Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, 'Yargı Kararlarında Gerekçelendirme Çalışması'na ilişkin Ankara'da otelde düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yaptı. Toplantıya, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da katıldı.
'AYM VE AİHM’DE EN FAZLA İHLAL GEREKÇE SEBEBİYLE'
Bakan Gül, bugün çok önemli bir konuyu müzakere ettiklerini ve çalışma başlattıklarını belirterek, "Adalet her türlü beşeri faaliyeti kuşatan kutsal bir kavramdır. Yargı mensuplarının maddi hakikatin peşindeki çileli yürüyüşünün yegane amacı da budur. Mağdurun hakkını teslim etmek, mazlumun göz yaşını silmek, vicdanları teskin etmek yargı mensubunun sınavıdır. Yargı kararlarındaki gerekçe hukuk devletinin alameti farikasıdır. Hukuk devletinde sadece mahkeme kararları değil her türlü tasarruf, gerekçesi ile keyfilikten ayrılır. Gerekçesine bakarsınız, 'bu keyfidir bu hukukidir' diye bir yoruma varırsınız. Gerekçenin yargısal faaliyet için taşıdığı anlam ise çok daha açıktır. Gerekçeli karar hakkı adil yargılanma hakkının en önemli boyutunu oluşturmaktadır. Nitekim hem AYM hem AİHM'de en fazla ihlale konu olduğumuz husus gerekçeli kararlar sebebiyledir. Neden-sonuç ilişkisi gerekçe ile ortaya konur. Gerekçeli karar etkili bir yargısal denetime zemin teşkil etmektedir. Kararın temelsiz ön yargılar üzerinde değil nesnel bir değerlendirme üzerinde yükseldiğini görmek mümkün olacaktır" diye konuştu.
'GEREKÇE TEMEL İLETİŞİM ARACIDIR'
Yargı karalarını sadece tarafların değil tüm toplumun izlediğini belirten Gül, "Gerekçe bu yönüyle de yargı organının temel iletişim aracıdır, kamusal iletişim aracıdır. Yargı kararıyla ilgili herkes konuşur, 'şöyle, böyle' der. Peki yargı mensubu çıkıp adliyenin önünde basın açıklaması mı yapar? Hayır, kararıyla konuşur, iddianamesiyle konuşur. O zaman Türk toplumuna 'biz yargıya şöyle dedik böyle dedik; ama tüm delilleri toplamış, gelen deliller bu, bu sonuç mukadder, doğru karar' dedirtmesi, tüm topluma karşı yargının temel vazifesidir" ifadelerini kullandı.
'YENİ ANAYASA HEDEFİNE ULAŞACAĞIZ'
Milletin karar ve tercihinden başka bir güç tanımayan demokrasinin önünde şimdi yeni ve sivil bir anayasa hedefi olduğunu kaydeden Gül, "Hukuk devletini tahkim etme, hak ve özgürlükleri geliştirme kararlılığımız sayesinde bu hedefe de emin adımlarla ulaşacağımıza inanıyoruz. Ülke olarak hiçbir kazanımı konjonktür ve pozisyon demokratlarının lütfuyla elde etmedik. Yine bu mücadeleyi yine biz vereceğiz. Türkiye'nin yönü hep geleceğe bakmaktadır, reformlardır, insan haklarının geliştirilmesidir" dedi.
'ADİL KARAR MAKUL SÜREDE VERİLMELİ'
Yargı reformları konusunda emin adımlarla ilerlediklerini belirten Gül, "Yetmez; ama evet doğru yolda ilerliyoruz. Şimdi 4'üncü paket, yarın 5'inci paket, 6'ncı paket. Uygulayıcıların da bunları sahiplenmesi lazım. Bu toplantı da bu reform sürecinin bir adımıdır. 'Daha fazla demokrasi' demeye devam edeceğiz; 'yeni sivil anayasa' demeye, 'özgür birey güçlü toplum' demeye devam edeceğiz. Birileri 'statüko' dese de biz 'daha fazla değişim ve reform' demeye devam edeceğiz. Bütün bunları söylerken de bağımsız ve tarafsız yargının daha fazla güçlenmesi ve bu kurumun üzerine titremeye devam edeceğiz" diye konuştu.
Bakan Gül, geciken yargı karalarına karşı eleştirilerin gelmesinin toplumun temel hakkı olduğunu belirterek, "Bu eleştirinin muhatabı olmamak için adil kararı makul sürede vermesi yargı mensuplarının temel görevidir. Milletimizin yargıdan temel beklentisi geç olmadan adaletin tecelli ettirilmesidir" dedi.
'TERFİDE ENGELLEYİCİ OLACAK'
Hakim ve savcıların terfi sisteminin de gerekçeli kararın yeterli yazılıp yazılmadığına göre düzenleneceğini söyleyen Gül, "Bunun yasal düzenlemesini de yapacağız. Yargıtay'a gelmiş ve şu kadar süre devam etmiş; ama hiçbir gerekçe yok. Bu gerekçeyle Yargıtay bozduğu için sistemden HSK’nın önüne gidecek o hakim ve savcıyla ilgili olarak da terfide 'senin önce gerekçeli kararı yazma hususundaki bu sorunu gidermen lazım' denecek" şeklinde konuştu.
AKARCA: KARARLARDA MİZAH OLMAMALI
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca ise bazı gerekçeli kararları eleştirdi. Mahkeme kararlarında maddi hata bulunmaması gerektiğini söyleyen Akarca, "Kamu denetimine açtığımız kararlarda kişisel verileri temizleme bürosunun yaptığı hatalar sebebiyle bir bakıyorsunuz, yemek tarifi, bir bakıyorsunuz şarkı sözü. Orada bir personelin dikkatsizliği sebebiyle yer alması o karara duyulan saygınlığı zedelemektedir. İnsanlar buna güvenebilirler mi? Ayrıca kararlarda mizah olmamalı, karalar ciddi olmalı. Geçen okudum bir derece mahkemesinin kararında çok affedersiniz diyor ki, 'öküzün altında buzağı aranmamalı.' Mahkeme kararının gerekçesinde yazılacak bir husus mu? Buna benzer çok örnek verebilirim; ama şimdi bununla yetinmiş olayım" dedi.