“Besin zehirlenmesi; özellikle yaz aylarında artış gösteren önemli bir halk sağlığı sorunudur” diyen Halk Sağlığı uzmanı Dr. Nurten Elkin konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
BESİNLERİN SAKLANDIĞI KAPLARA DİKKAT
Besin zehirlenmelerine yol açan etmenler hakkında bilgi veren Dr. Nurten Elkin, “Kimyasal maddeler, tarım ilaçları, deterjanlar, plastikler, parazitler ve mikroorganizmalar (bakteri, küf, maya) bu etmenler arasında sayılabilir. Besinlerin saklanacağı kaplarda önemli olup; bakır ve kurşun kaplarda saklanması özellikle ağır metal zehirlenmelerine neden olabilecektir. Bu nedenle kalaysız bakır, alüminyum ve boyalı plastik kaplarda besinler bekletilmemelidir” ifadelerini kullandı.
“BELİRTİLER 30 DAKİKA İLE 72 SAAT ARASINDA ORTAYA ÇIKIYOR”
Besin zehirlenmelerinin çoğunlukla aniden başladığını söyleyen İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nurten Elkin, “Kontamine olmuş besinler tüketildikten sonra hastalık belirtileri 30 dakika ile 72 saat arasında ortaya çıkabilir. İshal, karın ağrısı, karında kramp, bulantı, kusma bazen de ateş görülebilir. Aynı kontamine besini tükettikten sonra bazı bireylerde hiç belirti görülmezken, bazı bireylerde de belirtiler çok ağır seyredebilir; bu durumu belirleyen besinin ne oranda kontamine olduğu, tüketilen miktar ve bireyin duyarlılığıdır” dedi.
Kusma ve ishalin vücudun toksine gösterdiği tepki olduğunu, özellikle ilk 24 saat içerisinde bulantı ve ishali önleyici ilaçların kesinlikle kullanılmaması gerektiğine vurgu yapan Dr. Nurten Elkin, “Bu dönemde yatak istirahati ve bol sıvı alınması çok önemlidir. Yoğurt, pirinç lapası, haşlanmış patates gibi besinlerin tüketilmesi ishalin azalmasında etkili olabilir, bunun yanında çiğ sebze, kayısı, erik, incir, karpuz, üzüm gibi meyvelerin bağırsak hareketliliğini artıracağı için tüketilmemesi uygun olacaktır. Kanlı ishal, ishal ile şiddetli baş ağrısı, boyun ağrısı veya ateş varsa ve zehirlenme belirtileri iki günden fazla devam ediyorsa hemen bir hekime başvurulmalıdır” açıklamasında bulundu.
ZEHİRLENMELERE KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER
Dr. Elkin besin zehirlenmelerinden korunmak için ise şu tavsiyelerde bulundu:
“Kişisel hijyenin sağlanması, ellerin sık sık, yöntemine uygun şekilde yıkanması, tırnakların kısa ve temiz olması, ellerde yara, kesik gibi durumlarda besin hazırlanması gerekiyorsa bu lezyonların su geçirmeyen bir bandajla kapatılması, pişirilip daha sonra tüketilecek yemeklerin oda sıcaklığında, tezgah ve ocak üzerinde iki saatten fazla soğumaya bırakılmaması, yaz aylarında ise pişmiş yemeklerin oda sıcaklığında bir saatten fazla bekletilmemesi, dondurulmuş besinlerin asla kalorifer, soba vb. üzerinde çözdürülmemesi, bu besinlerin en uygun çözdürme yöntemlerinin buzdolabı sıcaklığında, ambalajlı hali ile akan su altında veya mikrodalga fırında çözdürmek olduğunun bilinmesi, öncesinde de bu besinleri satın alırken soğuk zincirinin kırılmamış olmasına dikkat edilmesi, pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerinin kullanılmaması, satın alınan sebze ve meyvelerin bol akan su altında iyice yıkanması, kıymadan yapılan besinlerin iyice piştiğine emin olunması, içme suyunun güvenilir kaynaklardan temin edilmesi, güvenilirliğinden emin olunmazsa kaynatılması ya da mümkünse eczanelerden klor tabletleri alınarak kullanım talimatına uygun olarak kullanılması, konserve besin satın alırken, alt ve üst kapakları şişkin ve kutusu hasar görmüş olanların satın alınmaması, tahıl, kuru baklagil gibi kuru gıdaların asla nemli ve sıcak bir ortamda saklanmaması, her türlü gıda maddesi satın alırken etiket bilgisinin okunması, üretim ve son kullanma tarihi ve saklama koşullarına dikkat edilmesi, özellikle yaz aylarında dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketiminden kaçınılması, mutfakta kullanılan bez, tutaç ve süngerlerin mikropların bir yerden başka bir yere taşınmasında etkili olabileceği düşünülerek her kullanım sonrası bezlerin dezenfekte edilmesi önemlidir.”