Derekarabağ köyü yolu ve bölgedeki tarım arazileri üzerinde, 14 Haziran sabahı, yarıklar oluştuğunu görenler, İlçe Özel İdare Müdürlüğü ekiplerine haber verdi. İhbar sonrası bölgeye gelen ekipler, yaptıkları incelemede uzunluğu 1 kilometre, derinliği ise 1-2 metreyi bulan yarıklar olduğunu belirledi. İş makinesiyle taşınan kumla yoldaki yarıklar kapatıldı. Bu olaydan sonra bölgedeki yarık daha da uzadı. Yaklaşık 1 kilometre olan yarığın uzunluğu 2 kilometreye kadar ulaştı. Tarım arazilerinden geçerek devam eden yarık, bölgedeki doğal gaz boru hattının bulunduğu noktanın da çok yakınında oluştu. Bölgedeki yarıklara ilişkin teknik incelemenin sürdüğü belirtildi.
'6 YILDIR DÜZENLİ OLARAK İZLEMEKTEYİZ'
Bölgede fay hatları ve meydana gelen yarıklarla ilgili daha önce araştırma yapan DUAM Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özkaymak, son ortaya çıkan yarığı inceleyip, yazılı açıklama yaptı. Bu tip yüzey deformasyonlarının genellikle bölgede daha önceden var olan faylar boyunca meydana geldiğini söyleyen Doç. Dr. Özkaymak, Bolvadin ve Derekarabağ bölgesinde yaptığı saha çalışmalarında yüzey deformasyonlarının derinliğinin 2-3 metreyi, genişliğinin ise yer yer 1,5 metreye ulaştığını tespit ettiklerini aktardı. Özkaymak, "Bölgede devam eden yağışlar ve ekili tarım arazilerindeki örtülü alanlardan dolayı yüzey deformasyonlarının devamlılığı net olarak gözlenememiştir. Çatlak ve yarıklar şeklinde gözlenen yüzey deformasyonları Bolvadin bölgesinde yeni deformasyon kolunun oluşmaya başladığını, bu kolun Bolvadin fayının üzerinde gelişmediğine işaret etmektedir. Bu deformasyonların miktarını bölgede kurulu olan sabit GPS istasyonları ile son 6 yıldır düzenli olarak izlemekteyiz" dedi.
'YIKICI DEPREMİN HABERCİSİ DEĞİL'
Deformasyonların en önemli nedeninin, Bolvadin yerleşim alanı ve yakın çevresinde, son 20 yıl içinde yer altı su seviyesinin insan aktiviteleri ve kuraklığa bağlı olarak yaklaşık 30 metre düşmesi sonucu meydana gelen oturmalar olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Özkaymak, bölgede devam eden yağışlar sonucu kırıklar içine süzülen yüzey sularının kanal oluşturarak, yüzeydeki deformasyonu artırdığını kaydetti.
Meydana gelen yüzey deformasyonların bölgede yıkıcı depremin habercisi olmadığına ancak her an deprem olacakmış gibi hazırlıklı olunması gerektiğine işaret eden Doç. Dr. Özkaymak, şöyle devam etti:
"Bölgede Çobanlar fay zonu, Işıklar fay zonu, Sultandağı fayı, Büyük Karabağ fayı, Bolvadin fayı gibi 6,2 ile 6,9 arasında değişen büyüklüklerde deprem üretme potansiyeli olan çok sayıda diri fay var. Dolayısıyla her an deprem olacakmış gibi depreme karşı hazırlıklı olmamız gerekir. Deprem zararlarını minimuma indirebilmek için en önemli aşamalardan birisi olan İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) çalışmalarını Afyonkarahisar İl AFAD Müdürlüğü koordinatörlüğünde tamamladık. Afyonkarahisar 7 pilot ilden biri. Bu deformasyonlar üzerine gerçekleştirilmesi gereken çalışmaların İRAP toplantılarında ele alınarak eylem planları oluşturuldu."