Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde daha önce 2011- 2012 ve 2019 yıllarında başpehlivan olan Antalyalı Ali Gürbüz, bu yıl 660'ıncısı düzenlenen güreşlerde de başpehlivanlığı kazandı. İki yıl üst üste başpehlivanlığı kazanan Gürbüz, seneye de şampiyon olursa altın kemerin ebedi sahibi olacak.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan'ı makamında ziyaret eden Ali Gürbüz, belediye çalışanları ile hatıra fotoğrafları çektirdi. Çıkışta konuşan Ali Gürbüz, kazandığı altın kemeri, 1988 yılında Kırkpınar'da başpehlivan olan ve 1999 yılında hayatını kaybeden babası Recep Gürbüz, annesi, dedesi ve sevenlerine armağan ettiğini söyledi. Kırkpınar'da, babasının yarım kalan hikayesini tamamlamak istediğini belirten Gürbüz, "Toplamda 4'üncü altın kemerim, 2019 yılından sonra 2020 yılında pandemi vardı daha sonra 2021 yılında tekrar başpehlivan oldum. İki yıl üst üste başpehlivan olmuş oldum. İnşallah seneye de başpehlivan olup altın kemerin ebedi sahibi olmak istiyorum. Antalya'da bunu başaran kimse yok, inşallah bir ilki yaşatmak istiyorum. Bildiğiniz gibi babam da 1988 yılı başpehlivanı. Babam başpehlivan olduktan sonra vefat etti, güreş yapamadı. Onun yarım kalan bir hikayesi var inşallah altın kemeri 3 kez üst üstü alarak onun yarım kalan hikayesini tamamlamak istiyorum" dedi.
'BU SAHAYA 10 YAŞINDA GELDİM, BU İŞİN TEMELİNDEN GELİYORUM'
Kırkpınar Er Meydanı'nda 10 yaşından bu yana güreştiğini söyleyen Gürbüz, "Ben bu sahaya ilk 1998 yılında geldim, yani 23 yıl olmuş, 10 yaşında bu yana bu sporun içindeyim. Bu işin temelinden geldim. Benim dedem de başpehlivan, onun çok büyük faydaları oldu bana güreşi öğretmek açısından. Dayım, yine eski pehlivanlardan, onların çok bürük faydaları oldu. Çok iyi ustalarla çalıştım, yani bu işin temelinden geliyorum o yüzden güreşin tüm oyunlarını biliyorum, bunu da sahada yansıtmaya çalışıyorum" dedi.
'ÇOK GARANTİ GÜREŞTİM'
Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde çok zorlu rakiplerle mücadele ettiğine vurgulayan Gürbüz, "Bu yıl zor kuralar çektim özelikle pazar günü, çeyrek ve yarı final maçlarında çok zorlu rakiplerim oldu. Çeyrek finalde Serhat Gökmen, ardından Orhan Okulu, ardından finalde İsmail Koç, üçünü arka arkaya yenmek kolay değil. Ama en önemli rakiplerimi yenerek başpehlivan olduğum için çok mutluyum. Buraya biz 1 yıl çalışıp emek verip geliyoruz. En ufak hatada başpehlivanlık elinden kayıp gidebiliyor. Ben 2018 yılında ufak bir hata yüzünden altın kemeri elimden kaybetmiştim, çok talihsiz bir şekilde yenildim. Ve o sene başpehlivan olsam bu sene 3 yıl arka arkaya başpehlivan olduğum için bu yıl altın kemerin ebedi sahibi olacaktım. Ondan dolayı biraz temkinli güreştim, çok garanti güreştim. Belki pazar günü seyirciye seyir zevki çok yüksek maçlar yapamadık ama bir sene emek veriyoruz hata yapmak istemedim" diye konuştu.
