Hıçkırık, karın boşluğu arasında bulunan diyaframın istemsizce kasılmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Kasılma nedeniyle ses tellerinin ani ve sert kapanması, gırtlakta özel bir ses meydana getirir.
Hıçkırık Nasıl Oluşur?
Bir refleks olan hıçkırık, diğer bir deyişle tıpta singultus; kubbemsi bir yapıda olan diyaframın, istemsizce kasılması nedeniyle meydana gelir. Normal nefes alındığında diyafram kasılarak aşağı doğru hareket eder. Böylece göğüs kafesi genişler ve akciğerin kapasitesinin artmasına olanak sağlar. Ayrıca nefes verirken de diyafram gevşer ve yukarı doğru hareket eder. Alınan hava ağız ve burundan verilir. Epiglot olarak tanımlanan kapakçık, gırtlak bölgesinin üst bölümünde yer alır.
Epiglot, yutkunma esnasında kasılır ve nefes borusunu kapatır. Bu sayede beslenirken, besinlerin nefes borusuna kaçması da engellenmiş olur. Hıçkırık dediğimiz şey ise diyaframın birden ve istemsiz şekilde kasılması sonucu, akciğerlere hızla hava girmesi bununla birlikte epiglotun hızla nefes borusunu kapatması sonucunda meydana gelir.
Hıçkırık Neden Tutar?
Hıçkırık tutmasının pek çok farklı sebebi vardır. Bunların en önemlileri stres, ani duygu değişiklikleri ve kaygılanmadır. Diyaframı uyaran hormonlar salınarak, diyaframın kasılmasına neden olur. Nefes alıp vermeyi sağlayan diyafram ve interkostal kaslar istemsizce kasılır ve hıçkırık meydana gelir. Ortalama 6 ila 12 kez meydana gelen hıçkırığa, müdahale edilmediği takdirde birkaç dakika içinde kendiliğinden geçer.
Bazı hastalıkların habercisi olan hıçkırıklar ise kimi zaman iki saat hatta bir aydan uzun süre devam edebilir. Bu tip durumlarda ise uzman hekime başvurmak gerekir. Uzun süreli ve geçmeyen hıçkırık durumlarında hastanın detaylı bir şekilde hayatı dinlenmektedir. Daha sonra fizik muayenesi yapılır.
Kaygı, stres ve ani duygu değişimlerinin yanı sıra istemsiz hava yutulması, gazlı içeceklerin aşırı tüketimi, aşırı yemek yemek, alkol tüketimi ve mide bağırsak sisteminde ani ısı değişiminden dolayı hıçkırık meydana gelir. Sürekli hıçkırık tutan kişilerde ise sorun daha büyük olabilir.
Tümör varlığı, menenjit, kalp damar hastalıkları, travma, kalp zarı iltihabı, kalp krizi, göz tansiyonu, guatr, karaciğer, bağırsak, zatürre, astım, farenjit, pankreas hastalıkları ve kulakta yabancı cisim kaçması gibi hastalıklar ve bu hastalıkların tedavisinde, ameliyattan sonra da hıçkırık tutması oluşabilir. Kullanılan ilaçlar da hıçkırık tutmaya sebebiyet vermektedir. Özellikle benzodiazepin ve steroid gibi ilaçlar, antibiyotikler, antidepresanlar da hıçkırığı tetikleyebilir.
Hıçkırık tutması, süresine göre 3 gruba ayrılır:
48 saat boyunca geçmeyen hıçkırıklar,
48 saat ile 1 ay arasında geçmeyen persistan hıçkırık,
1 ay ve daha uzun süre ile geçmeyen inatçı hıçkırıklar.
Hıçkırık Nasıl Geçer?
Hıçkırık oldukça can sıkıcı bir durum yaratabilmektedir. Pek çok kişinin sorduğu hıçkırık nasıl geçer sorusuna türlü çözümler getirdik;
Hıçkırığı geçirmek adına bazı nefes manevraları uygulanabilir. Bunların başında valsalva denilen manevra gelmektedir. Ağızdan nefes alındıktan sonra burun kapatılarak, küçük bir basınç oluşturulur. Bu sayede kulak zarı hafif dışarı itilir ve nefes bırakılır.
