Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi'nden Öğretim Üyesi Dr. Azize Atlı Özbaş öncülüğünde başlatılan 3 aşamalı çalışmanın ilk aşamasında pandemiye özel komplike 'yas' riski belirlendi. İkinci aşamada hastalıktan yakınını kaybedenlerle görüşülecek. Programa başvuruda bulunup hastalıktan yakınını kaybeden kişilerle görüşmelere başlandı. Derinlemesine yapılan görüşmelerde bu kişilerin deneyimleri incelenecek. Son aşamada ise geride kalanların deneyimlerinden yola çıkılarak 'Kültüre Dayalı Yas Danışmanlığı Programı (Psikolojik Destek Programı)' geliştirilmiş olacak.
'YAS SÜRECİ ÇOK ACILI'
Öğretim Üyesi Dr. Azize Atlı Özbaş, yakınlarını kaybedenlerin günlük hayatlarına devam edebilmesi için yas programının faydalı olacağını belirtti. Özbaş, "Halkımızda 'Bir başkasının acısını dinlemek benim acımı artırır mı' gibi bir ön yargı var. Hayır, artırmıyor, azaltıyor. Bu süreci daha kolay atlatmaları ve yalnız olmamaları için böyle bir program geliştirdik. Her ölümün en az 5 kişiyi etkilediğini düşünürsek, ülkemizde 250 binden fazla kişinin yakınlarını kaybettiğini, yas süreci içinde olduğunu söyleyebiliriz. Yas süreci çok acılı ve ağrılı bir deneyim. Bir süre sonra yas yaşantısının biraz geri planda kalmasını, insanların hayata biraz daha umutla bakabilmesini ve günlük hayatına devam edebilmesini bekliyoruz" dedi.
'ÖLÜMDEN SONRA GERİDE KALANLAR DESTEKLENMELİ'
Dr. Özbaş, pandemi koşullarının ortaya çıkardığı kayıpların çok özel kayıplar olduğuna işaret ederek, "Hasta olan kişilerin yoğun bakım sürecine tabi tutulmaları, entübe edilmeleri, bu süreçte yakınlarıyla temas kuramamaları ve kayıp yaşandıktan sonra da bulaşıcı hastalık riski nedeniyle cenaze işlemlerinin belirli kısıtlamalar dahilinde yürütülüyor olması geride kalanlar için çok zorlu bir deneyim. Kaybettikleri kişinin yokluğuyla baş etmeleri ve bu duruma uyum sağlamaları güç olabiliyor. Hemşirelik sadece yaşamla ölüm arasında yer alan bir meslek değil. Ölümden sonra da geride kalanların desteklenmesi çok önemli ve bizler hastalığın tüm süreçlerine hakim sağlık çalışanları olarak özel bir yerde duruyoruz. Bu programın özelliği; Türk kültürüne, sosyal yapısına, dinine ve ülkemizde Covid-19 pandemisinin yönetilme şekline özgü farklılıklara dayalı bir program olması" diye konuştu.
'VERİ TOPLAMA AŞAMAMIZ BAŞLADI'
Dr. Azize Atlı Özbaş, yas danışmanlığı programının haftada 1 kez yaklaşık 2 saat süreyle grup çalışması şeklinde yapılacağını kaydederek, "Derinlemesine görüşmelerle veri toplama aşamamız başladı. Bu programda pandemiye özel belirli konuların öne çıkacağını tahmin edebiliyoruz ancak yakınlarını kaybedenlerin hikayelerini dinlemek, seslerini duymak istedik. Bizim görmediğimiz, tahmin edemediğimiz konular varsa bunları da programa dahil etmeyi çok önemsiyoruz. İnsanların suçlulukla ilgili ciddi kaygıları olabileceğini, yarım kalan işlerinin olduğunu, vedalaşamadıklarını, yakınlarının cenazelerine katılamadıklarını biliyoruz. Hastalık sürecinde yakınlarının yanında olamadıklarını, kayıptan sonraki süreci de yalnız geçirdiklerini, kısıtlamalar nedeniyle eş, dost akrabalarından ihtiyaç duydukları desteği alamadıklarını biliyoruz. Grup çalışmalarında bu konular üzerinde konuşacak, çalışacağız. Grup çalışmaları sonunda, geride kalanların psikolojik ve toplumsal olarak desteklenmesi amacımızı oluşturacak" dedi.
'PAYLAŞILDIKÇA AZALAN TEK ŞEY ACI'
Programa dahil olmak isteyenlerin web sitesine girerek başvuru yapabileceklerini söyleyen Özbaş, "Web sitesinde formu doldurduktan sonra kendileriyle telefon aracılığıyla iletişime geçip konuyla ilgili bilgilendirme yapıyor, gruplarımıza davet ediyoruz. Hedefimiz ilk uygulamalarımız tamamlandıktan sonra, katılımcılarımızın geri bildirimine göre tekrar yas danışmanlığı programına son halini vermek ve standart bir uygulama olarak da ülke geneline yaymak. Acınız sessiz kalmasın. Paylaşıldıkça azalan tek şey acı. Yalnız olmak zorunda değilsiniz, bu yolculukta sizlerle beraber yürümeye gönüllüyüz" diye konuştu.