KKTC`nin efsane lideri Denktaş vefatının 9`uncu yılında: Çalışma ofisinin kapıları DHA`ya açıldı

KKTC`nin efsane lideri Denktaş vefatının 9`uncu yılında: Çalışma ofisinin kapıları DHA`ya açıldı

Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesinin önemli isimlerinden olan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti`nin (KKTC) Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş`ın vefatının 9. yılına girilirken, Denktaş`ın ölümünden önce geçirdiği çalışma ofisinin kapıları Demirö

Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesinin önemli isimlerinden olan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti`nin (KKTC) Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş`ın vefatının 9. yılına girilirken, Denktaş`ın ölümünden önce geçirdiği çalışma ofisinin kapıları Demirören Haber Ajansı`na (DHA) açıldı.

Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesi liderlerinden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş'ın vefatının 9'uncu yıldönümüne sayılı günler kaldı. 13 Ocak 2012'de vefat eden Kıbrıs Türk'ünün efsanevi lideri Denktaş'ın ölümünden önce vakit geçirdiği çalışma ofisinin kapıları ilk kez Demirören Haber Ajansı'na açıldı.  2005 yılında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimini dönemin Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) adayı Mehmet Ali Talat'ın kazanmasının ardından Lefkoşa'daki çalışma ofisinde mücadelesine devam eden Denktaş'ın son anlarına kadar Kıbrıs Türk halkının milli mücadele alanında yaptığı çalışmalar dikkat çekiyor. 

 


MASASINDAKİ TAKVİM 24 MAYIS 2011'i GÖSTERİYOR


Mayıs 2011 yılında rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Denktaş’ın çalışma ofisi o günkü haliyle muhafaza ediliyor. Denktaş'ın çalışma masasındaki takvim yaprağındaki tarihin hastaneye kaldırılmadan bir gün önceki tarih olan 24 Mayıs'ı göstermesi dikkat çekti. 


HASTANEYE KALDIRILMADAN ÖNCEKİ SON NOTU


Denktaş'ın vefatından önce zamanını geçirdiği çalışma ofisinde Türk dünyasını anlatan motiflerden, Osmanlı Tuğrası, KKTC ve Türkiye bayrakları yanı sıra Türk Mukavemet Teşkilatı'na (TMT) ait sancaklar bulunuyor. KKTC'nin efsanevi lideri Rauf Denktaş'ın masasında kendi el yazısıyla yazdığı son notu da yer alıyor. Denktaş, İngiliz medyasına vereceği röportaj öncesi düşüncelerini kağıda döktüğü notlar de yer alıyor.


"ÇOK ÖZLÜYORUZ, KALBİMİZİN AĞLADIĞINI HİSSEDİYORUZ"


Denktaş’ın kızları Değer Denktaş ve Ender Denktaş Vangöl , her gün çalışma ofisine giderek, baba hasretini gideriyor. Denktaş'ın kızları  Değer Denktaş, Ender Denktaş Vangöl babaları olan KKTC'nin unutulmaz lideri Rauf Denktaş'ı DHA'ya anlattı. Ender Denktaş Vangöl, babası Denktaş'ı sabırlı, inatçı ve düşüncelerinden taviz vermeyen bir kişiliğe sahip bir lider olduğunu ifade ederek,  “Her zaman özgür iradeye güvenirdi. Sımsıcak bir babamız vardı. Torunları bizlere soruyorlar ve biz de onlara fotoğraflarını gösteriyoruz, anlatıyoruz. En küçük torunu şu an 2 yaşında ve “Denktaş Dede” diye geziyor. Nefesi yeterdi. Çok özlüyoruz, şu an aramızda olsa çok mutlu olurduk. Kalbimizin ağladığını hissediyorum.” dedi. 


"KIZIM BU 2011 YILINDAN ÇOK KORKUYORUM"


Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın ikinci kızı olan Değer Denktaş da, babasıyla ilgili unutamadığı anısını anlattı. " Yaşadığım bu anıyı hiç unutamam" diye sözlerine başlayan Değer Denktaş, " Koltukta oturuyorduk içeriye girdi nasılsın baba dedim. “İyiyim kızım” dedi ama “yeni yıla girdik ya da giriyoruz ben bu 2011'den çok korkuyorum” dedi. Neden baba dedim “öyle” dedi. O özel ihtiyacı olan adam yine doğru hissetmişti ve 2011'de yine rahatsızlanmıştı" ifadelerini kullandı.


"TÜRKİYE'SİZ KESİNLİKLE ADIM ATMAK İSTEMEZDİ"


“Onun mücadelesini görürken biz genç yaşımızda yorulduk ama onun enerjisi hiç bitmedi” diyen Değer Denktaş, “Onun vatan aşkı, insanlara olan sevgisi en son güne kadar aynı şekilde devam etti. Türkiye’siz kesinlikle adım atmak istemezdi ve o dönemki yöneticilerle çok iyi diyalog içerisindeydi. Hatta onlara yol gösterip yön verebilecek derecede saygı duyarlardı” dedi.


"BABAMIN TÜRKİYE'DEN DE ÇOK SEVENİ VARDI"


Türkiye'de Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a büyük bir sevgi gösterildiğini hatırlatan Değer Denktaş, “Birkaç kez babam ile nasip oldu aynı uçakta seyahat ettik. İndiğimizde Denktaş Türkiye'ye geliyor diye duyan yollardaki insanlar, nasıl alkış tutmuşlardı. Arabayla geçerken şöyle dedim ‘bir gün keşke Kıbrıs'taki bütün insanlar bu manzarayı görse’. Tabii ki babamızı Kıbrıs Türk halkı 1968’te adaya geldiği gün itibariyle 2005'e kadar omuzlarında taşıdı. Denktaş Kıbrıs Türk Halkı tarafından inanılmaz derecede güven duyulan bir liderdi” ifadelerini kullandı.


