Bahçeli: Terör propagandası nasıl oluyor da hak ihlali olarak değerlendiriliyor

Bahçeli: Terör propagandası nasıl oluyor da hak ihlali olarak değerlendiriliyor

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi`nin (AYM) HDP`li Ömer Faruk Gergerlioğlu`na ilişkin verdiği hak ihlali kararıyla ilgili 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi`nin (AYM) HDP`li Ömer Faruk Gergerlioğlu`na ilişkin verdiği hak ihlali kararıyla ilgili "Terör propagandası nasıl oluyor da hak ihlali olarak değerlendiriliyor? AYM bu tip davalara terör örgütlerinin hücre evinden ya da mağara deliklerinden mi bakıyor?" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Bahçeli, partisinin, Millet İttifakı'ndan ayrı ve uzak kalacağını söyledi. Muhalefetin, asılsız iddialarının Türkiye'yi zora sokmayı amaçladığına işaret eden Bahçeli, "Kılıçdaroğlu, paylaştığı bir videoda 'beni hapse atmak istiyorlar' diye yakınıyor. Oysaki hakkında düzenlenip TBMM'ye gönderilen fezlekelerin detaylarından bahsetmiyor, buna hiç cesaret edemiyor. Kılıçdaroğlu'nun, çiğ süt içmediyse karın ağrısı çekmesini gerektirecek bir hali de olmayacaktır. Daha mühimi sabırlı ve sakin olmasında, hukuka saygı duymasında yarar vardır. Bir yanda adalet ve hukuka vurgu yapan, diğer yanda konusu suç teşkil eden fiillerinden dolayı hakkında düzenlenen fezlekeleri sulandırmaya çalışan Kılıçdaroğlu tam bir açmazda, tam bir çıkmazdadır. Hukukun karşısında imtiyazlı bir zümre, ayrıcalıklı bir tabaka, dokunulmaz ve ulaşılmaz bir kesim düşünülemeyecektir. Adaletin terazisi yeri geldi mi herkesi tartmalıdır. Eğer hukukun üstünlüğüne inanıyorsak, eğer hukukun evrensel ilkelerine bağlıysak ahlaki tutarlılıktan ödün veremeyiz. Kılıçdaroğlu mağduriyet pozlarını bıraksın da, hangi sözlerinin, hangi eylemlerinin kanunlarla çeliştiğini düşünsün" açıklamasında bulundu.

'İLK KEZ CHP'YE DESTEK VERECEĞİZ'

TBMM'ye ulaşan 21 milletvekili hakkındaki fezlekelere değinen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Gazi Meclis; suçun barınağı, suçluların sığınağı, kanun kaçaklarının meskeni ve mekanı olamaz. Aksine hizmet edenler Meclisimizin demokratik ve tarihi ruhuna kast eden aymazlardır. TBMM Karma Komisyon'da bekletilen fezlekelerin bir an evvel görüşülerek Genel Kurul'a getirilmesi, bölücü, yıkıcı, devletin ülkesi ve milletiyle ters düşen söylem ve eylemlerinden dolayı şüpheli olan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının derhal kaldırılması hukuk ve siyaset ahlakının vazgeçilmez şartıdır. Oyalanmaya vaktimiz yoktur. Zamana oynamaya, ağırdan almaya hakkımız da yoktur. Fezlekelerin görüşülüp karara bağlanmasını savsaklamak bizim nezdimizde sorunlu ve şaibeli bir tutum olarak değerlendirilecektir. 'Hukuk' diyorsak gereğini yapmakla mükellefiz. Kılıçdaroğlu bir ara yollara düşüp adalet arıyordu. Akılsız başının ceremesini ayakları çekiyordu. İşte fırsat, işte ortam, saklayacağı, gizleyeceği, utanacağı ilişkiler ağı bulunmuyorsa çıksın mahkeme karşısına, versin üzerine atılı suçlamaların hesabını. Dolandırıcı tosuncuk nasıl bedel ödeyecekse Kılıçdaroğlu da ödesin. Kılıçdaroğlu kendine güveniyorsa dokunulmazlığının kaldırılmasına bizzat kendisi önayak olmalı, karar sürecini bizatihi kendisi başlatmalıdır. Söz veriyorum, ilk kez CHP'ye destek vereceğiz, onlara 'tamam' diyeceğiz."

