HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önündeki oturma eylemlerini sürdüren aileler, 18 haftadır Muş’ta evlat nöbeti tutan aileleri ziyaret etti. Diyarbakır’dan gelip Muş’taki ailelerin eylemine destek veren aileler, HDP ve PKK’nın aleyhine sloganlar attı. Anne ve babaların HDP il binasına girme girişimi ise, çevrede güvenlik önlemi alan polis ekiplerince önlendi.
Dağa kaçırılan oğlu Yusuf için Diyarbakır’dan gelip Muş’taki ailelere destek veren Celil Bektaş, bugüne kadar birçok çocuğu HDP ve PKK’nın elinden söke söke aldıklarını ve almaya da devam edeceklerini söyledi. Bektaş, HDP’nin kapatılmasını istedi.
'ÇOCUĞUMU SÖKE SÖKE PKK İLLETİNDEN ALDIM'
Diyarbakır’daki eylem sayesinde oğlu Mustafa’ya kavuşup eylemi terk etmeyerek, ailelerin yanında yer alan Rauf Biçer ise, “3 Eylül’de başlatılan eylemde 2 yıl sonra çocuğuma kavuştum. Çok şükür çocuğumu söke söke PKK illetinden aldım. Benim oğlum Diyarbakır HDP il binası önünden kandırılarak dağa gönderildi. Benim oğlum henüz 16 yaşındaydı. Bu kararlı eylem sayesinde bugüne kadar 31 evladımız kavuştuk. En sonuncusu ise benim çocuğumdu. Mücadelemi sonlandırmadım, hiçbir zaman da sonlandırmayacağım. Çünkü tek bir evlat kalmayana kadar bu mücadele devam edecek demiştik" diye konuştu.
Teslim olan oğlunun bir saat bile ceza almadığını vurgulayan Biçer, “Devlet oğluma şefkatini göstererek öyle bir sahip çıktı ki, topluma kazandırdı. Gelmeyen anne babalar da gelsin HDP’den, PKK’dan evladınızı söke söke alın. Evlatlarımız da bizleri duyuyor. Onlara da sesleniyorum, hepiniz gelin teslim olun. Devletin şefkatli ellerine gelin. Hepimiz bu toprakta, bu bayrağın altında yaşayalım" dedi.
'BEN KENDİ EVLADIMI KAZANDIM'
Oğlu Mustafa’ya kavuşmasına rağmen eylemdeki aileleri yalnız bırakmayan anne Ayşegül Biçer de, “Ben kendi evladımı kazandım. Evladım geldi ve şu anda da evimde kalıyor. Oğlum hiçbir ceza almadı. Devletinin şefkatli kollarına teslim oldu. Ama benim mücadelem bitmedi. Davamda kararlıyım, sonuna kadar anne ile babalara destek veriyorum. Gerekirse Türkiye’nin dört bir yanını dolaşır, bu anne ve babalara destek veririm. Yeter ki anne ve babalar evlatlarını istesinler" dedi.
'HDP OLMADAN TEK BİR YAPRAK DAĞA GİTMEZ'
Çocukları kandırılarak dağa kaçırılan ailelerin gelip feryatlarını evlatlarına duyurmalarını isteyen Biçer, “Çünkü benim oğlum benim feryadımı duyduktan sonra oradan kaçış yollarını denemiş ve kazanmıştır. Rabbime şükürler olsun ki benim yavrum geri döndü. Diliyorum ki tüm anne ve babalar kazansın. Tüm anne ve babalara çağrımızdır; gelin hakkınızı olan evlatlarınızı hırsız parti HDP’den isteyin. Çünkü HDP olmadan tek bir yaprak dağa gitmez. Allah’ın izniyle HDP kapanacak, kandil yıkılacaktır" diye konuştu.
'BENİM ÇOCUĞUM KENDİ İRADESİYLE DAĞA GİTMEMİŞTİR'
Oğlu Özkan için Diyarbakır’da eylemini sürdürerek, Muş’taki ailelere desteğe gelen Süleyman Aydın da, oğlu 15 yaşındayken HDP tarafından kandırılarak dağa kaçırıldığını ifade etti. HDP il başkanlığına çocukların getirilerek, buradan dağa gönderildiğini söyleyen Aydın, çocukların para karşılığında satıldığını söyledi. 6 yıldır çocuğundan bir haber alamadığını belirten Aydın, “Benim çocuğum kendi iradesiyle dağa gitmemiştir. 15 yaşındaki çocuğun iradesi olur mu? İnanın çocuğumun ilk günüydü ben Selahattin Demirtaş’ın yanına gittim, bana destek verin, benim çocuğumu PKK’dan isteyin dedim. Selahattin Demirtaş’ın bana verdiği cevap; ‘kendi iradesiyle gitmiştir’ dedi. 15 yaşındaki çocuğun iradesi mi olur? İnanın bütün çocuklar Selahattin Demirtaş’ın talimatıyla dağa gönderildi" dedi.
