12 yaşındaki İlyun Bürkev, piyanoyla bebek yaşlarda annesinin piyanosunu çalarken tanıştı. 4 yaşında özel ders almaya başlayan Bürkev, son kazandığı Chopin Uluslararası Piyano Yarışması birincilik ödülüyle adından söz ettiriyor. İlerde, klasik müzikte en iyi noktaya gelerek, konser piyanisti olmak isteyen Bürkev, Arter’de Melih Fereli küratörlüğündeki ‘Yağmur Ormanı V (varyasyon 3)’ adlı sergiden aldığı ilhamla yeni eseri ‘The Wind’i besteledi.
Bestesiyle, insanlığa aktarmak istediği birçok mesajın olduğuna dikkat çeken piyanist, “Biz tüm canlılarla bu dünyayı beraber paylaşıyoruz. Doğayı korumada en büyük sorumluluk bilinci biz insanlara ait çünkü biz düşünebiliyoruz ve bir aklımız var. Olaylar karşısında seçim yapabiliyoruz. Özellikle şu anda doğamız çok zarar görüyor. Ekosistemimiz, dünyamız giderek bozuluyor. Hayvanların yaşam alanını yok ediyoruz, denizlerimizi plastikle dolduruyoruz. Bu projede de ben farkındalık yaratmak istedim. Attığımız her adımda dünyayı çok daha iyi bir hale getirebileceğimizi vurgulamak istedim” diye konuştu.
Bürkev’in performansı bugün Dünya Çevre Günü’nde farkındalık yaratmak için yayınlandı.
YAĞMUR ORMANI’NDA BAMBAŞKA DOĞA SESLERİ VAR
The Wind adlı bestesi hakkında detayları paylaşan Bürkev, “İlham kaynağım olan ‘Yağmur Ormanı V (varyasyon 3) eserini çok ilginç buluyorum. Çünkü bir yağmur ormanının modern objelerle temsil etmesi gibi bir şey ve her objede bir sürü ses dosyası var. Her gittiğinizde bambaşka doğa sesleri duyuyorsunuz ve objelere dokunarak hissedebiliyorsunuz. Çok değerli ve özel bir eser. Ben de bestemi bu eserden ilham alarak yaptım. Yağmur ormanını ve bestemi birleştirerek bir proje yaptık” ifadelerini kullandı.
“DÜNYA BİR SENFONİ ORKESTRASI”
Dünyayı bir senfoni orkestrasını benzeten piyanist İlyun Bürkev, “Ağaçları keserek binalar, evler yapıyoruz bir şey kazandığımızı düşünebiliriz ama çok uzun vadede bize küresel ısınma gibi sorunlar olabilir. Dünyayı bir senfoni orkestrasına benzetiyorum. Bir orkestranın muazzamlığı her enstüramanın inceliği var. Bir enstrümanın küçük bir detayı bile olmasaydı gerçekten müziğin tüm güzelliği bozulurdu. Dünya da aynı bu şekilde, dünyayı ne kadar bozarsak o dünyanın tüm güzelliği gidiyor. Dünyayı nasıl daha iyi bir hale getirebilirim diye düşünürsek belki tüm bu sorunlar ortadan kalkar ve çok daha güzel bir dünya olur” diye konuştu.
MUTLU İNSAN OLMAK MÜZİĞE DE YANSIYOR
Yaptığı işi çok sevdiğini ve keyif aldığını söyleyen Bürkev, “Her işin elbette bir zorluğu var ama ben yaptığım işi çok seviyorum ve keyif alıyorum. Beni çok mutlu ediyor. Müzik dışında ben hayatı yaşamanın, hobilere vakit ayırmanın, arkadaşlarla vakit geçirmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Mutlu bir insan olduğunuz zaman da müziğiniz de yaptığınız iş de çok güzel olur” dedi.
“KÜÇÜK BİR İZ BIRAKMAK İSTİYORUM”
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Devlet Konservatuarı akademisyenlerinden Prof. Dr. Burcu Aktaş Urgun tarafından verilen piyano eğitimine devam eden Bürkev, “İlk insanlıktan bu zamana kadar çok önemli besteciler, yorumcular, hocalar ve besteler geldi. Bach, Mozart, Haydn, Chopin gibi isimlerin yanında da Türkiye’de de İdil Biret, Gülsin Onay gibi isimler çok değerli. Benim de ilerde yapmak istediğim şey klasik müzik, bu büyük aileden beslenebildiğim kadar beslenip, alabildiğim kadar alıp kocaman bir ailenin İlyun Bürkev olarak küçük bir izi olmak istiyorum. Kendimi klasik müzikte en iyi noktaya getirmek, konser piyanisti olmak istiyorum. Bunları yaparken de insanlara doğamızın önemi, insan haklarının önemi gibi mesajları aktarmak istiyorum. En büyük hayalim bu” diye konuştu.