İstanbul'da inşaat işçisi olarak çalışan Mehmet Halıcı, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında darbecilere karşı mücadele verirken gazi oldu. 15 Temmuz gecesi hareketlilik yaşandığını fark eden, hemen ardından da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısını gören Halıcı, abisi Burak Halıcı (28) ve arkadaşlarıyla Taksim Meydanı’na çıktı. Askerlerin Taksim'de anıtın çevresini sardığını ve halka engel olmaya çalıştığını gören Halıcı, arkadaşlarıyla birlikte ‘asker kışlaya’ sloganları atmaya başladı. Askerlerin üzerlerine doğru ateş açtığı sırada kolundan vurulan Halıcı yaralandığını uzunca süre fark etmedi. Yaşanan kargaşada hastaneye gidemeyince kendi imkanlarıyla yarasını sardı. Aldığı yara neticesinde İstanbul’daki işine devam edemeyerek memleketi Sivas’a gelen Halıcı, 2017 yılında askerlik görevini yerine getirirken devlet övünç madalyası ile ödüllendirildi. Şu an Sivas Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü bünyesinde memur olarak çalışan 15 Temmuz gazisi, "Vatanımız için canımız feda, bir daha olsa bir daha çıkarız" dedi.
15 Temmuz’da yaşadıklarını DHA'ya anlatan Mehmet Halıcı, "Gece evdeydik ve Taksim Meydanı’nda bir karışıklık olduğunu fark ettik. Hemen ardından Cumhurbaşkanımızın talimatını duyduk. Bizler de meydana çıkalım ve görevimiz yerine getirelim istedik. Çıktığımızda cuntacı askerler Taksim anıtı etrafını sarmış bir şekilde bekliyorlardı. Başlarındaki rütbeli ise anıtın tepesindeydi. Gezi Parkı tarafından bir askeri araç geldi ve biz askeri aracın üzerine yürüyerek Taksim Meydanı'na girmesine izin vermedik. Ardından askerlerin yanına geldik ve ‘asker kışlaya’ diye slogan atmaya başladık. Yanlış yaptıklarına dair uyarıyorduk ama bizi dinlemiyorlardı. O sırada vatandaşlardan birisi bir askerin silahından tuttu ve 'Yanlış yapıyorsun bırak silahı, daha çocuksun sen' diye uyardı. Anıtın üzerindeki rütbeli ise askerin silahını bırakması için vatandaşı uyardı. Vatandaş silahı bırakmayınca rütbeli kendi silahıyla vatandaşı göğsünden vurdu" diye konuştu.
'KOLUMDAKİ İZ VATANA FEDA EDİLMİŞ KANIN İZİDİR'
Çıkan kargaşada askerlerin açtığı ateşle kolundan yaralandığını anlatan Halıcı, "Başta vurulduğumu fark etmedim. Kan ayaklarıma kadar inmişti fark ettiğimde ve ambulans gelemedi, hastaneye gidemedik. Kolumda kurşunla bir gün boyunca beklemek zorunda kaldım. İlk vurulduğum gece kolumda kurşunun olduğunun bile farkında değildik. Ertesi gün hastaneye gittiğimde doktorlar kolumda kurşunun olduğunu söyledi, ardından ameliyatla kolumdan kurşunu aldılar. Zaten ben beden işçisiydim o halde de çalışamazdım. Raporumu aldım ve memleketim Sivas’a döndüm. Burada aradan 3 yıl geçtikten sonra 2019 yılında sol elim başparmağımın üzerinde bir hissizlik oluştu. Ardından hastaneye gittim. Doktorlar tekrardan bir film istedi ve elimde şarapnel parçasının olduğunu söyledi. 15 Temmuz gecesinden bir şarapnel parçası kalmış elimde. 2019’da küçük bir operasyonla onu elimden aldılar. 3 yıl boyunca şarapnel parçasıyla yaşadığımı hiç bilmiyordum. Vatanımız için canımız her zaman feda olsun. Devletimizin her daim yanındayız. Kolumdaki iz vatana feda edilmiş bir can ve kan olarak bir izdir. Devletimize ufak da olsa bir katkımız olduysa ne mutlu bize. Gurur duyuyorum" ifadelerini kullandı.
'KURŞUNLAR DELİP GEÇİYOR AMA ÖLDÜRMÜYORDU'
Darbe gecesi yaşananları Çanakkale ruhuna benzeten Mehmet Halıcı, "Darbe gecesinde selalar verildi, Kur'anlar okundu. Eline bayrağını alan herkes meydana geldi. Ortada Çanakkale ruhu vardı. Orada bir vatan mücadelesi verildi. Herkes vuruluyordu. Allah bir daha böyle bir gece yaşatmasın. Korku içimizde kesinlikle yoktu. Üzerimizde çelik yelek varmış gibi hissettik. Kurşunlar delip geçiyor ama öldürmüyor hissi vardı. Vurulduğumda bile hissetmedim. Yine de o halde mücadele ettim" dedi.
'GAZİ EŞİ OLMAK GURUR VERİCİ'
15 Temmuz gazisi Mehmet Halıcı ile 35 günlük evli olan Nur Sema Halıcı (20), "Eşime her baktığımda vurulma anında ne yaşadığını düşünüyorum ‘o halde ne hissetti acaba’ diyorum. Bu darbe gerçekleşseydi acaba ne olacaktı diye soruyorum hep kendime. Gazi eşi olmak çok farklı bir duygu. Onun yanında olabilmek, yaşadığı sıkıntıları biraz da olsa alabilmek, onun yaşadığı sıkıntılardan gurur duyabilmek çok farklı duygular. Vatanı için mücadele verdiği için onunla gurur duyuyorum ve iyi ki benim eşim. Böyle bir şey başımıza gelse eminim Türk milleti yine aynısını yapacaktır. Biz tarih boyunca destan yazmış bir milletin evlatlarıyız. Buradan bir de kadınlara şunu söylemek istiyorum, kolu ve bacağı yoktur, gazi olmuş bir erkek vardır ve bazı kızlar onlarla evlenmek istemez. Bunu asla yapmasınlar. Gazi eşi olmak o kadar gurur verici bir duygu ki beden değil önemli olan kalptir" diye konuştu.