Fazilet Şenol - Senim Tanay Karakuş / Milliyet.com.tr - Son dönemde raf fiyatları, marketler arasındaki fiyat farkı ve indirimdeki ürünlerin zamlı fiyatından satılması, tüketicilerin bir numaralı gündem maddesi oldu. Vatandaşların şikayette bulunması üzerine Ticaret Bakanlığı da bazı önlemler aldı.
Bu kapsamda İç Ticaret Genel Müdürlüğü Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturuldu. Böylece fahiş bir artış söz konusu ise bakanlık devreye girip cezai işlem başlatacak.
Konunun masaya yatırılacağı Gıda Komitesi toplantısı öncesi, alınan önlemler kapsamında yeni düzenlemelerin hangi sorunların önüne geçeceğini, marketteki ürün fiyatlarının nasıl belirlendiğini, fahiş artışların sebebini ve tüketicinin nelere dikkat etmesi gerektiğini Tüketici Koruma Derneği (TUKODER) Başkanı Aziz Koçal`a sorduk.
İlgili Haber Son dakika: Ticaret Bakanlığı`ndan `indirim` uyarısı!`TABAN YA DA TAVAN ÜCRET UYGULAMASI YOK`
Marketteki herhangi bir ürün için biçilen genel bir fiyat var mı? Tüketiciler olarak marketler arasındaki fiyat uçurumu konusunda hakkımızı nasıl aramalıyız?
Aziz Koçal: Marketlerde satılan ürünlerle ilgili herhangi bir taban ya da tavan ücret uygulaması gibi bir sistem yok. 1980`li yıllarda böyle bir sistem vardı. Şu an ürün fiyatları, serbest piyasa ekonomisi gereği, satılan ürünü imal eden firma ve satıcılar arasında belirleniyor. Belirlenen fiyatlara nazaran aşırı bir fiyatla karşılaşan tüketiciler, böyle bir durumda Ticaret Bakanlığı`na başvurabilirler.
`İNDİRİM UYGULANMIYOR, ALGI OLUŞTURULUYOR`
Firmaların ürünün üzerine `indirim` etiketi yapıştırıp ürünü zamlı fiyatla satması yasal bir durum mu? Bu manipülasyonun önüne nasıl geçilebilir?
Aziz Koçal: Online alışverişlerde veya yapılan günlük rutin alışverişte, indirim olmadığı halde indirim varmış gibi bir algı oluşturmak yani önce fiyatı bindirmek sonra indirmek aslında haksız ticari kazanca giriyor. Bu da haksız ticari işlemler açısından değerlendirildiğinde 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamında cezai işlem gerektiriyor. Bu tür işlemlere, Ticaret Bakanlığı bünyesinde kurulan Reklam Kurulu tarafından ceza uygulanıyor.
İndirimlerin ne şekilde olacağı, indirim öncesi ve indirim sonrası sistemlerin nasıl yapılacağı konusunda perakende satışlarla ilgili bir yönetmelik var. Bu yönetmelik hükümlerinde nasıl işlem yapılacağı da belli. Dolayısıyla indirim öncesi fiyat, indirim oranı, indirim sonrası fiyat ve indirimin süresinin mutlaka etiketin üzerinde belirtilmesi gerekiyor. Ancak genelde bu uygulanmıyor, daha doğrusu bir manipülasyon, bir algı oluşturuluyor. Daha önce 50 TL olan bir ürün, önce 100 TL`ye çıkartılıp sonra 100 TL`den 60 TL`ye düşürülmüş gibi yapılıyor ve aslında 10 TL zamla satılıyor.
`EN DÜŞÜK FİYAT İNDİRİMİ BAZ ALINACAK`
Ticaret Bakanlığı`nın bu konuda yeni bir çalışması var. Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği`nde yeni bir değişiklik yapılıyor. Bu değişiklik de tasarıda. Bu yönetmelikte en büyük değişikliğe uğrayacak madde olan 14`üncü maddede, eskiden indirim oranı hesaplanırken ürünün bir önceki fiyatı esas alınıyordu. Satıcılar da önce fiyat yükseltip sonra indirim yaparak bu yöntemi kolayca uygulayabiliyordu. Yapılacak değişiklikle birlikte artık ürünün bir önceki değil, son bir ay içerisindeki en düşük fiyatı baz alınacak. İndirim oranı önceden serbest şekilde belirleniyordu, şimdi ise son bir ay içerisindeki en düşük fiyat göz önüne alınacak.
