Eren Gümüşboğa, 30 Ağustos 2020'de trafikte otomobiliyle seyir halindeyken, içinde 3 kişinin bulunduğu aracın sürücüsü Ömer Sungur Işık ile yol vermeme nedeniyle tartıştı. Yol kenarında araçlarını durduran sürücüler, tartışmaya devam etti. Gümüşboğa, kavgaya dönen olayda diğer sürücünün arkadaşı Bahri Keyvan tarafından bıçaklandı. Keyvan, Işık ve araçta bulunan diğer arkadaşları Kadir Hanedar ile çevredeki diğer arkadaşları yaralı haldeki Gümüşboğa'yı darbetmeye devam etti. Gümüşboğa'nın, yaklaşık 4 dakika boyunca darbedilmesi ve sonrasında yere yığılması güvenlik kamerasına sanine saniye yansıdı. Gümüşboğa, olay yerinde hayatını kaybetti.
7 KİŞİ HAKKINDA DAVA AÇILDI
Güvenlik kamera görüntülerinden olaya karıştıkları tespit edilen 7 kişi yakalanıp tutuklandı. Gümüşboğa'yı bıçaklayan Bahri Keyvan hakkında 'kasten öldürme' suçundan müebbet, olaya karışan Ömer Sungur Işık, Kadir Hanedar, Berkan Kapıtaşı, İbrahim Albayrak, Mücahit Altuntaş ile Satılmış Işık hakkında ise 'kasten öldürmeye yardım' suçundan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ankara 31'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan sanıklardan Bahri Keyvan, savunmasında bıçağı korkutmak amacıyla çıkardığını belirterek, "Arkadaşına 'arabadan silahı getir' diye bağırdı. Silahı almasını engellemek için elimdeki küçük bıçağın ağzını açtım ve sağ bacağına iki kez vurdum. Öldürme kastım olsaydı diğer yerlerine vururdum, öldürme kastı ile vurmadım" dedi. Diğer sanıklar da savunmalarında kavgaya karıştıklarını; ancak öldürme kastıyla hareket etmediklerini ileri sürdü.
İKİNCİ DURUŞMADA 6 SANIĞA TAHLİYE
Davanın ikinci duruşmasında Ankara Adli Tıp Kurumu raporuna göre, Eren Gümüşboğa'nın ölüm nedeninin kesici delici alet yaralanmasına bağlı büyük damar kesisinden gelişen dış kanama olduğu belirtildi. Ölen Gümüşboğa'nın ailesinin avukatı Burak Temel, bıçaklama olayının ardından Gümüşboğa'nın 7 kişi tarafından yaklaşık 4 dakika darbedildiğini, bu süre zarfında yaraya müdahale edilmesi halinde ölümün meydana gelmeyebileceğini belirterek, tüm sanıkların cinayetten sorumlu tutulmasını talep etti. Avukat Temel, güvenlik kamera görüntülerinin olayın vahametini göz önünü serdiğini de belirterek, kesin ölüm nedeninin tespiti için, yeniden İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan detaylı bir rapor istenilmesini talep etti. Adli Tıp Kurumu’ndan tekrar rapor alınması talebini kabul eden mahkeme, sanıklardan Bahri Keyvan'ın tutukluluk halinin devamına, diğer 6 sanığın tutuksuz yargılanmak üzere tahliyelerine karar verdi.
TAHLİYE KARARINA TEPKİ
Avukat Burak Temel, sanıkların tahliye kararına tepki göstererek, "İddianamede de belirtildiği üzere sanıklar maktulün kaçmasına izin vermemiş, yerde ciddi miktarda kan birikintileri olmasına karşın maktulü darbetmeye devam etmiştir. Sanıkların bu şekilde vuku bulan vahşice eyleminde her bir sanık maktulün öleceğini bilerek darp eylemine devam etmiştir. Tüm bu hususlar görüntülerden apaçık bir şekilde anlaşılmaktadır. Diğer yandan mahkemece, darp eyleminin de maktulün ölümünde etken olup olmadığının tespiti amacıyla İstanbul Adli Tıp Kurumu’na dosyanın gönderilmesine karar verilmiştir. Ancak rapor beklenmeden sanıkların tahliyesine karar verilmesi, sadece 28 yaşında gencecik evlatlarını kaybeden ailenin değil toplumun da vicdanını derinden yaralamıştır" dedi.