TORUN DENKTAŞ: O'NUN YOLUNDA İLERLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ


Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın kendi ile aynı ismi taşıyan torunu Rauf Denktaş da “Bu ismin hem ağırlığını hem de gururunu üzerimizde hissediyoruz. Onu çok özlüyoruz. Kıbrıs Türkü herhalde bu günlerde daha çok aradığı bir lider olarak hatırlamaktadır. Türklüğün adadaki varoluş mücadelesi, hayatını adayarak gerçekleştirilmiştir. Biz de onun çizdiği yolda bu mücadeleye, bu davaya sahip çıkmaya çalışan yeni nesiller olarak onu yad ediyoruz” dedi.


EŞİ AYDIN DENKTAŞ 2019'DA VEFAT ETMİŞTİ


 KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş’ın eşi Aydın Denktaş 4 Şubat 2019  yılında Lefkoşa’da tedavi gördüğü hastanede 85 yaşında hayatını kaybetmişti.Rauf Denktaş’la 16 yaşında evlenen Aydın Denktaş anılarını anlatırken, “Ben aslında doğar doğmaz Rauf’la evlendim. İsmet ninem ben doğduğum zaman, 9 yaşında olan Rauf’un eline ‘İşte nişanlın’ diye vermiş. Rauf amcamın oğluydu, ama aynı zamanda beşik kertmemdi, yani kendimi bildim bileli Rauf’la evliydim” diyordu.  


RAUF DEKTAŞ'IN MÜCADELE DOLU HAYATI


Kıbrıs Türkü siyasetçi ve yazar Rauf Denktaş, 27 Ocak 1924’de doğdu. 1,5 yaşındayken annesini kaybetti. Babası hakim Raif Bey'dir.[ Anneannesi ve babaannesi tarafından büyütülen 1930 yılında eğitim için İstanbul'a gönderildi. Arnavutköy'de ilkokuldan liseye kadar eğitim veren Fevzi Ati Lisesi'nde yatılı okumaya başladı. Ortaokuldan sonra Kıbrıs'a döndü ve 1941 yılında Lefkoşa İngiliz Okulu'ndan mezun oldu. Mezun olmasının ardından Fazıl Küçük'ün Halkın Sesi gazetesinde yazılar yazmaya başladı. Daha sonra bir süre Mağusa'da tercümanlık, mahkemelerde memurluk ve İngiliz Okulu'nda öğretmenlik yaptı. 1944 yılında hukuk eğitimi için Lincoln's Inn'de okumak üzere Birleşik Krallık'a gitti. 1947 yılında adaya döndü ve avukatlığa başladı. Sonraları savcılığa geçti ve 1956 yılında başsavcılığa yükseldi. 27 Kasım 1948 tarihinde Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingde Fazıl Küçük ile beraber hatiplik yaptı. Faiz Kaymak'ın teklifi ve Fazıl Küçük'ün tasvibiyle Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu Kongresi'nde başkanlığa seçildi. 1949 yılı yaz aylarında avukatlık yapmaya başladı. Yine aynı yıl Aydın Hanım'la evlendi. 1955 yılında terörist bir hüviyete bürünen Enosislemücadelede ve EOKA karşısında Kıbrıs Türklerinin direnişine yön verdi. 1958 yılında hükumetteki görevinden istifa etti. Arkadaşlarıyla 1 Ağustos 1958 tarihinde Türk Mukavemet Teşkilatı'nı (TMT) kurdu.

Zürih-Londra antlaşmaları öncesinde Fazıl Küçük ile birlikte Ankara'ya Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile görüşmeye gitti. Bu görüşmede adaya Türk askerinin gönderilmesi teklifini dile getirdi. 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları ile, 1960 Antlaşmaları ve Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın hazırlanmasında çaba gösterdi. Aynı yıl Türk Cemaat Meclisi üyeliği ve Türk Cemaati İcra Komitesi Başkanlığı'na seçildi. 16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Alayı Magosa Limanı'na ayak bastı. 1963 olaylarından sonra temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya gitti. Temaslarını tamamlayarak bir sandalla Kıbrıs'a geçti ve Türk direnişini örgütledi.


1970 seçimlerinde Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı'na seçildi. 18 Şubat 1973 tarihinde Fazıl Küçük görevinden ayrılması üzerine Kıbrıs Cumhurbaşkanı Yardımcısı seçildi. Bu görevinden 28 Şubat 1973 tarihinde istifa etti ve aynı gün Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanı seçildi. Kıbrıs Harekâtı'nın ardından 13 Şubat 1975 tarihinde Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanından sonra devlet ve meclis başkanı görevlerini de yürüttü ve anayasa uyarınca 1976 yılında yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi. 1981 yılında ikinci kez devlet başkanı oldu. 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanından sonra tekrar cumhurbaşkanlığına seçildi. 22 Nisan 1990 tarihinde yapılan erken seçimde ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi. 1995'teki seçimlerde de cumhurbaşkanı seçildi. 2000 yılındaki seçimlerde %43.67 oranında oy aldı ve seçim ikinci tura kaldı; ama ikinci tura kalan diğer aday olan Derviş Eroğlu'nun çekilmesi üzerine seçimden galip olarak çıktı. 2004 yılında BM genel sekreteri Kofi Annan'ın Kıbrıs Sorunu'nun çözümü için hazırladığı Annan Planı'na karşı çıktı,buna rağmen plan Kıbrıslı Türkler tarafından kabul edilse de Kıbrıslı Rumların reddetmesi üzerine hayata geçmedi. 17 Nisan 2005 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmadı ve 24 Nisan 2005 tarihinde görevi yeni seçilen cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a devretti.