İzmir'de oto alım satım işi ile uğraşan Orhan Karaoğlan, 15 yıl önce ortadan kayboldu. Denizli'de yaşayan ailesi kendisine ulaşamayınca, polise kayıp başvurusunda bulundu. Polisin her yerde aradığı Karaoğlan'ın izine ulaşılamadı. İzmir İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın'ın talimatıyla, Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Kayıp Şahıslar Büro Amirliği bünyesinde, 2018 yılı başında kurulan özel ekip, kayıtlara kayıp şahıs olarak geçen Orhan Karaoğlan dosyasını raftan indirdi. Karaoğlan'ın o dönemde irtibatlı olduğu kişileri takip eden polis ekipleri, 40'ı aşkın kişinin ifadesine başvurdu. İki yıl boyunca yapılan çalışmanın ardından Karaoğlan'ın, ortağı Serkan Oğuz, personelleri Mehmet Yüksel ve Yakup Aldemir tarafından, alacak-verecek meselesi nedeniyle çıkan tartışma sonucu bir otomobilde emniyet kemeriyle boğulduğu, üzerine alkol dökülerek yakılan cesedinin de Manisa'nın Salihli ilçesindeki bir dere yatağına atıldığı tespit edildi. Oğuz'un başka bir suçtan dolayı cezaevinde olduğu belirlenirken, diğer şüphelilerden Mehmet Yüksel Denizli'de, Yakup Aldemir ise İzmir'de operasyonla gözaltına alındı.
Gözaltına alınan 3 şüpheli hakkında İzmir 6'ncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'Tasarlayarak öldürme' suçundan dava açıldı. Geçtiğimiz günlerde görülen ilk duruşmaya, tutuklu sanıklar ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada, Serkan Oğuz'un ifadesi, avukatına vekaletname veremediği ve savunmaya hazırlanamadığı için alınamadı.
'10-15 DAKİKA, EMNİYET KEMERİYLE BOĞDU'
İfadesi alınan sanıklardan Yakup Aldemir, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini belirtip, "Orhan'ı Serkan öldürdü. Ben olay sırasında arabanın sol arka koltuğundaydım. Mehmet Yüksel de benim yanımdaydı. Şoför koltuğunda oturan Serkan, Salihli'de bir kavşağa girdiğimiz sırada, aniden fren yaptı. 'Sen misin bana yanlış yapan o... çocuğu' dedi. Orhan'a iki tokat attı. Daha sonra üstüne çıktı. Emniyet kemerini Orhan'ın boynuna dolayıp, sıkmaya başladı. Mehmet arkadan kemeri gevşetmeye çalıştı. Ben de Serkan'ı ikna edip vazgeçirmeye çalıştım. Serkan belinden bir tabanca çıkarıp, 'Siz karışmayın bu benim işim' diyerek bizi tehdit etti. 10-15 dakikada Orhan'ı boğarak öldürdükten sonra, arabadan indi. Orhan' dışarı çıkardı. Bagajı açıp bir bidon çıkardı ve içindeki sıvıyı Orhan'ın üzerine döktü. Kağıt parçasını tutuşturup atınca ceset birden alev aldı. Daha sonra, İzmir'e geldiğimizde 'Bunu kimseye söylemeyin, ona ne yaptıysam size de aynısını yaparım' diyerek tehdit etti. Serkan'ın Orhan'a borcu varmış, bunu sonradan öğrendim" dedi.
'BİZİ VE AİLEMİZİ TEHDİT ETTİ'
Diğer sanık Mehmet Yüksel ise, "Olayı izlemekle yetindiğim için çok üzgün ve pişmanım. Olay günü Serkan'la Orhan'ın işlettikleri galeride alkol aldık. Buca'da bir ormanlık alana gittik. Arabada içmeye ve uyuşturucu kullanmaya devam ettik. Normal muhabbet ederken tuvalet ihtiyacımızı gidermek için Yakup'la arabadan indik. Ormanda tuvaletimizi yaparken arabadan sesler gelmeye başladı. Koşarak arabaya geldiğimizde Serkan'ın emniyet kemerini Orhan'ın boğazına doladığını gördük. Şok halinde Orhan'ı kurtarmaya çalıştım. Serkan bir tabanca çıkarıp bize gösterdi ve tehdit etti. Olaydan sonra Serkan'ın tehditleriyle Salihli'ye gittik. Yolda benzinlikte durduk, Serkan elinde 1,5 litrelik kola şişesine benzer bir şişeyle geri geldi. Salihli'de bir dere kenarına gittik, Serkan cesedi koltuk altlarından tutarak arabadan dışarı çıkardı. Pet şişeyi alıp içindeki benzini cesedin üzerine döktü ve yaktı. İzmir'e Yakup'la şok olmuş ve çok üzgün bir halde döndük. Serkan bizi ve ailemizi öldürmekle tehdit ettiği için kimseye bir şey söyleyemedik" dedi. Mahkeme heyeti, savunmaların alınmasının ardından duruşmayı erteledi.