Düzce`de yaşları 60 ila 75 arasında değişen Kafkas kökenli "İhtiyar Delikanlılar" grubu, yörelerine özgü otantik müzikleri ve oyunları gelecek kuşaklara aktarmak için mücadele ediyor.
Sürgün dolayısıyla 1864`ten itibaren Osmanlı topraklarına göç eden Çerkezlerden yaklaşık 30 bini Düzce`ye yerleşti.
Burada farklı kültür topluluklarıyla kaynaşmalarına rağmen örf, adet, kültür ve geleneklerini sürdüren Kafkas kökenlilerden bazıları, bölgelerine özgü otantik müzikleri ve oyunları yaşatmak için "İhtiyar Delikanlılar" grubunu kurdu.
Yaşları 60 ila 75 arasında değişen, Abhaz ve Çerkezlerden oluşan 15 kişilik grup, ellerine aldıkları tahta parçaları ve armonika ile ritim tutarak şarkılar söylüyor, "varada" oynuyor. Varada, tahta parçaları ve armonika ile ritim tutularak oynanan mahalle oyunu olarak biliniyor.
Kültürlerini yaşatmaya devam eden grup, yaptıkları başvuru üzerine müziğin, Kültür ve Turizm Bakanlığının "Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcıları" listesine alınmasını sağladı.
Böylelikle çalınan müzikler ve oyunlar, gelecek nesillere aktarılabilecek.
"UNESCO`nun tescilli mirası olmak istiyoruz"
Ekibin kurucusu Aykut Kap, muhabirine, Düzce`de bulunan Çerkezler, Adigeler, Abhazlar ve Çeçenlerin ortak oynadığı otantik mahalle oyununu kendi yörelerine ait müzik aletleriyle oynadıklarını anlattı.
Oynadıkları oyun ve yaptıkları müziğin göç bölgelerinde günden güne unutulduğunu aktaran Kap, kendilerinin de bunu yaşatmak için grup kurup 15 yıldır yöre yöre gezdiklerini söyledi.
Uzun bir uğraşı ve gayretle kültürlerini yaşatmak için çaba gösterdiklerini vurgulayan Kap şöyle konuştu:
"Kültür ve Turizm Bakanlığının `Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcıları` olarak kayıt altına alındı. Bir hedefimiz daha var; o da UNESCO`nun tescilli mirası olmak. Yanımıza genç kardeşlerimizi de almaya çalışıyoruz. Bu kültür inşallah yaşayacak. Ana enstrümanımız tahta ve sopadır. Daha sonra mızıka eklenmiştir. Lokal yaparak `varada` yapıyoruz. Bunu yapıyoruz ki oyunculara karşı hem atmosferi heyecanlandırıyor hem de ortamı güzelleştiriyor. Üç enstrümanımızın da sesi birbirini bastırmaz. Yaptığımız vokal de bununla beraber dördüncü enstrümanımız oldu."
Kaynak: Anadolu Ajansı / Cem Ali Kuş