Antalya'da geçirdiği beyin kanamasının ardından Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hastanesi'ne kaldırılan, evli ve 1 çocuk babası polis memuru Sami Şahin'in beyin ölümü gerçekleşince ailesi, organlarını bağışlama kararı aldı. Sami Şahin'in kalbi ve karaciğeri, AÜ Hastanesi'nde bekleyen hastalara nakledilirken, akciğeri Ankara Şehir Hastanesi'ne, böbreği de İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gönderildi. Korneaları da AÜ Hastanesi'nde 2 hastaya nakledildi.
İLK KOL 7 SAATTE NAKLEDİLDİ
Sami Şahin’in kollarının nakli için uygun olduğu belirlenen, 9 yaşındayken dinamit patlaması sonucu ellerini bilek hizasından kaybeden Yavuz Ayılmazdır ile irtibata geçildi. İstanbul’da yaşayan Ayılmazdır, pazartesi günü saat 21.00 sıralarında Antalya'ya davet edildi. Ağabeyi Bayram Ayılmazdır ile yola çıkan Ayılmazdır, saat 23.00 sıralarında kente geldi. AÜ Hastanesi'nde son tetkikleri yapılan Ayılmazdır, saat 02.00 sıralarında Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibi tarafından ameliyata alındı.
14 SAAT SÜRDÜ
Prof. Dr. Özlenen Özkan, eşi Prof. Dr. Ömer Özkan’ın başkanlık ettiği 30 kişilik ekip, çift kolu Yavuz Ayılmazdır’a 14 saatte nakletti. İlk olarak sağ ardından sol kolun nakledildiği Ayılmazdır, yoğun bakıma alındı.
'GENEL DURUMU İYİ'
Hastanın sağlık durumuyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Ömer Özkan, "5'inci çift kol naklimiz yaklaşık 14 saat süren operasyonla Yavuz Ayılmazdır’a yapıldı. Hastamız 9 yaşındayken kaza sonrası her 2 elini kaybetmişti. Zorlu fakat başarılı geçen ameliyat sonrası hastamız yoğun bakımda izlenmektedir. Önceki hastalarımız için olan süreç bu hastamız için de geçerlidir. Yakın zamanda olası bir komplikasyon gelişmediği takdirde yoğun bakımdan çıkıp servis takibi planlanmaktadır. Şu an genel durum iyi, bulguları stabildir" diye konuştu.
REKTÖR ÖZKAN: TATLI BİR YORGUNLUK YAŞIYORUZ
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Yavuz Ayılmazdır'a 14 saat süren çift kol nakli ameliyatından sonra tatlı bir yorgunluk yaşadıklarını söyledi. Hastanın iki elini de sağlıklı bir şekilde kullanabilmesinin en büyük arzuları olduğunu aktaran Rektör Özkan, "Sonuçta bizim istediğimiz iki eli olan, iki elini de kullanabilen hastaları görebilmek. Bunlar zorlu ameliyatlar, prosedürler. Her yerde bu anlamda yapılmıyor. Tecrübenin de çok kıymeti var. Her hastamızdan bir şey öğreniyoruz. Öğrenim süreci hepimiz için devam ediyor. Bu hastamızda biraz daha zorlu bir süreçle karşı karşıya kaldık. Ancak sağlam ve tecrübeli bir ekibimiz var. Bu anlamda ameliyat sıkıntısız geçti. Hastamızı yoğun bakıma devrettik. Bu da ayrı bir süreç. Bu kadar uzun süren ameliyatlardan sonra hastayı uyandırmak daha güvenli oluyor. Çok iyi bir yoğun bakımımız var. Şu anda hastamız onların takibinde. Uygun olduğu zamanda da hastamızı servise almayı planlıyoruz" dedi.
