Tarih: 22.06.2021 17:00

Süsler: Oyuncu adayları için eğitim modelimizi dönüştürmek zorundayız

Facebook Twitter Linked-in

Pandemi sürecinin tiyatro, dizi ve sinema sektörüne ve oyunculara etkisini değerlendiren Abdül Süsler, dijitalleşmede fazlasıyla yol kat edildiğini ve çok başarılı işlere imza atıldığını söyledi. Oyuncu adaylarına da tavsiyelerde bulunan Süsler, bu branşta eğitim veren kurum ve eğitimcilerin de metotlarını değiştirmeleri gerektiğinin altını çizdi. Süsler, ?Dünyada birçok büyük tiyatro, opera toplulukları, müzeler dijital alanlarını açıp inanılmaz bir görsel şölen sundular. Pandeminin böyle bir avantajı oldu ve biz inanılmaz şeyler seyrettik. Bu çağa ayak uydurmak adına oyuncu adaylarının eğitimi klasik temelde olmalı, çağın getirdiği metotlar da bunun üzerine inşa edilip, biçimlendirilmeli. Okullarımıza öğrenci alırken, eğitim modelimizi, çağın bizden istediklerine uygun bir biçimde dönüştürmek zorundayız? dedi.

Tüm dünyanın 1,5 yıldır mücadele ettiği Covid-19 pandemisi, tiyatro, dizi, sinema sektörünü ve oyuncuları da olumsuz etkiledi. Ancak birçok alanda yaşanan dijitalleşmeye, kısa sürede ayak uyduruldu. Bu süreçte çok fazla dizi ve filmin dijital platformlarda yayınlandığını ve önemli başarılar elde edildiğini belirten İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Tiyatro-Oyunculuk Bölümü Koordinatörü Abdül Süsler, süreci değerlendirdi. Süsler, oyuncu adaylarına ve bu branşta eğitim veren kurum ve eğitmenlere de çeşitli önerilerde bulundu.

TİYATRO DÜNYANIN HER ÇAĞINDA KENDİNİ YENİDEN VAR ETMENİN YOLUNU BULDU

Süsler, “Tiyatro, dizi, film sektörü de birçok sektör gibi pandemiden olumsuz etkilendi. Özellikle tiyatro çok etkilendi çünkü malum, salona girişler kısıtlandı ve tiyatro varlığını farklı bir yöne kaydırmak zorunda kaldı. Yani dijital dünyaya kaydı. Tiyatro, dünyanın her çağında, kendini yeniden var etmenin bir yolunu bulmuştur. Pandemiyle birlikte, dijital anlamda bir yol buldu ve varlığını sürdürüyor. Dünyada birçok büyük tiyatro, opera toplulukları, müzeler dijital alanlarını açıp, inanılmaz bir görsel şölen sundular. Biz inanılmaz şeyler seyrettik. Pandemi de bunun için bir fırsat oldu. Bugün gidip, belki parasını veremeyeceğimiz bir oyun seyrettik. Bu yeni bir yol, yeni bir bakış açısı. Diğer yolu kaybetmeden, yeni bir yol bulduk. Oyunculuğa, tiyatroya, sanata, yeni bir güç kazandırdı. Normalleştiğimizde, tiyatro yeniden salona gelecek. Çünkü oranın keyfi, heyecanı, seyirciyle birebir iletişime geçip, dokunulması başka bir his yaratıyor. Dijitalde bu hisleri çok yoğun hissedemiyoruz belki ama çok iyi dijital işler izledik” diye konuştu.

Süsler, sözlerine şöyle devam etti:

“Unutulmamalı ki bugüne kadar çekilen işler, dijitalde yayınlamak için çekilmedi. Dolayısıyla tiyatro, dijitalde çekim için yeni bir yöntem bulmak zorunda. Belki yeni yönetmenler doğacak, tiyatro dijital yönetmenleri doğabilir. Bu da yeni bir alan yaratacak. Yeni işler, seyirciye, tiyatronun içinde olma hissi vermek zorunda. Bunun için de yeni bir dijital sahnelenme yöntemi bulunmalı. Bu da yakın zamanda oluşacaktır.”

DİZİ VE SİNEMA DİJİTAL PLATFORMLARDA GÜCÜNÜ 10’A KATLADI

Pandemide dizi ve filmlerin, dijital platformlar için çekildiğini ve bu süreçte başarılı işlere imza atıldığını söyleyen Süsler, “Bugün sinema ve dizi sektörü dijital platformlarda çok hızlı bir şekilde güçlerini 5’e 10’a katladılar. Belki de normal bir sezonda görmediğimiz kadar dizi ve sinema eseriyle karşılaştık. Çok fazla dijital iş var, çok fazla sinema filmi çekiliyor. Evet, dijital için çekiliyor ama sinema filmi olarak çekiliyor. Adını bilmediğimiz bir sürü dijital kanalla tanıştık. Avrupa veya Amerika nazarında, bu kanallar yıllardır var. Pandemi ile bizlerin hayatına daha fazla etkisi oldu” dedi.

OYUNCU ADAYLARINA VERİLEN EĞİTİM METOTU BİRAZ DEĞİŞMELİ

Oyuncu adaylarının eğitimlerini en iyi şekilde tamamlaması gerektiğine vurgu yapan Süsler, “Her şeye hazır birer oyuncu adayı olarak yönetmenin, tiyatronun, dizinin, yapımcının, cast direktörünün karşısına çıkmalılar. Bunun için de Türkiye’deki okullar, eğitim biçimlerini biraz daha değiştirmek zorundalar. 4 yıllık bir konservatuvara oyuncu aldığımız zaman, klasik tabanlı bir eğitim veriyoruz. Klasikçi olarak söylüyorum bunu. Klasik temelde olmalı, çağın getirdiği metotlar da bunun üzerine inşa edilip, biçimlendirilmeli. Okula öğrenci alırken, eğitim modelimizi, çağın bizden istediklerine uygun bir biçimde dönüştürmek zorundayız. Örneğin, 2 yıl bir öğrenciye klasik tabanlı eğitim veriyorsanız 3 veya 4’üncü yılında bir yönetmenle tanıştırmalısınız. Dizi, sinema sektörünün nasıl işlediği, ilişkilerin nasıl kurulduğu anlatılmalı. Seslendirmelerin nasıl yapıldığı öğretilmeli. Bunun gibi dijital yönlü çalışmalar da verilmeli” ifadelerini kullandı.

ÜCRETSİZ OYUNCULUK EĞİTİMİ

Üniversite olarak oyuncu adayları için ücretsiz bir eğitim programı düzenlediklerini aktaran Süsler, şöyle konuştu:

“Biz de İstanbul Ayvansaray Üniversitesi olarak tüm bunları destekleyecek bir eğitim modeli oluşturarak yeni bir yola çıkıyoruz. Oyunculuk bölümünü hayata geçiriyoruz. Güçlü bir kadromuz var. Oyuncu adaylarına bu yolculukta, ücretsiz olarak, yetenek sınavlarına nasıl hazırlanmaları gerektiğini, onları bu yolculukta nelerin bekleyeceğini, bedenlerini tanımalarını, nefeslerini hissetmeleri ve rollerini anlamaları üzerine 8-9-10 Temmuz’da “Bedenini Tanı, Rolünü Hisset” başlıklı günlük bir workshop düzenliyoruz.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —