Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi'nde düzenlenen 'Menopozda Fiziksel Aktivite Çalıştayı'na katılan Doç. Dr. Asiye Uğraş Dikmen, özellikle kadınlarda menopoz sonrası dönemde meydana gelen osteoporozu (kemik erimesi) anlattı. Dikmen, belirli bir yaştan sonra kemik mineral yoğunluğunun azaldığını, bazen hiç farkında olmadan vücutlarında kırıklar meydana geldiğini söyledi. Dikmen, "Kadınlar bilek kırığı, omurilik kırığı en fazla da kalça kırıklarıyla karşımıza geliyor. Kalça kırığı olan her 4 kadından birini kaybedebiliyoruz. Bu çok ciddi bir ölüm oranı. Bundan dolayı erken yaşta kemik erimesi olmaması için ya da kemik erimesini erken tanıyla tanımak, tedavi etmek kadınlarımızı korumak açısından önemli" diye konuştu.
RİSK FAKTÖRLERİ
Dikmen, kemik erimesinin değiştirilemeyecek risk faktörleri olduğuna dikkat çekerek, "Genetik yatkınlık, yaş, cinsiyet gibi. Bir de değiştirebildiğimiz kısım var. Fiziksel aktivite yapmayanlarda ve dengesiz beslenenlerde daha fazla gözüküyor. Özellikle kalsiyum içerikli yiyeceklerde, süt ve süt ürünleri menopoz sonrasında çok önemli. Asma yaprağı çok iyi bir kalsiyum kaynağı. Çay, kahve ve gazlı içecek tüketimi de kemiklerdeki mineral yoğunluğunu azaltıyor. Farkında olmadan kırıklara sebep olabiliyor" ifadelerini kullandı.
'HAFTADA 300 DAKİKA HAREKET'
Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacı Ahmet Pekel ise, kemik erimesinde fiziksel aktivitenin önemini vurgulayarak, "Fiziksel aktiviteden uzak durulması, hareketsiz yaşamla oluşan süreç bizi maalesef kaçınılmaz son olan kemik erimesine götürüyor. Vatandaşlarımız çocuklarına sporu aşılamalı. Haftalık 300 dakikalık bir fiziksel aktivite süreci var. Günlük 30 dakikadan az olmamak kaydıyla bu süreçte yürüyüş yapabiliriz" dedi.