'HDP'Lİ VEKİLLERİN FEZLEKELERİNİN GÖRÜŞÜLMESİ NİYE GECİKMEKTEDİR?'

Bahçeli, Meclis'teki yasama dokunulmazlığı tezkerelerinin fazlalığına dikkat çekerek, "27'inci Yasama Döneminde Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon'a ulaşan Yasama Dokunulmazlığı Tezkerelerinin sayısı şu anda 1429, dosya sayısı da 1354'tür. HDP'li milletvekillerine ait tezkere sayısı bini geçmiştir. Yani hukukun peşine düştüğü milletvekili sayısı çizmeyi çoktan aşmıştır. Türkiye'de üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü hakimdir. İşlenmiş suçlar hiç kimsenin yanına bırakılmamalıdır. Türk siyaseti ahlaki ve hukuki bir arınma dönemi yaşamalı, safralarından kurtulmalıdır. Bu ihtiyaç herkes ve hepimiz için geçerlidir. Biz şerefli Cumhuriyet savcılarına güveniyoruz. Biz cüzdanı ile vicdanı arasına sıkışmayan hakimlerimize inanıyoruz. Bağımsız ve tarafsız yargı günü ve saati geldiğinde her insana lazımdır. Kanundan kaçış yoktur, hukuka deli gömleği giydirmek kimsenin harcı değildir. Teröre yardım ve yataklık yaptıkları belgeli ve tespitli bulunan, ellerine şehitlerimizin kanı bulaşan, PKK'nın tasması boğazlarına geçen HDP'li vekillerin uzun süredir gündemde olan fezlekelerinin görüşülmesi niye gecikmektedir? Daha ne olacaktır da suçluların mahkeme karşısına çıkarılması sağlanacaktır? Bu kapsamda TBMM Başkanı'nı göreve davet ediyorum. Karma Komisyon'u üstlendiği tarihi sorumluluğu ifa etmeye çağırıyorum" ifadelerini kullandı.

'DAĞDAKİ EŞKIYA İÇİN DE HAK İHLALİ KARARI VERİLECEK MİDİR?'

Bahçeli, dokunulmazlıkları kaldırılan, milletvekilliği düşürülen vekillerin bir müddet sonra hak ihlali kılıfıyla tekrar TBMM'ye kabul edilmelerinin millet iradesini yok sayan bir tasarruf olduğunu söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu'na ilişkin verdiği hak ihlali kararını eleştiren Bahçeli, "PKK/KCK propagandası yaptığından dolayı 96 gündür Sincan Cezaevi'nde bulunan söz konusu karanlık şahsın, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine Anayasa Mahkemesi karar vermiştir. Yani CHP'li Berberoğlu gibi Gergerlioğlu'nun da milletvekilliğine dönüş yolu açılmıştır. Terör propagandası nasıl oluyor da hak ihlali olarak değerlendiriliyor? Bununla birlikte günü geldiğinde dağdaki eşkıya için de hak ihlali kararı verilecek midir? Anayasa Mahkemesi bu tip davalara terör örgütlerinin hücre evinden ya da mağara deliklerinden mi bakıyor? Gergerlioğlu gibileri milletin hakkını hukukunu çiğnerken bir şey yok da, bu çiğneyen ayaklara hesap sorulduğunda mı maraza çıkıyor? Anayasa Mahkemesi bölücüler lehine hak ihlaline hükmederken, devletimizin, milletimizin, şehitlerimizin, milli şerefimizin tartışılmaz hak ve tarihi çıkarlarını gasp ettiğinin farkına ve bilincine ne zaman varmayı planlıyor? Ne hakkı, neyin ihlali, ne zamandır hainin hakkı oluyormuş? Şayet oluyorsa kahramanların hakkını ne yapacağız? Türk milletinin hakkını nereye koyacağız? Hiç kimse bugünkü sıfatlarına güvenip de yanlışa ortak olmamalıdır. Volkan olsalar bile, sonları elbette bir avuç küldür" değerlendirmesinde bulundu.

