Yunanistan Savunma Bakanı Nikolaos Panagiotopulos katıldığı bir panelde Türkiye aleyhinde ifadeler kullanarak, Türkiye`nin uluslararası hukuka aykırı hareket ettiğini, tüm bölgeyi istikrarsızlaştırma riski bulunduğunu ileri sürdü.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, konuyla ilgili açıklama yaptı. Akar, Panagiotopulos`un açıklamalarını, son dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis arasındaki yapıcı görüşmeler ve yaz döneminde gerginliği düşürmeye yönelik gayretlerle örtüşmeyen bir söylem ve eylem olarak nitelendirdi.
"Değerli meslektaşımı bencillikten, duygusallıktan uzak makul, mantıklı, adil ve objektif olarak ülkelerimiz arasındaki antlaşmalar, uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde düşünmeye ve konuşmaya davet ediyoruz."
Uluslararası hukuk söylemini dilinden düşürmeyen, Türkiye`yi her fırsatta uluslararası hukuka saygılı olmayan ülke olarak itham eden Yunanistan, Türkiye`nin tüm olumlu ve yapıcı çabalarına rağmen provokatif, hukuk tanımaz, kendi imzaladığı anlaşmalara dahi riayet etmeyen, uzlaşmaz ve gerginliği tırmandırıcı tavrını sürdürmektedir. Ayrıca, Yunanistan, NATO`ya milli imkanlarımızla sunduğumuz ve müttefiklerin desteklediği, müşterek eğitim merkezimize dahi basit gerekçelerle inatla karşı çıkıyor. Üstelik bu eylemlerini haklı göstermek için de gerçeklerden uzak, olumsuz ve tahrik edici açıklamalarda bulunmaktadır.
İşin esası şudur ki, Yunanistan`ın tahrik maksadıyla yaptığı tatbikatlar, anlaşmalara aykırı şekilde gayri askeri statüdeki adaları silahlandırması, Ege`de ve Doğu Akdeniz`de uluslararası hukuka aykırı ve akla mantığa sığmayan talepleri gerginliği artırmaktadır.1923 Lozan ve 1947 Paris Barış Antlaşmalarının açık hükümlerine rağmen gayri askeri statüdeki adalar kime karşı ve niçin silahlandırılmaktadır? Antlaşma hükümleri açıkça ortadadır ve muhataplarımız bunları gayet iyi bilmektedir. Yunanistan ise uluslararası hukuka aykırı ve insanlık dışı uygulamalarla, Ege Denizi`nde kadın ve çocuklar dahil göçmenleri geri itmeye devam etmektedir.
Yunanistan`da bir silahlanma tutkusu bulunmaktadır. Ancak bunun matematikten uzak, ham bir hayal ve beyhude bir gayret olduğu en büyük zararının da Yunan halkına olacağı görülmeli, bilinmelidir. Şu hususun da altını özellikle çizmek isterim ki Yunanistan ile aramızda olan sorunların çözümü üçüncü taraflar değildir. Dolayısıyla Yunanistan`ın Türkiye ile olan problemlerini, Türkiye-AB/ Türkiye-ABD/ Türkiye-NATO gibi üçüncü tarafların problemi haline getirmeye çabaları ne hukuki ne de ahlakidir. Biz, Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs`taki sorunların da diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine samimiyetle inanıyor ve bunun için çaba sarf ediyoruz. Uluslararası hukuk, ikili hukuk ve tarihi süreç bakımından da haklı olduğumuzun bilincindeyiz ve dolayısıyla çok rahatız. Gücümüz de bu haklılığımızdan kaynaklanmaktadır.
Pozitif gündem tek taraflı olmaz. Yakalanan olumlu havanın devam etmesini istiyorsanız Türk, Yunan halklarının birbirine yakınlığını göz önünde bulundurarak provokatif söylem ve eylemlerden kaçınmanız lazım. Yunanistan bizim için en ufak faydası olacak her şeye bir bahane ile karşı çıkıyor. Biz ise inatla uluslararası hukuk diyoruz, şeffaflık ve iyi komşuluk ilişkileri diyoruz. Sonuç olarak barış için, istikrar için Yunan komşularımızın yayılmacı anlayışından bir an önce vazgeçmesi, uzlaşmaz, kışkırtıcı açıklama ve eylemlerine son vermesi en doğru yoldur. Açıkça ifade ediyoruz ki bizim kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında gözümüz yoktur. Ancak Kıbrıs dahil, Mavi Vatanımızdaki hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta azimliyiz, kararlıyız ve buna muktediriz. Hiçbir oldubittiye de müsaade etmeyiz."