Diyelim bir ay içerisinde bir ürünü 20 TL`ye, 25 TL`ye sattın ve 18 TL`ye sattın. En düşüğü 18 TL olduğu için 18 TL üzerinden indirim yapılacak. İndirim aldatmacasının önüne geçmek için böyle bir önlem alındı. Bu kısmen yaşananların önüne geçecektir. Tabii ki esas olan ticari ahlâktır ve meslek odalarının bu konudaki kendi üyelerine denetimi esastır. Bir de bu tür işlemler parasal ceza getiriyor ama sadece para cezaları caydırıcı olmuyor. Bununla birlikte ticaretten mene giden hatta belki de hürriyeti mene giden birtakım cezai müeyyideler uygulanması gerekiyor.
`YASAL DÜZENLEME YOK`
Ürünlere kur ve enflasyon hesaba katılarak yüzde kaç zam yapılabilir?
Aziz Koçal: Elektronik cihazlarda, ithal ürünlerde kur yükseklikleri çeşitli fiyatların artışına neden oluyor. Bunları bahane ederek ürünün satışını belirleyen firmalar oluyor. Bu yönde haksız kazanç elde eden firmaları, Türkiye`de bulmak mümkün. Bunun önüne etkin ve etkili denetimler geçebilir. Burada tüketicilerin de bilinçli olmaları gerekiyor. Almak istedikleri ürünün daha önceki fiyatlarının ne olduğunu, aldığı tarihteki fiyatların ne olacağı yönünde iyi bir araştırma yapmalılar ve alışverişlerini ona göre yapmalılar. Kısacası ürünlerdeki kur farkıyla, enflasyon hesabıyla birlikte yapılacak zam oranlarıyla ilgili yasal bir düzenleme yok.
`RAF VE KASA FİYATI ARASINDA FARK VARSA RAF FİYATI GEÇERLİDİR`
Tüketiciler şüpheli bir durumla karşılaştıklarında hangi adımları atmalı ve haklarını nasıl aramalılar?
Aziz Koçal: İnsanların alışveriş yaparken bilinçli olmaları gerekiyor. Bu alandaki haklarının ne olduğunu iyi anlamaları, iyi bilmeleri gerekiyor. İhtiyaç kadar alışveriş yapmak önemli. Ne tür ihtiyaç varsa, hangi tür ürün alınacaksa bunların piyasa fiyatlarının çok iyi araştırılması lazım. Bu konuda eğer bir haksızlıkla karşılaşılmışsa, örneğin aldığı ürünlerde gramaj eksiklikleri varsa ya da raf fiyatı ile kasa fiyatı farklıysa -ki bu durumlarda raf fiyatı geçerlidir- ya da fiyatlarda bir önceki fiyat 100 TL, bir hafta sonraki fiyat 150 TL ya da 200 TL`ye çıkmış bir artış söz konusuysa, bu durumlarda Ticaret Bakanlığı`nın il müdürlüklerine şikayette bulunabilirler. TUKODER`in kendilerine en yakın şubelerine bilgi verebilirler. Bizler de bu konuda gerekli girişimlerde bulunuyoruz.
İlgili Haber Esnaftan fahiş fiyat çıkışı!`ESNAF VE TÜKETİCİLER EĞİTİLMELİ`
Haksızlık yapanın, haksızlık yaptığı ya da elde ettiği haksız kazanç yanına kâr kalmamalı. Burada en önemli nokta, gerek fahiş fiyatlarda gerek gramaj eksikliklerinde gerekse etiket ve indirim oyunlarında esas olan ticari ahlakın oluşmasıdır. Bu ahlakın oluşmasında meslek odaları, ticaret odaları, esnaf odaları iş birliği içerisinde olup kendi üyelerini denetim altına almalı. Bunlarla ilgili etik kurallar oluşturulmalı, bu etik kurallarla ilgili esnaf eğitilmeli. Bunlara uymayan üyelerine ve esnaflara, bu odalar ve meslek odaları tarafından gerekli yaptırımları getirecek yasal düzenlemeler yapılmalı. Sadece verilecek olan para cezalarının caydırıcılığı olmuyor. Daha önce de dediğim gibi ticaretten mene giden bir yasal düzenleme gerekiyor. Hatta hürriyeti kısıtlayıcı cezai müeyyidelerin de oluşması gerektiğini düşünüyorum.