İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki KİPTAŞ`ın, geçtiğimiz 31 Mayıs`ta temelini attığı "KİPTAŞ Tuzla Meydan Evleri"ne başvuruda bulunan vatandaşlar için kura çekim töreni düzenlendi. Törene İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı.
İmamoğlu, programdaki konuşmasında, bir sonraki İstanbul seçimlerine de değinerek, "Bu anlayışla ve bu hararetle çalışmak zorundayız. İstanbul halkı, onun için bize yüzde 55`e yakın oy verdi. Bir dahaki seçimde İstanbul halkı, bize, en az yüzde 60`ın üstünde oy verecek. Biz, bu kadar yürekli bir çalışmanın içerisindeyiz. Hiç kimseyi siyasi görüşü ile ayırt etmeksizin; bugün aleyhimizde konuşan bazı kurumların temsilcileri dahi bize oy verebilecek. Hatta bazı siyasi kimliklerin evlatlarının, torunlarının bile bugünden oylarına talip olduğumu ve onların da bana oy vereceğini olan inancımı yineleyerek, bu bilinçle ve bu akılla bütün arkadaşlarımın çalışmasını; yürekli bir biçimde, kucaklayıcı bir biçimde çalışmasını diliyorum" sözlerine yer verdi.
Sosyal konut üretimi ve kentsel dönüşüm süreçleriyle ilgili iki önemli konuya değinen İmamoğlu`nun konuşmasından satır başları:
"İstanbulluların, 3.9 ya da 4.2`de bile `Acaba bana ne olacak` diye kaygı duymadıkları bir İstanbul var etme çabası içinde olacağız. Çoğu zaman -ben bunu yaşıyorum- bina ya da konut sahipleri, yaşamlarının daha önünde ne yazık ki maddi çıkarlarını ön planda tutabiliyorlar. Ben, bunları açık ve net söylemekle yükümlüyüm. Ben, bu sürecin her tarafında oturdum. Her tarafında oturduğum için de o aklı biliyorum. Vatandaşımızın, bu bakış açısını tümden yadırgamıyorum. Normal bir şehirde, depremle yüzleşmek zorunda olmayan bir şehirde olsak, bunları duymayız, geçeriz. Bu şehrin binaları, geçmişten bugüne eskimiş ve ne yazık ki, yanlış yapılmış. 25-30 sene dediğiniz şey, yapı ömrü açısından daha dün demektir. Daha dün yapılmış bazı binaların, akşamdan sabaha kendiliğinden yıkıldığını gördüğümüz bir kentte, hiçbir vatandaşımızın bu şekilde tavır almasına, davranışına tahammülümüz yok. Bu tavrı göstererek, sadece kendi canlarını değil, orada bu sürecin bir an önce olgunlaşmasını isteyen komşularının, vatandaşlarımızın da canlarını tehlikeye atıyorlar. Ve Allah korusun ki, Allah gecinden versin ki, bizim depremi ne zaman yaşayacağımızı bilmediğimiz bu kentte, depremi yaşadıktan sonra ahlanmanın, vahlanmanın bize hiçbir faydası olmayacak.
Bizim iş birliği kabiliyetimiz ve çekim odağı olmamız, müthiş bir avantaj. Ben inanıyorum ki, toplumun bu denli güvenini yakalamış bir yönetim, uzun yıllardır burada yok. O bakımdan biz, bunu da fırsata dönüştürerek, bütün şeffaflığımızla, bütün kabiliyetimizin, bütün amacımızın insanlara o güvenli evleri vermek olduğunu yaşatarak, bu süreci çok güçlü bir eylem planına dönüştürmemiz şarttır. Bunu istiyorum" dedi. İBB`nin deprem bütçesini düşürdüğü iddialarının gerçeği yansıtmadığını kaydeden İmamoğlu, "Öyle rakam oyunlarıyla, bilanço üzerinden rakamlara bakarak, kendi yaptıkları hataların üstünü örtmeye çalışan bir dille asla muhatap olmayız. Böyle bir şey yok. Gümbür gümbür depremle ilgili, dönüşümle ilgili çalışıyoruz. KİPTAŞ`ın yanı sıra, bütün iştiraklerimiz ve kurumumuzun ilgili birimleri, daire başkanlıkları da yoğun bir biçimde çalışıyor.
Durup dururken bu kentin gündemine hem yoğunlaşma hem bu şehri tehdit altına sokma hem bu şehri gelecek anlamında geri dönülmez bir karanlık tünele sokma anlamına gelen, hayatın bütün yaşam unsurlarını yok sayan `Beton Kanal`a yüz milyarlarca ayırmayı taahhüt eden aklın, sözüm ona burada bir sorun bir maraz çıkartma çabasıdır. Kimse bunu yutmaz.
İhalesi iptal edilen Silahtarağa`daki arıtma tesisiyle ilgili de konuşayım. Arkadaş, demeyecektim, diyeceğim: Beni ilk uyaran, `Bu, buraya yapılmaz` diyen kendi ilçe belediye başkanınız. İlk aylarındaydım Belediye Başkanlığımın. Eyüpsultan`da gezerken, Kâğıthane`ye doğru giderken beni ilk uyaran ilçe belediye başkanınızdı. Sonra bunu İSKİ`ye sorduğumda, çalışma istediğimde, gelen bilimsel rapor, `Asla buna ihtiyaç yoktur` diyor. 200 dönüme yakın, Haliç`in kıyısında, Sayın Cumhurbaşkanı`nın da `Kendi elimle diktiğim` dediği ağaçların da 30 yıllık, 25 yıllık ağaçların da kesilerek yapılmak istenen oradaki arıtma tesisinin gerekli olmadığını bilimsel olarak önümüze koydular. Çünkü Baltalimanı`ndaki tesis ve Yenikapı`nın yeniden yapılan ihalesi ile elde edeceği kapasite ve oradaki biyolojik, ileri biyolojik tesisin olgunlaşmasıyla aslında orada böyle bir ihtiyacın olmadığı net olarak, bilimsel olarak önümüze koyduktan sonra, bizim iptal ettiğimiz bu proje. Bir başka boyutuyla; `Ne yaparsanız yapın, istediğiniz gibi arıtın, asla arıtılan suyu Haliç`e veremezsiniz` denilen bilimsel rapor var. Bunlar, bu arıtılan suyu, Haliç`e vereceklerdi. Bu kadar boyutu olan bir projeyi, bir bakan yardımcısı her gün anlatıyor. Ne kadar sevmiş."