'HEYKELİMİ DİKTİRMEK, BABAMA EMNATİNİ GERİ ALDIN DEMEK, İSTİYORUM'
Babasına layık bir evlat olmaya çalıştığını belirten Gürbüz, "Hedefim altın kemerin sahibi olmak istiyorum. Kırkpınar 660 yıldır yapılan bir gelenek, bizim örfüm adetimiz tarihimiz. Bu sahada Koca Yusuflar, Kel Aliçolar, Adalı Haliller güreşmiş. Nice başpehlivanlar güreşmiş. Onların mirasını günümüzde yaşatmaya çalışıyoruz. Bu bizim için çok önemli bir gurur. Bildiğiniz gibi Kırkpınar'da altın kemerin ebedi sahibi olanların heykeli dikiliyor. En büyük hedefim seneye de başpehlivan olup kemerin ebedi sahibi olarak, oraya heykelim diktirmek ve altın kemerin ebedi sahibi olup babamın mezarına götürüp, babama 'emanetini geri aldım' demek. Babam 1988 yılında başpehlivan oldu ve sonraki yıl güreşemedi ve cüssesi küçük, 80-85 kiloydu. Herkes tarafından çok sevilen, sayılan bir başpehlivandı. Erken vefat ettiği için halk onun sevgisini bende yaşamaya çalışıyor. Ben de babama layık bir evlat olmak istiyorum. Onun yarım kalan hikayesini seneye de başpehlivan olarak, mutlu sonla bitirmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
'KAHRAMANIM BABAM, İDOLÜM CENGİZ ELBEYE'
Başpehlivan Gürbüz, "Her devrin kendine göre başpehlivanları var, günün şartları, kriterlerle değişiyor. Benim kahramanım babam. Ama idol olarak da bizim Antalyalı başpehlivanlarımızdan Cengiz Elbeye vardı. Ben onun yanında çıraklıkta yaptım, rahmetli çok beyefendi ve düzgün bir insandı. Örnek olarak hep onu kendime örnek aldım. Ben 1998 yılında Kırkpınar'a ilk geldiğimde Cengiz ağabeyim de başpehlivan olmuştu. Ben o zaman minik-2'de final yapıp derece yapmıştım. Derece yapan pehlivanlar madalya sırasını beklerken hep başpehlivanların finalini izler, Cengiz ağabey başpehlivan olduğu zaman tüm Antalyalı pehlivanlar koşmuş onunla sahayı tur atmıştık, o an bende hiç unutulmaz ve gözümün önünden gitmez. Orada ben de bir karar aldım ve bende bu sahada altın kemer alacağım diye, o yüzden Cengiz abi benim idolümdür" şeklinde konuştu.
'BİR OTURUŞTA BİR KUZU YEMİYORUZ'
Pehlivanların 'bir oturuşta bir kuzu yiyorlar' denmesinin doğru olmadığını söyleyen başpehlivan Ali Gürbüz, "Biz beslenmemize dikkat ediyoruz. Uyku düzenimize, 3 öğün yemek yemeyi aksatmamaya çalışıyoruz. Bol proteinli besleniyoruz. Ama tabi öyle söylendiği gibi 'pehlivanlar bir oturduğunda bir kuzu yer' derler, ben bilmiyorum eski pehlivanlar yerlermiş mi ama günümüzde öyle bir kuzu yeme şansımız yok ama normal bir insandan daha fazla yiyoruz. Daha fazla enerjiye ihtiyacımız olduğu için" dedi.
ALTIN KEMERİ BABAMA ARMAĞAN EDİYORUM'
Altın kemeri önce babasına armağan ettiğini söyleyen Gürbüz, "Altın kemeri önce babama armağan ediyorum, annem de çok hak ediyor tabi ki, çocukluğumdan beri hep yanımda. Dedem, ondan sonra eşim, oğlum ve Antalyalı hemşehrilerime ve Türkiye'de beni destekleyen Ali Gürbüz’ü destekleyen herkese armağan etmek istiyorum" diye konuştu.
'50 YILDIR BİZİM AİLE SAHALARDA'
Aile olarak üç kuşaktır sahalarda olduklarını belirten Ali Gürbüz, babasının ismini verdiği oğlu Recep’i pehlivan olması için zorlamayacağını ifade etti. Antalya'da ilk kürsü yapan başpehlivanın dedesi olduğunun altını çizen Gürbüz, "Benin dedem de başpehlivan, Antalya'da ilk kürsü yapan başpehlivan. Babam da ilk altın kemeri Antalya'ya getiren. Ben de ilk altın kemerin ebedi sahibi olmak istiyorum. Üç nesildir başpehlivanlık yapıyoruz, yani 50 yıldır bizim aile bu sahalarda. Biraz da aile bu baskıdan bu stresten yoruldu aslında. Annem ve ailem çok olsun istemiyor ama oğlum isterse kendisi de olur ama öyle bir baskı yaptırmayacağız, oğlum Recep Gürbüz için" dedi.
Ali Gürbüz, daha sonra memleketi Antalya'ya gitmek üzere yola çıktı.