Erdoğan, KKTC ziyaretinin sorulması üzerine, "Pazartesi günü KKTC'ye ziyaretimiz var. Geniş bir heyetle ziyaret yapacağız. Birinci gün KKTC parlamentoda milletvekillerine bir hitabımız olacak. Kuzey Kıbrıs'a müjdesini orada parlamentoda vermek istiyorum, şimdi verirsem yanlış olur. Güzel bir adımımız var, ön çalışmalarını bitirdik. Salı günü yine KKTC'de malum her yıl yaptığımız törenleriniz var ve törenlerimizi de orada geniş bir heyetle yapmak suretiyle salı akşamı tekrar yurda döneceğiz. Temennim odur ki merasimlerimizde en güzel şekilde gerek adaya gerekse tüm dünyaya, dünya barışın tesisi için mesajlarımız olacak. Gerek Ersin Bey'in gerek şahsımın mesajları var, bu mesajlarla birlikte, Cumhurbaşkanları arasında ikili görüşmelerimiz var, heyetlerimiz arasında görüşmelerimiz var. Bu seyahati verimli hale getireceğiz" dedi.
RİZE VE ALMANYA'DAKİ SEL FELAKETİ
Erdoğan, Almanya ve Rize'de yaşanan sel felaketlerinin sorulması üzerine, Almanya'dan yardım konusunda bir talep gelmediğini belirtti. Erdoğan Rize'de yaşananlarla ilgili olarak ise, "Maalesef Rize'deki sel felaketinde kendi ilçem de dahil olmak üzere şu an itibarıyla 2 kaybın dışında 6 vefatımız var. 3 Bakanımız orada. Gerek Süleyman Bey, gerek Murat Kurum Bey, gerek Adil Bey oradalar. Sürekli kendileriyle irtibat halindeyim, Valimiz Kemal Bey ile irtibat halindeyim. Ve yoğun bir şekilde AFAD'ımızın çalışması var. Tüm iş makineleriyle oradaki çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Ölenlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Rabbim bu tür felaketlerden bizi muhafaza etsin Rize'miz, daha doğrusu Doğu Karadeniz'imiz her zaman bu tür felaketlerle karşı karşıya. Çünkü bol yağmur alan bir ilimiz, bunda da biliyorsunuz saatte 202 metreküp yağmur aldı. Tabi çay bitkisi gübreleme tekniği sebebiyle de aldığı yağmurla gübrenin azotun balçığa dönüştüğü yer. Dikey kök olmadığı için yatay olduğu için onlar aşağıya doğru iniyor. Ağaçlama çay arasında yok. Eskiden dikey köklü ağaçlarımız vardı. O ağaçlar şimdi kalmadı çünkü söküldü onların yerine çaylıklar yapıldı. Şu andan itibaren bütün bu çaylıkların kendi dayılarımın evinin altındakiler dahil olmak üzere onlarda kaydılar. Onlarda da zararlar söz konusu. Tabii temennimiz cana bir şey gelmesin. Hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Bütün imkanlarla ne gerekiyorsa yerine getireceğiz" ifadelerini kullandı.
15 TEMMUZ ETKİNLİKLERİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz'un 5. yılındaki etkinliklerinin sorulması üzerine ise, "Dün Şafak Vakti filmi vizyona girdi. Ulusal, uluslararası yüzlerce canlı yayın bu vesileyle gerçekleştirildi. 00.13'te 90 bin camimizde Diyanet İşleri Başkanımız selalar okuttu ve 15 Temmuz itibarıyla toplamda 3 bin 876 proje ulusal, uluslararası gerçekleştirildi. Çeşitli yürüyüşler, sergiler, anma toplantıları gerçekleştirildi. Bütün bunlardan öte Külliyemizin tam karşısında bir 15 Temmuz Demokrasi Müzesi açılışını yaptık. Gerçekten dijital içerikli bir müze oldu. Herhalde şu anda Türkiye'mizde bir ilk bu müze. Dün onu da Devlet Bey'le birlikte geniş bir toplulukla ziyaret ettik, gezdik. İnanıyorum ki sadece ulusal değil, uluslararası bazda da bu müzemiz dünyaya çok güzel mesajlar verecek. İçeriği itibarıyla insanı duygulandıran, yeri geldiğinde de gözyaşlarına hakim olamadığımız bir müze oldu. Eseri hazırlayan arkadaşlarımdan Allah razı olsun. Emeği geçenleri tekrar tebrik ediyorum, kutluyorum" dedi.
