayın, bu olaylar karşısındaki mefluç tavrı, yurttaşların güvenliğini sağlama konusundaki yetersizliği vardır." görüşünü savundu.
Bu "organize terör saldırıları"nın en kısa sürede tüm yönleriyle aydınlatılmasını isteyen Öztrak, "Terörden medet umanları çok açıkça uyarıyoruz. Dikişleri tutmayan bu ucube rejim elbisesini, memleketimizin üzerine uymayan bu deli gömleğini, silahla, sopayla, tehditle, şantajla, Türkiye`nin üzerine uyduracağınızı sanıyorsanız, çok yanılıyorsunuz. Bu çabanız beyhudedir." dedi.
"Bu yarışta maalesef çok geride kaldık"
Salgın ve aşı sürecinin çok kötü yönetildiğini öne süren Öztrak, "Aşıda bütün dünya zamana karşı yarışıyor. Bazı ülkeler nüfusunun yüzde 20`sini aşıladı bile. Ama biz, bu yarışta maalesef çok geride kaldık." diye konuştu.
Aşıların 11 Aralık`ta geleceğinin söylendiğini, aşılamanın ancak 13 Ocak`ta başlayabildiğini aktaran Öztrak, 11 Aralık`tan bu güne 8 bin 20 kişinin hayatını kaybettiğini, bunun korkunç bir tablo olduğunu kaydetti.
Tüm dünya hükümetlerinin aşılamadaki yarışı görerek, vatandaşlarına pek çok farklı kaynaktan aşı tedarik ettiğini, hükümetin ise sadece Çin`den 3 milyon doz aşı getirdiğini söyledi.
Gelen aşının 1,5 milyon kişiye yetecek kadar olduğunu dile getiren Öztrak, yeterince aşı bağlantısı ve aşı çeşitlendirmesinin yapılmadığını iddia etti.
Öztrak, "Neden yapılamamış? Para mı yoktu? Planlama mı yapılmadı? Gelen aşılar için kaç para verildi? Neden bu kadar bekletildi? Kim için hangi yandaş için bu aşılar bekletildi? Bunları bilmiyoruz. Ama ortada bir beceriksizlik, bir yandaş kayırma çabası olduğu açık." dedi.
Alman aşısının gelip gelmeyeceği konusunda hükümetin kafasının karışık olduğunu öne süren Öztrak, "Salgına karşı toplumsal bağışıklık kazanmamız için nüfusun en az yüzde 60`ının aşılanması gerekiyor. Yani, 4,5 milyon Suriyeli ile beraber en az 105 milyon doz aşıya ihtiyaç var. Peki, gelen ne kadar? Sadece 3 milyon doz. Geriye kalan 102 milyon doz aşı ne zaman gelecek? Onu kimse bilmiyor ama hükümet de bilmiyor." şeklinde konuştu.
"Millet aşıdan kaçmıyor ki tam tersine aşıyı bekliyor"
Yaklaşık 40 milyon doz aşının şu ana kadar gelmesi gerektiğini dile getiren Öztrak, gelen çok sınırlı sayıda aşının ilk aşamada sağlık çalışanlarına, bakım evlerinde kalanlara, 85 yaş üzerinden başlayarak 65 yaş ve üstü olanlara yapılacağının açıklandığını hatırlattı.
Öztrak, şöyle devam etti:
"Aşı konusunda herkesin gönlünü rahat tutacağı, bir aşılama takvimi ve uygulama hala ortada yok. Ne var? Özendirici kampanyalar var. Olmayan aşının tanıtım kampanyası mı olur? Millet aşıdan kaçmıyor ki tam tersine aşıyı bekliyor. Siz getirin yeter, olacak. Devletin görevi, aşıda özendirici kampanya yapmak değildir. Devletin görevi, önce vatandaşına en kısa sürede aşı yapmaktır.
Bu ülkede hükümet yalakası şarkıcıların, türkücülerin aşıda ne önceliği var? Bu ülkede genç AK Parti MKYK üyelerinin aşıda ne önceliği var? Genç AK Partili Belediye Meclis üyelerinin ne önceliği var? Daha pek çok doktora, sağlık çalışanına, güvenlik görevlisine aşı yapılmadan, bunlara aşı neden yapıldı? Bari aşıda kayırmacılık yapmayın.
Sayın Genel Başkanımız, `Vatandaş Kemal Kılıçdaroğlu` olarak, mutlaka aşı olacağını ifade etti. Ama önceliğin sağlık çalışanlarının aşılanması olduğunu da söyledi. Genel Başkanımızın ve partimizin düşüncesi, eldeki sınırlı sayıdaki aşının önce sağlık çalışanları için kullanılmasıdır."
"Çiftçiyi ve tarımı koruyacağız"
Hükümetin ekonomi politikasını eleştiren Öztrak, geçen hafta CHP Ekonomi Masası olarak, Ankara`nın Polatlı ilçesinde esnaflarla, çiftçilerle, üreticilerle bir araya geldiklerini söyledi. Polatlı`da esnafın, çiftçinin çok dertli olduğunu, devletten destek beklediğini anlatan Öztrak, besicilerin köylerini terk ettiğini belirtti.
Lokantalar kapanınca, turizm sekteye uğrayınca, soğan talebinde de ciddi düşüş yaşandığını dile getiren Öztrak, depocuların "Tek kurtuluşumuz ihracat" dediğini, taşıma maliyetleri nedeniyle ihracat yapamadıklarını dile getirdi.
Öztrak, "Keyfi kararların alındığı bir ekonomide bu ülkenin bereketli toprakları bırakılır, Sudan`da, Nijer`de tarım yapılır. İşsizlik de başını alır gider." dedi.
Faik Öztrak, CHP`nin çiftçiyi ve tarımı koruyacağını, tarımsal üretimi planlı yapacağını, derde derman olacak desteklerle çiftçinin yanında olacağını söyledi.
Turizm sektörünün çığ gibi artan borçların gölgesinde olduğunu savunan Öztrak, turizmcilerin, banka borçlarının yeniden yapılandırılmasını istediğini kaydetti.
TÜİK`in enflasyonuyla, çarşı pazarın enflasyonu arasındaki makasın ikiye katlandığını iddia eden Öztrak, "Sayın Erdoğan, 18 yıl yönettiğiniz ülkede insanlarımız pazar artıklarından, çöpten topladıkları meyve, sebzeyle evine rızık götürmeye çalışıyorsa faturasını ödeyemediği için elektriği kesilenlerin sayısı milyonlarla ifade ediliyorsa millet sayenizde `askıda kuru ekmek` gözlüyorsa pek çok emeklimizin maaşı asgari ücretin bile altındaysa asgari ücret de yoksulluk sınırının altındaysa bundan sorumlu bir hükümet olmalı değil mi?" değerlendirmesini yaptı.
İnsanların iş kuyrukları, ekmek kuyrukları, sebze, meyve ve yardım kuyruklarında olduğunu ileri süren Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne oldu Sayın Erdoğan? Bunda hükümetinizin hiç mi sorumluluğu yok? Yoksa bu kuyrukları sarayınızdan görmüyor musunuz? Peki, 2011 seçimlerinden önce meydan meydan dolaşıp anlattığınız, Devletin Kalkınma Planlarına bile koydurduğunuz bir `2023 hedefleri` vardı? O hedeflere ne oldu Sayın Erdoğan? Hala çıkıp, `2023 hedeflerine ulaşacağız` diyorsunuz da, o hedeflerin ne olduğunu ağzınıza alamıyorsunuz?"
(Sürecek)
Kaynak: Anadolu Ajansı