En riskli bölge Kuzey Doğu Anadolu, tetkik yaşı 40?a inebilir

En riskli bölge Kuzey Doğu Anadolu, tetkik yaşı 40?a inebilir

Dispepsi yani hazımsızlığın 4 yetişkinden 1?inde görüldüğünü belirten Gastroenteroloji uzmanı Prof. Dr. Nihat Okçu, Türkiye?de mide kanserinin en sık görüldüğü bölgenin Kuzey Doğu Anadolu bölgesi (Erzurum, Bayburt ve Van yöresi) olduğunu hatırlattı. Prof.

Dispepsi yani hazımsızlığın 4 yetişkinden 1?inde görüldüğünü belirten Gastroenteroloji uzmanı Prof. Dr. Nihat Okçu, Türkiye?de mide kanserinin en sık görüldüğü bölgenin Kuzey Doğu Anadolu bölgesi (Erzurum, Bayburt ve Van yöresi) olduğunu hatırlattı. Prof. Dr. Okçu, "Geriye doğru taramada hazımsızlık şikayeti ile endoskopi yapılan hastalarda mide kanseri görülme sıklığını yüzde 4 civarında tespit etmiştik. Bu bölgelerde endoskopik tetkik için yaş sınırı 40?a kadar indirilebilir" dedi.

Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Gastroenteroloji bölümünden Prof. Dr. Nihat Okçu, halk arasında hazımsızlık olarak bilinen dispepsiye ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Okçu, dispepsinin genellikle yemekle ilişkili tekrar edici ve ısrarcı rahatsızlık hissi olarak tanımlandığını belirterek “Dispepsi hastalık değil şikayetin adı. Dispepsi şikayetleri hastadan hastaya değişmekle birlikte ağrı, gerginlik, dolgunluk, erken doyma, geğirti, bulantı, iştahsızlık gibi durumların bir veya birkaçının bir arada bulunmasından ibaret. Dispepsi her 4 yetişkinden 1’inde görülür” diye konuştu.

Hazımsızlık şikayetinin 2 ana sebebi bulunduğuna değinen Prof. Dr. Okçu, şöyle devam etti:

"Bunlar organik ve fonksiyonel dispepsi olarak ayrılır. Organik hazımsızlık da hastanın şikayetleri altında başta endoskopik tetkik olmak üzere diğer bazı tetkiklerde belirlenebilen bir organik hastalık söz konusudur. Ülser, gastrit, mide kanseri, pankreas, safra kesesi hastalıkları gibi durumlar buna örnektir. Fonksiyonel hazımsızlık da günümüzdeki teknolojik imkanlarla şikayetlerin altında tanınabilen gözle görülür bir hastalık olarak gösterilemez. Fonksiyonel hazımsızlığının nedeni bugün için tam olarak belli değildir. Birtakım faktörler suçlanır. Örneğin, mide-bağırsak duysal sinirleri ve merkezi sinir sistemini arasındaki etkileşim düzensizlikleri, hareket fonksiyonlarda bozulma gibi durumlar buna örnek verilebilir."

"45 YAŞ ÜSTÜNE ENDOSKOPİ YAPILMALI"

Mide-bağırsak hastalıklarının tanısında ilk başvurulan tanı yönteminin endoskopi olduğunu belirten Prof. Dr. Okçu, “Gerektiğinde radyolojik ve diğer kan tetkiklerine de başvurulur. Tanısal rehberlerde endoskopik tetkik için kesin bir yaş sınırı ortaya konulamamakta birlikte, hastanın yaşadığı bölgede mide kanseri görülme sıklığı göz önüne alınarak belirlenir. Örneğin Amerika sağlık rehberleri, 60 veya 65 yaşını sınır olarak alırken Avrupa’da ve ülkemizde endoskopi yapma yaşı 45-50 olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde hazımsızlık şikayeti olan 45 yaş ve üzerinde olan her hastaya Endoskopik tetkik yapılması gerekir. Çünkü 45-50 yaşından sonra mide kanseri riski göreceli olarak artmaya başlar” değerlendirmesinde bulundu.

"EN RİSKLİ BÖLGE KUZEY DOĞU ANADOLU"

Türkiye’de mide kanserinin en sık görüldüğü bölge Kuzey Doğu Anadolu bölgesi olduğunu anlatan Prof. Dr. Nihat Okçu, “Ancak bu öneriler yine de hastanın şikayetlerinin karakterine, etnik köken, aile öyküsü, milliyet ve bölgesel mide kanseri sıklığı göz önüne alındığında daha aşağı çekilebilir. Örneğin Ülkemizde mide kanserinin en sık görüldüğü bölge Kuzey Doğu Anadolu bölgesidir. (Erzurum –Bayburt ve- Van yöresi) Bu bölgelerimizde daha önce yaptığımız geriye doğru bir taramada hazımsızlık şikayeti ile endoskopi yapılan hastalarda mide kanseri görülme sıklığını yüzde 4 civarında tespit etmiştik. Bu rakam ülkemizin diğer bölgelerine göre 2-2,5 kat daha yüksektir. Bu bölgelerde endoskopik tetkik için yaş sınırı 40’a kadar indirilebilir” uyarısında bulundu.

"SİGARA ALKOL VE ENDÜSTRİYEL GIDALARDAN UZAK DURUN"

Hazımsızlığa neden olan en önemli noktanın beslenme şekli olduğuna da değinen Gastroenteroloji uzmanı Prof. Dr. Nihat Okçu uyarılarını şöyle sıraladı:

“Dengeli beslenmek ve mideye zarar verecek ilaçlardan kaçınmak iyileşme sürecinde atacağımız en büyük adımlardan. Belirli bir gıdaya ağırlık vermemeli, gıdalarımızın yüzde 45-50 sini karbonhidratlar, yüzde 20-25 ini proteinler, yüzde 15- 20’sini yağlardan almalıyız. Bunun yanında sebze meyve ve yeterince lifli gıdalar tüketmeli Öğünleri 3 öğün mümkünse her gün aynı saatte olmalı, aşırı doymadan sofradan kalkmalı, hızlı çok sıcak ve çok soğuk yememeliyiz. Akşamları hafif yemeli geç saatlerde yememeli, ağır yağlı, yağda kızartmalı yiyeceklerden ve endüstriyel gıdalardan mümkün mertebe uzak durmalı, ev yemeklerine öncelik verilmelidir. Mecbur kalmadıkça ağrı kesici ve romatizma ilaçları kullanmamalı, doktor tavsiyesi olmadan ilaç kullanmamalı, sigara -alkol alışkanlığı varsa bu terkedilmelidir. Mümkünse her gün 20-30 dakika yürüyüş yapılmalı ve günde en az 1-1,5 litre su tüketmeliyiz.”