ERDOĞAN MİLLİ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ MEZUNİYET TÖRENİNE KATILDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Kuvvet Harp Enstitüleri 8'inci Dönem Karargah Subaylığı ve 3'üncü Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi Mezuniyet Töreni'ne katıldı.
Beşiktaş'ta bulunan Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi'ndeki törende TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler de yer aldı. Erdoğan konuşmasının başında mezunları tebrik ederek, 80'i, 17 farklı ülkeden ve misafir olmak üzere 240 subayın mezun olduğunu belirtti. Erdoğan, "15 Temmuz darbe girişiminin ardından kurulan Milli Savunma Üniversitesin kısa sürede güçlü bir askeri eğitim kurumu haline geldi. Üniversitemiz halihazırda 5 farklı şehirdeki 1110'u misafir, 16 bin 382 öğrencisiyle eğitim öğretim faaliyetlerini sürdürüyor. Bugüne kadar üniversitemizden 765'i misafir olmak üzere toplamda 23 bin 167 subay ve astsubay mezun olmuştur" dedi.
Erdoğan, "Üniversite bünyesindeki fakülte ve enstitülerden mezun olarak TSK'ne katılan her subay ve astsubayın ordunun gücünü artırıyor. Türkiye, dünyanın sadece en köklü ordularından birine sahip olmakla kalmayan, aynı zamanda en eski kurmay eğitim sistemini de kurmuş bir ülkesidir. Bu yıl Kara Kuvvetleri Komutanlığımızın kuruluşunun 2.230'uncu yılını kutluyoruz. Dile kolay. Kurumlarımızın bir kısmı modern dönemdeki kuruluş yıldönümleri üzerinden tarih veriyor olsa da aslında çoğunun geçmişleri bir hayli eskilere dayanıyor. Bizim tarihimizdeki pek çok müessese, Batılıların modern dönemde önümüze çıkarttıkları kurumların ilhamı veya kopyasıdır. Artık siyasetten ekonomiye her hususta olduğu gibi askeri alanda da yeni bir seviyeye ilerliyoruz. Bu yeni seviyede Türk Silahlı Kuvvetlerinin hem insan kaynağı hem eğitim kalitesi hem donanımı itibarıyla mümkün olan en güçlü konuma ulaşması hayati öneme sahiptir. Geçmişte bir dönem vesayet odaklarının, bir dönem FETÖ'cü hainlerin yol açtığı kayıplara rağmen bu doğrultuda önemli bir mesafe kat ettik" diye konuştu.