Nefesi bir süre tutmak, nefesi tam hıçkırığın geldiği anda yutmak, aksırmakta hıçkırığın geçmesine yardımcı olan nefes manevraları arasındadır.
Nazofarenksin uyarılması da hıçkırığın giderilmesine yardımcı olmaktadır. Nazofarenksin, üst yutak bölgesi olarak bilinmektedir. Bunun için, buzlu su ile gargara yapmak gerekmektedir.
Hıçkırığı geçirmek için toz şeker ya da sert bir ekmek parçası yutulabilir.
Dili dışarı doğru çekmek de hıçkırığın geçmesine yardımcı olur.
Karbondioksiti arttırmak da hıçkırığın geçmesini sağlar. Havadaki karbondioksit miktarını artırmak için, kısa süre kese kağıdının içerisinde solumak hıçkırığı ortandan kaldıracaktır.
Diğer yandan hıçkırığı engellemek için yapılabilecek yöntemler;
Limon ya da amonyak gibi keskin bir kokuyu koklamak,
Derin ve hızlı bir şekilde nefes alıp vermek,
Öğürme refleksini harekete geçirmek için küçük kaşık yardımıyla, dilin gerisine dokunmak,
Buruna sirke çekmek, fakat bu yöntemi en son uygulamanızda fayda vardır. Her ne kadar pek çok kişi bu yöntemi denese de buruna sirke çekmek canınızı yakabilir ve bir müddet başınızı fena halde ağrıtacaktır.
Hıçkırık Hangi Hastalıkların Habercisi Olabilir?
Genel olarak gıdıklanmaktan, gülmekten, hava yutmaktan ve pek çok kez ani duygu değişimlerinden meydana gelen hıçkırık, bir anda ortaya çıkar ve daha sonra geçip gider. Fakat uzun süreli geçmeyen hıçkırıklar başta kalp olmak üzere, diğer organlarda var olan bir hastalığın habercisi olabilir. Merkezi sinir sisteminde görülen hastalıkların belirtileri arasında hıçkırık da yer almaktadır. Merkezi sinir sistemi hastalıkları ise;
İnme inmesi,
Beyin iltihaplanması olarak da bilinen ensefalit,
Menenjit,
Kafa travmalarıdır.
Diğer yandan yaygın şekilde hıçkırığa sebebiyet veren hastalıklar ise;
Reflü,
Gastrit,
Peplik ülser,
Pankreatit,
Safra kesesi hastalıkları,
Hızlı yemek yeme diye de bilinen aerofajidir.
Ayrıca kişinin istemsizce sürekli olarak hava yutması da bir hastalık sayılmaktadır.
Dirençli hıçkırığın belirtiler arasında yer aldığı diğer bir hastalık türü de enfeksiyonel hastalıklardır. Enfeksiyonların yeni dokulara bulaşmasına bağlı olarak ortaya çıkan lenf nodu devamlı olarak kişinin hıçkırmasına sebebiyet verir.
Uzun süre geçmeyen inatçı hıçkırık insanın yaşam kalitesini düşürür. Kişi yemek yemek, içmek, konuşmak ve hatta uyumak gibi günlük faaliyetlerini yaparken oldukça zorluk çeker. Sürekli olarak devam eden ve geçmeyen hıçkırıklar belli bir düre kişinin bitkin olmasına, yoğunluk duymasına ve dehidrasyona neden olur. Kişinin vücudu zamanla su kaybetmeye başlar ve aynı zamanda kilo kaybına da uğrar.
48 saat ve daha uzun süren hıçkırıklarda mutlaka hastaneye uzman hekime başvurmak gerekmektedir. Böylece hıçkırığın altında yatan sebep araştırılmalı ve hasta testlere tabi tutulmalıdır. Hastalık teşhis edilmeli ve gerekli önlemler daha ciddi problemler yaratmadan önce alınmalıdır.