Çanakkale`nin Çan ilçesinde, Kumarlar köyünde bulunan ve yaklaşık 2 asır önce inşa edilen cami, Osmanlı mimarisinden izler taşıyor.
Son olarak 1905 yılında onarılan, Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca 1991`de tescil edilen Kumarlar Köyü Tarihi Camisi, 1995`te köye yeni ibadethane yapılmasının ardından kullanım dışı kaldı.
Teknik incelemelerin ardından restore edilmesi kararlaştırılan, günümüze kadar ulaşmış zaviyeli camiler arasında ilgi çeken ibadethane bünyesinde, eskiden kullanılan ihtiyar ve genç odaları, berber, Kur`an kursu yer alıyor.
Geniş avlusunda soğuk ve yağışlı havalarda da namaz kılınabilen camide ayrıca eski dönemlerde suç işleyenlerin gözaltında tutulduğu bir oda ile depo olarak kullanılan iki bölüm de bulunuyor.
Restorasyon kapsamına alınan ve projesi hazırlanan tarihi yapıda çalışmaların başlaması bekleniyor.
Tarihi camiyle ilgili araştırma yaparak makale kaleme alan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekiye Uysal, muhabirine, bu ibadethanenin iki katlı inşa edildiğini söyledi.
Sosyal amaçlı birimlere sahip tarihi yapının, Anadolu`nun bazı kasaba ve köylerinde sık rastlanan Osmanlı taşra mimarisinden izler taşıdığını belirten Uysal, caminin güneybatı köşesinde bitişik kare kaideli, silindirik gövdeli, kesme taştan tek şerefeli minare bulunduğunu anlattı.
Cami ile minarenin kaidesinin batı cephelerinin bir eve bitişik olduğunu aktaran Uysal, "Doğu cephesinde altta iki, üstte iki olmak üzere düşey dikdörtgen çerçeveli 4 pencere yer almaktadır. Bu duvarda boya ile 1905 tarihi yazılıdır. Bu cephenin güneydoğu köşesi yakınında duvara gömülü bir sütun parçası var. Cephenin kuzeydoğu köşesi, bir evin girişine denk geldiğinden sıvanmamıştır. Kuzey cephe kısmen yapının arkasındaki evin taşlığına bakar." dedi.
Uysal, zemin katta sofanın kuzeydoğu köşesinden doğuya uzanan dar koridorun ucunda küçük boyutlu imam odasının yer aldığını dile getirdi.
Yapının diğer mimari özellikleri hakkında bilgi veren Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Koridorun sağ tarafındaki iki kanatlı ahşap kapıyla harime girilir. Kapının iki yanında dikdörtgen biçimli birer pencere bulunur. Harimin kuzeyindeki kadınlar mahfili ahşap direklerle taşınmaktadır. Ahşap oymalı korkuluklara sahiptir. Kıble duvarının ortasındaki mihrabın sağında ahşap minber bulunmaktadır. Pencerelerin iç biçimleri dıştakilerden biraz farklıdır. Dıştan dikdörtgen çerçeveli olan güney, doğu ve batı cephelerin alt pencereleri içten basık kemer biçimli yapılmıştır. Üst pencereler ile harim kapısının iki yanındaki pencerelerin biçimleri ise dıştaki çerçeve biçimlerini tekrarlarlar. Harimdeki iki ahşap direk ile harimin kuzey duvarına binen kadınlar mahfili, harime doğru balkon çıkıntısıyla uzanırken geriye doğru genişletilerek harime ulaşmayı sağlayan koridorun da üstüne oturtulmuştur. Mahfilin harime bakan kenarı ahşap korkuluklarla sınırlanmıştır. Tavanı köşelere çaprazlama atılan tahtaların oluşturduğu altıgenin ortasındaki kare biçimli yükseltilmiş kısımla tamamlanmıştır. Tavanın büyük kısmını kaplayan altıgenin içi ve ortadaki yükseltilmiş kısmın yüzeyi çıtalarla karelere bölünmüştür."
"Camimiz onarılıp aslına uygun olarak yeniden hayat bulacak"
Doç. Dr. Zekiye Uysal, caminin çok işlevli yapısıyla dikkati çektiğini vurguladı.
Cami ile sosyal amaçlara hizmet eden birimleri barındıran bölümlerin birlikte tasarlanmasının önemine işaret eden Uysal, şunları kaydetti:
"Yapı bu yönüyle erken Osmanlı döneminin zaviyelerini ve zaviyeli camilerini akla getirir. İki katlı yan sofaya bir koridorla bağlanan harimden oluşan planlama, elbette ki erken dönemin söz konusu yapılarının planlarına benzemez. Hem ibadet mekanı hem de misafir odası, gençler ve ihtiyarlar odaları, muhtarlık ve berber gibi sosyal ve idari amaçlara ayrılmış mekanlarından kaynaklanan çok işlevli özelliği, Osmanlı Devleti`nin kuruluş yıllarında yaygın biçimde inşa edilen, gelip geçen yolcuların, kimsesizlerin yeme içme ve barınma ihtiyaçlarını karşılamaktan başka, ahilerin toplanma ve ibadet ihtiyaçlarını da karşılayan zaviye ve imaret türü yapıları andırıyor."
Kumarlar Köyü Muhtarı Müjdat Başaran da tarihi caminin gelecek nesillere aktarılabilmesi amacıyla çok sayıda yazışma yaptıklarını belirtti.
Caminin çok değerli bir yapı olduğunu dile getiren Başaran, "Tabii çok eski bir yapı olduğu için caminin yok olup gitmesini istemiyoruz. Bunun yerine 1995`te yeni bir cami yapılmış ancak bu camimiz de halen ayakta duruyor. Sosyal alanlarıyla, mimarisiyle önemli bir yapı. Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ve İl Özel İdaresi yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde camimizin restorasyon kapsamına alındığını öğrendik. Umuyorum ki önümüzdeki süreçte camimiz onarılıp aslına uygun olarak yeniden hayat bulacak ve gelecek kuşaklara önemli bir miras olarak aktarılacaktır." diye konuştu.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Burak Akay