"EĞER TÜRKİYE GÜÇLÜYSE İŞTE TÜM BU COĞRAFYALARDA GURUR VARDIR, SEVİNÇ VARDIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TSK sınırları koruma, sınır ötesi harekatları gerçekleştirme, dost ve kardeş ülkelere destek olma konusunda gösterdiği performansla destan üstüne destan yazıyor. Milletimizin ülkesine olan güveninin artmasında, ordumuzun gösterdiği başarıların büyük payı vardır. Elbette sistem ve teknoloji önemli olmakla birlikte meselenin özünde insan olduğunun da farkındayız. Türk milleti askerliğe ve teşkilatçılığa olan yatkınlığı sayesinde sürekli kendini yenilemeyi, geliştirmeyi, büyütmeyi başarmıştır. Tarih boyunca kurduğumuz kesintisiz devletler zinciri, bu kabiliyetin ürünüdür. Cumhuriyetimizi üzerinde inşa ettiğimiz 600 yıllık Osmanlı çınarı bile tek başına bir milleti binlerce yıl ayakta tutacak motivasyonu sağlamaya yeterlidir. Geçmişi Asya'nın dört bir yanından Avrupa'nın derinliklerine uzanan Afrika'ya selam veren, kadim dönemlere kadar uzanan izleri sebebiyle Amerika kıtasını kardeş bilen bir milletin uzunca bir süredir kaderinin düğümlendiği yer işte burasıdır, Anadolu'dur, Türkiye'dir. Eğer Türkiye güçlüyse işte tüm bu coğrafyalarda gurur vardır, sevinç vardır. Eğer Türkiye güçlüyse dünyanın neresinde olursa olsun tüm mazlumlar, mağdurlar için bir çıkış yolu vardır. Eğer Türkiye güçlüyse yakın uzak her yerde zalimlerin zulmü altında inleyen her kardeşimiz için umut vardır. Türkiye'nin işte bu güçlü duruşunun en önemli ayaklarından biri de askeri alanda verdiği mücadeleler ve kazandığı zaferlerdir" ifadelerini kullandı.
"GÜVENLİK VE REFAH KAYGILARI İÇİN OLUK OLUK KAN AKITANLARIN TERSİNE, BİZ YAŞATMAK İÇİN GİDİYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kahraman askerlerimiz yarım asra yakın bir süre önce Kıbrıs'ta sadece oradaki Türklerin canlarını kurtarmakla kalmadı, bu milletin üzerindeki külleri en zor şartlarda bile silkip atabileceğini gösterdi. Neredeyse 40 yıl boyunca süren terörle mücadele döneminde kurulan tüm tuzaklara ve oynanan oyunlara rağmen sergilenen dirayetli duruş yeniden başarılabilineceğinin işareti. Suriye sınırlarımız üzerinden ülkemizi bölmek için harekete geçen PKK'lı ve DEAŞ'lı canilerin tepelerine binerek ortaya koyduğumuz kararlılık ve elde ettiğimiz başarı oyunu tümden değiştirmiştir. Libya'da hem diplomatik hem askeri alanda gösterdiğimiz başarı sadece Akdeniz'de değil, tüm dünyada kartların yeniden karılmasına yol açmıştır. Karabağ'ın azatlı mücadelesinde Azerbaycanlı kardeşlerimize verdiğimiz hasbi destek ve sadece 44 günde kazanılan zafer, bir kez daha tüm gözleri üzerimize çevirmiştir. İnşallah şimdi başka coğrafyalarda bizimle birlikte yol yürümek isteyen kardeşlerimizin yanlarında yer almanın hazırlıkları içindeyiz. Buradan bir kez daha açıkça ifade ediyorum; bizim hiç kimsenin toprağında, egemenliğinde, birlik ve beraberliğinde gözümüz yoktur. Biz sadece emperyalistlerin ve onların oyuncağı haline dönüşmüş kifayetsiz rejimler ile terör örgütlerinin zulmü altında inleyen kardeşlerimizin çağrılarına kulak veriyor, onlara karşı tarihi sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Binlerce, on binlerce kilometre öteden özellikle ses verip gelip, sırf kendi siyasi ve ekonomik çıkarları, güvenlik ve refah kaygıları için oluk oluk kan akıtanların tersine, biz yaşatmak için gidiyoruz. Türk'ün olduğu yerde zulüm olmaz. Türk'ün olduğu yerde masum kanı akmaz. Türk'ün olduğu yerde mazlum gözyaşı dökmez. Türk'ün olduğu yerde ancak güven olur, huzur olur, refah olur. Aksi yönde tek bir örnek gösterilemez. İşte bunun için milletimiz hep ordusunun muzaffer askerinin şanlı, ülkesinin güçlü olması dileğiyle dua eder. Bugün mezun olan siz subaylarımız görev yerlerinizde işte böyle şanlı bir orduya kumanda edeceksiniz. Rabbim yar ve yardımcınız olsun diyorum." ifadesini kullandı.
