Obeziteden kurtulmak birçok hastalığın önüne geçiyor

Obeziteden kurtulmak birçok hastalığın önüne geçiyor

Obezitenin birçok hayati tehlikeye sahip hastalığa yol açtığını ve obezite tedavisiyle bu hastalıkların yüzde 90?ının tedavi edilebildiğini ifade eden Genel Cerrahi ve Obezite Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Uğur Ekici, ?Cerrahi tedaviyle obezitenin sebebiyet v

Obezitenin birçok hayati tehlikeye sahip hastalığa yol açtığını ve obezite tedavisiyle bu hastalıkların yüzde 90?ının tedavi edilebildiğini ifade eden Genel Cerrahi ve Obezite Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Uğur Ekici, ?Cerrahi tedaviyle obezitenin sebebiyet verdiği hastalıklar büyük oranda ortadan kalkmaktadır? dedi.

Obezitenin sanıldığından daha ciddi sonuçlar doğurduğunu söyleyen Medicana Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi ve Obezite Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Uğur Ekici, “Obezitenin kendisi zaten bir hastalık. Tabii yanında birçok rahatsızlığa ya da ciddi hastalıklara yol açabiliyor. Hipertansiyon, diyabet (şeker hastalığı), kolesterol, kalp hastalıkları, uyku apnesi, solunum sıkıntıları, diz ağrıları, bel ağrıları, kas, eklem ağrıları, migren, kısırlık, meme, bağırsak, yumurtalık kanserleri gibi kanserler obeziteye bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Obezitenin kendisi ve yan hastalıkları ölümcül sorunlara yol açmaktadır” ifadelerini kullandı.

“OBEZİTE TEDAVİSİ SONRASI BİRÇOK HASTALIK SON BULUYOR”

Obezite ameliyatlarına dair de bilgi veren Ekici, “Obezite ameliyatlarının tüm türlerini göz önüne aldığımızda yaklaşık başarı şansı birbirine yakın. Ameliyat sonrası hipertansiyon ve diyabeti tamamen atlatan hastaların oranı yaklaşık yüzde 70 civarında. İnsülin iğnesi kullanırken hap ile tedaviye dönen hastaların oranı da oldukça fazla. Tüp mide ameliyatı toplamda diyabeti ve hipertansiyonu yüzde 90 oranında engellemektedir” diye konuştu.

Obezite tedavisi sonrası yan hastalıklarda da iyileşme görüldüğünü kaydeden Ekici şu ifadeleri kullandı:

“Diz ağrıları, kolesterol yüksekliği kilo vermeye bağlı olarak ameliyat sonrası devam etmemektedir. Kalp hastalıkları da şekerin, tansiyonun ve kolesterolün azalmasına bağlı olarak azalmaktadır. Böbrek hastalıkları, şeker hastalığının ortadan kalkmasına bağlı olarak ciddi oranda azalmaktadır. Uyku apnesi sendromu olan hastaların ameliyat sonrası bu hastalıklarını tamamen atlattıklarını gördük. Tüm hastalıklara bakıldığında başarı şansı yüzde 80’in üzerinde. Cerrahi tedaviyle obezitenin sebebiyet verdiği hastalıklar büyük oranda ortadan kalkmaktadır.”

OBEZİTE TEDAVİSİNDE EN SIK KULLANILAN YÖNTEMLER

Obezite tedavisinde en sık başvurulan yöntemlerle ilgili bilgi veren Ekici, “Obezitenin birçok tedavisi vardır. Cerrahi tedaviler ve endoskopik işlemler en sık kullanılan yöntemlerdir. Hastaların obezlik derecesini ve vücutlarının kilo durumunu belirleyebilmek için kullanılan vücut kitle endeksi kriterine göre cerrahi ya da endoskopik işleme karar verilir. Bu değerlere göre vücut kitle endeksini 20-25 arası normal, 25-30 arası fazla kilolu, 30-35 arası obez, 35 ve üzeri ise morbid obez olarak değerlendiriyoruz” diye konuştu.

Tedavi aşamasında vücut kitle endeksi değerlerinin önemli olduğunu da belirten Ekici, “Vücut kitle endeksi 35’in üzerinde olan ve obezite ile herhangi bir yan hastalığı olan ya da hiçbir yan hastalığı olmaksızın vücut kitle endeksi 40 üzerinde olan hastalarımıza cerrahi tedavi uygulamayı uygun görüyoruz. Bu endeksin altında kalan fazla kilolu hastalarımıza ise cerrahi olmayan, endoskopik yöntemlerle müdahale ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“EN ÇOK TÜP MİDE TERCİH EDİLİYOR”

“Cerrahiye uygun hastalar için birçok yöntem var” diyen Ekici şöyle konuştu:

“En çok tercih edileni ise tüp mide. Sadece biz değil tüm dünyadaki cerrahların yaklaşık %75’i ilk yöntem olarak tüp mide ameliyatı yapmaktadır. Çünkü tüp mide ameliyatının kendine özgü ciddi avantajları vardır. Hasta açısından daha tolere edilebilir bir yöntemdir. Mide bağırsak sisteminin normal işleyişini, akış sistemini bozmamaktadır. Vücut için gerekli olan birtakım vitaminlerin ve minerallerin emilimini engellememektedir. Bu nedenle vücut kitle endeksi uygun hastalarda ilk olarak bu yöntemi tercih etmekteyiz.”

MİDE BALONU TEDAVİSİ

Mide balonu tedavisinin kısa süreli bir işlem olduğunu ifade eden Ekici, “Endoskopik yöntemlerin içerisinde en çok uygulananlar ise mide balonu ve mide botoksudur. Mide balonu 15-20 dakikada uygulanan bir işlemdir. Hafif bir anestezi ile endoskopi yardımıyla mide içerisine bir balon gönderilerek şişirilir ve midenin hacmi küçültülmektedir. Bu sayede daha az yemeyi ve hastaların bu süreç içerisinde kilo vermesini sağlar. Bu yöntemin etkisi 6 ay sürmektedir. 1 yıllık olan balonlar da var. Bir yıllık balonlar tekrar şişirilmeye müsait olduğu için 6’ncı ayın sonunda tekrar bir şişirme yapılabilmekte, yeni bir balon takılmasına ihtiyaç kalmamaktadır” dedi.

MİDE BOTOKSU İŞTAH HİSSİNİ AZALTIR

Mide botoksuna dair bilgi veren Ekici, “Mide botoksunda ise midenin belirli bölgelerine mide kaslarının çalışmasını engelleyen ilaç uygulanır. Bu ilaç midenin kasılıp içerisindeki içeriği bağırsaklara aktarmasını sağlayan kasları gevşetmektedir. Bu sayede midenin içindeki besinler daha uzun süre kalarak vücutta iştah hissini azaltır ve tokluk hissi verir. Kasların gevşemesi, Kişinin yemek sıklığı ve yeme miktarı azalacaktır. Dolayısıyla midenin boşalma süresi uzadığı için hasta daha az acıkmaktadır. Kozmetik amaçlı yapılan botoksla aynı ilaçtır” diye konuştu.



Obeziteden kurtulmak birçok hastalığın önüne geçiyor
12.6°