KRİTİK SÜREÇ 10 GÜN
Hastanın yaşı, ihtiva ettiği hastalıkların kritik süreci farklı kıldığını ifade eden Rektör Özkan, "Ancak genel olarak söylemek gerekirse, mikrocerrahi ameliyatlarda, transplantasyonlarda özellikle 10 gün teyakkuzda olmamız gerekiyor. O süre başladı, şu bir iki gün riskli olanı dolaşım açısından. Ondan sonra biraz daha sağlam oluyor. Ama dolaşım açısından ilk 10 gün hepimiz diken üstünde oluyoruz. 'Aman hastamıza bir şey olmasın, sıkıntı olmasın ameliyat anlamında' diye. İlk 10 günden sonra bu süreci atlatıyoruz" diye konuştu.
2 GÜN SONRA SERVİSE ALINACAK
Hastayı bir iki gün içinde servise almayı planladıklarını söyleyen Rektör Özkan, "Her şey iyi gidiyor. Aslında yoğun bakımdaki bir hasta için konuşmak da doğru değil. Araya başka bir engel girebilir ve o süreç biraz daha uzayabilir. Yoğun bakımlar enfeksiyonun daha yoğun görülebildiği yerler. İnşallah öyle bir şey olmazsa hastayı bir iki gün içinde serviste görmeyi umut ediyorum. Tüm bu süreci ve bilgilerini sizlerle her aşamada paylaşacağız. Daha güvenli hissettiğimizde paylaşmak daha doğru diye düşünüyorum" dedi.
'KARDEŞİMDEN HİÇ AYRILMADIK'
Yavuz Ayılmazdır'ın ağabeyi Bayram Ayılmazdır (40) ise Kars'ın Verimli köyünde yaşadıklarını, talihsiz olayın yaşanmasından sonra kardeşi ile bir vücut gibi olduklarını söyledi. Kardeşinin her ihtiyacını karşıladığını ifade eden Bayram Ayılmazdır, "9 yaşından beri kardeşim Yavuz Ayılmazdır'ın yanından bir an olsun ayrılmadım" diye konuştu.
KANAL ÇALIŞMASINDA PATLAYAN DİNAMİT
Su kanalı çalışmasında kullanılan dinamitin patlamasıyla kardeşinin iki elini bilek hizasından kaybettiğini ifade eden Bayram Ayılmazdır, "Korkunç olay kardeşim 9 yaşındayken gerçekleşti. Su kanal çalışması esnasında kayaları patlatmak için kullanılan dinamitlerden patlamamış bir malzeme, oyun oynarken yaktıkları ateşe bu maddeyi attıklarında bir patlama meydana geliyor. Böylece kardeşim Yavuz, elinin ateşin üzerinde olması nedeniyle iki eli parçalanıyor. Sonrasında birlikte bugünlere geldik. Şükür ediyoruz, Antalya'ya geldik ve nakil işlemi tamamlandı. Hiçbir sıkıntımız yok. Başta bağış yapan aileye teşekkür ediyoruz. Özlenen ve Ömer hocalarımdan ve tüm çalışanlardan Allah razı olsun" dedi.
'ŞU AN MUCİZEYİ YAŞIYORUZ'
Annesi ve babasının Kars'ta yaşadığı için kardeşiyle birlikte İstanbul'da sürekli bir arada olduklarını ifade eden Bayram Ayılmazdır, "Her yaşımız beraber geçti. 20 yıl onun eli, ayağı, her şeyi oldum. Ağabeyi olarak üzerime düşen her şeyi yapmaya çalıştım. Bugüne, bu dakikaya kadar üzerime düşen her şeyi yaptım. Şu an mucizeyi yaşıyoruz. Hocalarımız bu mucizeyi gerçekleştirdi. İnşallah sonuna kadar her şey olumlu gider. Mesut ve mutlu buradan ayrılırız" diye konuştu.
BÜYÜK SÜRPRİZ
Naklin bekledikleri bir şey olmadığını, kendilerine çok büyük sürpriz olduğunu söyleyen Bayram Ayılmazdır, "Zaten duyduğumuzda şaşırdık. Onun da hayali iki elinin olması ve onları kullanabilmekti. Her şey olumlu giderse ellerine ve kollarına yeniden kavuşur, mesut ve mutlu olur. Onun mutluluğunu da kimse anlatamaz" dedi.