İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde Pergamon Antik Kenti'nde gerçekleşen etkinliğe İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mustafa Özuslu, Dikili Belediyesi Başkanı Adil Kırgöz, Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz, Bergama eski Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, sanatçılar, yazarlar, gazeteciler ve Bergamalı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
Eserlerin ait olduğu yere geri dönmesini istediklerini ve Zeus Sunağı için çalışma başlattıklarını dile getiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Yasal her zaman meşru olmayabilir. Biz meşruiyetin peşindeyiz. Bu topraklara ait olan bir eserin ait olduğu yere geri dönmesini istiyoruz. Bunun meşru olduğunu biliyoruz ve bu meşru talebimizin sonuna kadar takipçisi olacağız. Elimizden alınan, kendine ait topraklardan uzaklaştırılan bütün bu eserlerin geri dönmesiyle ilgili farkındalığı büyütmek için daha çok iş yapacağız" dedi.
'BERGAMA BELGESELİ DEĞERLİ KATKILAR SUNACAK'
Zeus Sunağı'nın Berlin'den Bergama'ya geri getirmek amacıyla önemli adımlar attıklarını vurgulayan Başkan Soyer, Ahmet Ümit'in kitabının Çinli, Amerikalı, Fransız veya Rus okurda yaratacağı etkinin İzmir için çok değerli olduğuna dikkat çekti. Bergama'nın turizmden hak ettiği payı alabilmesi için var güçleriyle çalıştıklarına vurgu yapan Başkan Soyer; "Zeus Sunağı'nı ait olduğu topraklara getirmek amacı ile yürütülen çalışmalardan biri de protokolünü imzaladığımız 'Bergama Belgeseli.' Yapımcılığını ve yönetmenliğini Nihal Ağırbaş'ın yaptığı, senaryosunu ise Ömer Erbil'in yazdığı Bergama Belgeseli çalışmalarımıza değerli katkılar sunacak" dedi.
'KENDİMİ ARTIK BERGAMALI HİSSEDİYORUM'
'Kayıp Tanrılar Ülkesi' kitabının yazarı Ahmet Ümit, "Roman Berlin'de başlıyor. Cinayet Masası'nda çalışan Türk kökenli komiserimiz var; Yıldız Karasu. Cinayet soruşturması ekseninde Pergamon Altar'ından yola çıkarak, Antik Pergamon şehrini ve bizim ülkemizdeki kültürel değerlerin, anıtların ne kadar değerli olduğunu anlatıyor. Ne yazık ki olağanüstü değerlerimizin çok da farkında olmadığımızı anlatıyor. Aynı zamanda Almanya'da yükselen ırkçılığı da anlatıyor. Bütün bunların yanı sıra Antik Yunan mitolojisini anlatıyor. Türkiye bir açık hava müzesi ve yeryüzünde bu kadar zengin tarihi bir kültüre sahip olan başka bir ülke yok. 'Doğduğun yer değil doyduğun yer' diye bir söz vardır. Biz yazarlar olarak 'Doğduğun yer değil, yazdığın yer' diyoruz. Ben kendimi artık Bergamalı hissediyorum' dedi.
'SERGİLENMESİ GEREKEN YER ALMANYA DEĞİL, BERGAMA'NIN MAVİ GÖĞÜNÜN ALTI'
Bergama ile ilgili yapılacak belgeselde yeni ulaşılan bilgilere ilk kez yer vereceklerini kaydeden Bergama Belgeseli'nin yapımcısı ve yönetmeni Nihal Ağırbaş, "Senarist Ömer Erbil ile yıllardır eski eser kaçakçılığına dikkat çekmek için çalışıyoruz. 'Bergama Belgeseli'nde uzmanların görüşlerine yer vererek, profesyonel oyuncularla çalışmayı planlıyoruz. 18 Mart Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ali Sönmez Osmanlı arşivi araştırmaları yaptı ve çok yeni bilgilere ulaştı ve ilk kez belgeselimizde kullanacağız. Derdi olan işler yapmaya devam edeceğiz. UNESCO'nun da dediği gibi 'Her eser yerinde güzeldir.' Bergama Zeus Sunağı'nı Almanya'da gördüğümde canım acıdı. Zeus Sunağı'nın sergilemesi gereken yer Almanya değil, Bergama'nın mavi göğünün altı olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.