"TÜRKİYE BU KISIR DÖNGÜYÜ KIRMAYI BAŞARMIŞTIR"
"Türkiye, Cumhuriyet tarihi boyunca en kritik dönemlerde çeşitli demokrasi ve kalkınma hamleleri başlatmıştır" diyen Erdoğan, "Bu hamlelerin, nasıl kesintiye uğradığına baktığımızda, kimisinin gerisinde çok basit kişisel hesapların, kimisinin gerisinde vizyonsuzların, kimisinin gerisinde de çok daha sıkıntılı durumların olduğunu görüyoruz. Her ne sebeple olursa olsun kaçırdığımız her fırsatın ülke ve millet olarak bize çok ağır maliyetleri olmuştur. Demokrasimizin aldığı yaraların maliyeti milli birlik ve beraberliğimizin tehlikeye girmesine kadar varmıştır. Kalkınmada yaşanılan gerilemenin maliyeti sadece yoksulluk olarak değil, aynı zamanda sanayiden ticarete, her alanda tıkanıklık şeklinde karşımıza çıktı. Ülkemizi sadece 3-5 tarım ürün, 3-5 maden ve katma değeri düşük 3-5 ürüne mahkum edenlerin gayesi, aslında istikbalimizin istiklalimizin önünü kesmekti. Hamdolsun büyük uğraşlar, mücadeleler, fedakarlıklar neticesinde Türkiye bu kısır döngüyü kırmayı başarmıştır. Önce demokrasi ve kalkınma hamlemizi başarıya ulaştırdık, 15 Temmuz'un zirvesi olduğu mücadele süreciyle de özgürlüğümüze vurulan prangaları parçalayıp attık. Bugün Türkiye bölgesinde ve dünyada başı dik bir şekilde kendi politikalarını uyguluyor, sahada ve masada en güçlü şekilde temsil ediliyorsa işte bu sayededir. Milletimize böylesine kritik ve tarihi dönüm noktasında kendisine liderlik etme şerefini bize bahşettiği için ne kadar hamd etsek azdır. Kahraman ordumuzun önce vesayet odakları, ardından FETÖ'cü hainler eliyle maruz kaldığı tüm saldırılara ve aldığı yaralara rağmen çok kısa bir sürede asıl gücüne, potansiyeline, vizyonuna ulaşması yürüdüğümüz yolun doğruluğunun ispatıdır" şeklinde konuştu.
"MUHAKEME VE İCRA YETENEĞİ GELİŞMİŞ PERSONELE SAHİP OLMANIN TSK'NİN EN ÖNEMLİ GÜCÜ OLACAKTIR"
Bakan Hulusi Akar da törende bir konuşma yaparak, "Milli, manevi ve mesleki değerlerimize sahip, dünyayı tanıyan, analitik düşünebilen, tarihi, uluslararası hukuku, uluslararası ilişkileri, diplomasiyi ve stratejiyi bilen, müşahede, muhakeme ve icra yeteneği gelişmiş personele sahip olmanın TSK'nin en önemli gücü olacaktır. Zira savaşları, iyi eğitilmiş komutanlar ve askerler kazanır. MSÜ de harp enstitüleriyle, harp okullarıyla ve Astsubay Meslek Yüksek Okullarıyla komutan ve asker yetiştirmek için üzerine düşen görevi başarıyla yerine getirme gayreti içindedir. Bugün mezun olan silah arkadaşlarımızın, burada aldıkları eğitim ve öğrenim ile üstlenecekleri görevleri başarıyla yerine getireceklerine ve asil milletimizin güvenine layık olacaklarına inancımız tamdır. 17 dost ve kardeş ülkeden gelerek mezun olan 80 misafir askeri personelin de görevlerinde üstün başarılar elde edeceğine, ülkeler arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarını daha da güçlendireceğine inanıyoruz. TSK, binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi ve mesleki değerleriyle, asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla aklın ve bilimin ışığında, anayasa çerçevesinde, yasalar ve zat-ı devletlerinin direktifleri doğrultusunda, sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde, görevinin başındadır" ifadesini kullandı.