Başkentte 13 Aralık 2018'de meydana gelen ve 3'ü makinist 9 kişinin hayatını kaybettiği, 107 kişinin de yaralandığı YHT kazasıyla ilgili tutuksuz 10 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 30'uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Şu anda emekli olan dönemin TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın, tanık olarak dinlendi. Apaydın, kaza olduğu anda hatta sinyalizasyon çalışmalarının devam ettiğini; ancak işletmenin tamamen Trenlerin Merkezden İdaresi (TMİ) sistemiyle yürütüldüğünü söyledi.
'KIRMIZI IŞIKTA GEÇMEK GİBİ BİR ŞEY'
İsa Apaydın, kazanın ardından, sanıklardan makasçı Osman Yıldırım'ın eğitim verilmeden görevlendirildiği yönündeki iddiaların öne sürüldüğünü hatırlatıp, "Osman Yıldırım 20 yıldır TCDD'de çalışan biri. Aynı hizmeti Samsun'da da yapıyordu. Buradaki yaptığ iş daha kolaydı. Ev hanımlarının çamaşır makinesini çalıştırmasından daha kolay bir iş. Eğitimsizlik, diye bir şey söz konusu değil. Makasçı işini yapmamış. Makinist de Hat 1’in açık olduğunu bilmesine rağmen Hat 2’den gidiyor. Yani bu kırmızı ışıkta geçmek gibi bir şey. Böyle olunca da kaza kaçınılmaz oluyor. Kaza yapan trenden önce 3 tren göndermiş. O tren geçerken beyefendi kulübesinde oturuyor. Yani kaza insan hatası sonucu meydana gelen bir kaza; işletim yöntemiyle alakalı değil" dedi.
'HERKES KAFASINA GÖRE İŞLETMECİLİK YAPAMAZ'
Tanık Apaydın, personel durumunun yetersiz olduğu yönündeki iddialara da katılmadığını belirterek, "Mevzuatta her şey bellidir. Herkes kafasına göre işletmecilik yapamaz. Yapmaya kalkarsa kaos çıkar. O gün işte öyle bir kaos çıktı. Trafiğin merkezden kontrol sistemi yıllarca uygulanan bir sistem. Makasçı işini doğru yapsaydı, makinist hata yapmasaydı, bu kaza olmazdı" diye konuştu.
Apaydın, müşteki ve sanık avukatlarının sorularını da yanıtladı. Avukat Özay Arıkan, TMİ sisteminde işaret sistemlerinin kullanılması gerektiğini; ancak hatta işaretleme sisteminin neden kullanılmadığını sordu. Apaydın da işaretleme sisteminin, Yüksek Hızlı Tren Bölge Müdürlüğü’nün sorumluluğunda olduğunu belirtti.
'HATIN AÇILMASI İÇİN KİMSE TALİMAT VERMEDİ'
Tanık Apaydın, sinyalizasyon sistemi tamamlanmadan hattın neden açıldığı ve bu kararı kimin aldığı yönündeki soruyu, "Kayaş-Sincan kısmı ana aksı oluşturuyor. Yani bütün trenler burayı kullanıyor. Yaklaşık 2 yıl bu hatta banliyö ve şehirler arası taşımacılık yapamadık. Bu da çok sayıda şikayetlere neden oldu. Biz burayı açtığımızda çok büyük bir rahatlama oldu. Hem gelir kaybı önlendi hem de müşteri memnuniyeti arttı. Hattın açılması yönünde kimsenin bir talimatı olmadı. Bu tamamen TCDD yönetiminin aldığı ortak karardır. Bu konuyla ilgili Ulaştırma Bakanlığı ya da üst düzey bürokratlardan herhangi bir talimat alınmadı" diye yanıtladı.
KARA KUTU İNCELENECEK
Diğer tanıkların dinlenmesi ardından müşteki ve sanık avukatlarının talepleri alındı. Sanık vekili Özay Arıkan, kaza yapan trenin kara kutusunun dosyada mevcut olduğunu, kazanın tam olarak neden kaynaklandığının tespiti için kara kutunun bilirkişiye inceletilmesini istedi.
Taleplerin ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, trene ait kara kutunun bilirkişiye inceletilmesi isteğini kabul etti. Dinlenmeyen bazı tanık ve müştekilerin dinlenmesine karar verilerek, duruşma ertelendi.
Dönemin TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın hakkında, kaza ile ilgili bilirkişi raporlarında kusurlu bulunmasına rağmen bakanlık soruşturma izni vermediği için soruşturma açılmamıştı.