Artova ilçesine bağlı Boyunpınarı köyü Özündürük mevkisinde, tepenin eteklerinde, tarihi M.Ö. 3 binli yıllara uzanan ve kayalar oyularak yapılan 2 katlı yer altı yerleşim yeri, tahrip edilmiş hali ile dikkat çekiyor. Köylüler tarafından keşfedilen yerleşim yerinin farklı boyutlarda 2 salonu bulunuyor. 70 santimlik dar girişe sahip olan ve 1 metre 30 santimlik koridordan geçilerek girilen yer, define avcılarının tahribatına uğrayarak, hasar gördü. Bazı bölümleri moloz ile doldurulan yerleşim yerinin, korumaya alınarak, turizme kazandırılması bekleniyor.
'AŞIRI TAHRİBAT SÖZ KONUSU'
Bölgede 2018 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izni ile arkeolojik yüzey araştırması yaptıklarını anlatan Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Dr. Şengül Dilek Ful, "Kazıyı 2018 yılında gerçekleştirdik. Biz yüzey araştırması yaptığımız sırada çok fazla tahribatla karşılaştık. Defineciler, kaçak kazı için girenler, burayı oldukça fazla tahrip etmişler. Şu anda moloz taşlarla doldurulmuş durumda. Bu yerleşim yerinin 3 salonu olduğu biliniyor. Ama şu anda 1'inci ve 2'nci salonları görebiliyoruz. 3'üncü salon tamamen molozlarla doldurulmuş. Aşırı derecede tahribat söz konusu, o yüzden en kısa zamanda oranın ele alınması gerekiyor. En azından temizlik çalışması, kazı çalışması ve daha geniş çaplı bir güvenlik oluşturulması gerekiyor. Biz Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izni ile Tokat'ın birçok yerini gezdik. Gezdiğimiz her ilçesinde, her köyünde, her höyükte, tümbüste bu kaçak kazı ile ilgili belirtileri gördük" dedi.
'ŞEKLİNİ BOZDULAR'
Boyunpınarı köyü muhtarı Halil Çelik ise "Mağaramız çok eski ve tarihi eserdir. Milattan önce yapılmış. Bizim köy bölgeye ilk kurulduğu yıllarda bulunmuş. Eskiden mağaranın düzeni çok güzeldi. Burası çok güzeldi, 1- 2 yıl öncesine kadar çok temizdi. Define arayarak bu düzeni bozdular. Mağaranın şeklini bozdular. Biz ne kadar sahip çıkmaya çalışsak da başarılı olamadık. Jandarma da şimdi bu bölgeyi sit alanı olarak belirledi. Gece, gündüz geziyorlar. Bu kazıları 1- 2 sene önce yaptılar. Biz o zaman jandarmaya da haber verdik. Gelip, baktılar ama kimseyi yakalayamadılar" diye konuştu.
'İYİ İŞÇİLİK YAPMIŞLAR'
Yer altı şehrinin yapılışına hayran kaldığını kaydeden Çelik, "O dönemlerde makine falan yokmuş, elleri ile yapmışlar. Kazmayla ya da balta gibi aletler mi kullandılar, bilmiyorum ama yumuşak taş olduğu için bunu yontması kolay. Kazmayla rahatlıkla kazılabiliyor. Biz bu taşa 'kis' diyoruz. Kis olduğu için oyulması kolay. Burayı yapan insanlar da mimarmış. Mağaranın şekline bakarsak insanlar gerçekten bir işçilik yapmışlar. Zaten buranın bir odasını toprakla doldurmuşlar. Üst kata çıktığımız yer kapanmış. Yukarıyı da kazdıkları için kapanmış. Eskiden buradan üst kata çıkıyorduk. Üst katında küçük bir tane havalandırması vardı. Şimdi dışarıdan büyütmüşler, oradan inip çıkıyorlar" dedi.
Alanın korumaya alınmasını ve eski haline getirilmesini isteyen muhtar Çelik, "Burası eski haline gelirse bizim için iyi olur. Sahip çıkılırsa, müze gibi bir şey olursa, tarihi eser olarak değerlendirilirse giden gelen çok olur. Eski görünümünü kazanırsa memnun oluruz. Eski haline getirilirse burasının kapısını yaparız. Herkes istediği zaman gelip giremez" diye konuştu.