Bahçeli, Karma Komisyon'da dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili görüşme olduğunda da MHP milletvekillerinin oylamada 'evet' diyecekğini, Genel Kurul'da dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili tezkereye de partisinin tam kadro olur verecekğini söyledi.

'İP'İN, HDP'NİN DİBİNDE NE İŞİ VARDIR?'

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, MHP ve AK Parti'nin HDP'yi şeytanlaştırdığı şeklindeki ifadesini değerlendiren Bahçeli, "İP'in, HDP'nin dibinde ne işi vardır? CHP'nin küçük beslemesi haline dönüşen bu parti yönetiminin, HDP'ye sevimli görünme çabası siyasi münafıklık, siyasi madrabazlıktır. İP Başkanı'nın öylesine bozuk ve buhranlı bir dili söz konusudur ki ya ne dediğini kulağı duymuyor, ya da duyduğunu aklı almıyor. Geçen hafta katıldığı bir televizyon programında, 31 Mart seçimlerine giderken Sayın Cumhurbaşkanı'nın 'toptan Kürtlere terörist' dediğini iddia eden bu devşirme siyasetçi, halkı kin ve nefrete alenen kışkırtarak büyük bir suç işlemiştir. Bu küstah ve hayasız üslup Türkiye düşmanlarını sevindirmiş, havalara uçurmuştur. Aynı üslup PKK'nın ve FETÖ'nün de üslubudur. İP Başkanı, bu iddiasını ispat etmek zorundadır. Kürt kökenli kardeşlerimize hiçbir devlet veya hükümet yetkilisinin en küçük incitici, en ufak kırıcı bir ithamı olmamış, olması akıllara dahi gelmemiştir. Kürt kökenli kardeşlerimin terör örgütleriyle hiçbir bağ ve bağlantısı yoktur, var diyen çıkarsa biliniz ki vatan hainidir. Terör bir insanlık suçudur. İP'in Başkanı Kürt kökenli kardeşlerimden kesinlikle özür dilemek mecburiyetindedir" diye konuştu. 

'KİM DEMİŞ SAYIN SOYLU YALNIZ DİYE?'

Bahçeli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya itibar suikastı yapılmaya çalışıldığını belirterek, şöyle konuştu:

"Bilhassa terörle mücadele alanında ismini altın harflerle yazdıracak İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu'ya yapılan itibar suikastlarını, siyasi linç girişimlerini, zulme varan isnatları kaygıyla izlediğimizi, asla ama asla kabul etmediğimizi tarihe not olarak düşmek istiyorum. Kim demiş Sayın Soylu yalnız diye? Kim demiş Sayın Soylu kimsesiz diye? Türkiye Cumhuriyeti'nin İçişleri Bakanı görevini vatan ve millet sevgisiyle yerine getiren, gece demeden gündüz demeden bölücü terörle mücadele eden mert ve milletperver bir devlet adamıdır. Hakkında ne söylenirse söylensin, bizim bölücülerle iş tutan, terör örgütlerine hayranlık besleyen odakların hayasız tezviratlarına aldırış etmemiz mümkün değildir. Zelil emel failleri terörle mücadeleyi sekteye uğratma arayışındadır. Zillete batanlar, sütre gerisine saklanıp iftira oku atanlar Sayın Soylu'yu yıpratma gayesiyle PKK/PYD/YPG'yi selamlarken şirinlik taslama hevesindedir. Geçin bunları geçin, terörle mücadeleyi dağda taşta, sınır içinde sınır ötesinde cesaretle yürüten bir hükümeti, bir bakanı, topyekûn tüm güvenlik güçlerimizi ama, ancak, fakat demeden önşartsız destekledik, bundan sonra da destekleyeceğiz."