Ticaret Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'nin kozmetik ithalatı 2020 yılında yüzde 8 azalışla 1,2 milyar dolar olarak kayıtlara geçti. İhracat ise pandemiye rağmen yüzde 2,7 artış göstererek 1 milyar dolar sınırına yaklaştı. Ağız/Diş Sağlığını Korumaya Mahsus Müstahzarlar yüzde 20,1 ile ihracatı en çok artan kozmetik ürün kategorisi olarak dikkat çekti.Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan kozmetik markası Romendo’nun kurucusu Ossama Çetinkaya, “Ülkemizde pazarlanan kozmetik ürünlerinin yalnızca yüzde 10’unu yerli ürünler oluşturuyor. Gerek son birkaç yıldır azalma eğiliminde olan kozmetik ithalatında gerekse pandemiye rağmen artışını sürdüren ihracatta sektördeki yeni nesil girişimlerin payı fazlasıyla büyük. Kozmetik sektörü genç girişimcileri destekleyerek 2 milyar dolarlık ihracat hacmi yakalayabilir” diye konuştu.
KOZMETİK SEKTÖRÜNDEKİ İVMELENMEYİ PANDEMİ TETİKLEDİ
2020 yılında ihracatı 12,1 milyon dolar olarak kayıtlara geçen Ağız/Diş Sağlığını Korumaya Mahsus Müstahzarların sektördeki Türkiye menşeli ürünlerin payını artırmada önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirten Çetinkaya şu ifadeleri kullandı:
“Pandemide zorunlu haller dışında diş hekimine görünmemek için evde ağız ve diş bakımını mümkün olan en profesyonel şekilde yapma çabası arttı. Hal böyle olunca ağız ve diş sağlığına yönelik kozmetiklere yönelim başladı. Danimarka’da doğan ve 2020 yılında Türkiye pazarına girmeye karar veren Romendo olarak bizler de ağız bakım kategorisinde yüzde 100 doğal içerikli bir koleksiyonun ürünü olan Romendo Natural Teeth Whitening ile diş beyazlatma konusunda kullanıcılara etkili ve doğal bir çözüm sunmayı amaçladık. Bugün geldiğimiz noktada Romendo’nun Türkiye’deki çeşitli zincir mağazalarda raflara girmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ürünlerimizi birçok ülkeye ihraç ederken, özellikle Avrupa ülkelerinde satışa sunulmasına yönelik adımlar atmaya devam ediyoruz. Kısa zamanda kat ettiğimiz bu yolun ağız ve diş sağlığı kategorisinin potansiyeline yönelik farkındalık oluşturarak genç girişimcilere örnek olmasını umuyoruz.”
GİRİŞİMCİLİK FAALİYETLERİNİ DESTEKLEMEYE OKULLARDA BAŞLANMALI
Girişim ekosistemini geliştirmeye yönelik önerilerde bulunan Çetinkaya, “Günümüzde pek çok genç insanın parlak fikirleri olduğunu ancak fikirlerini gerçeğe dönüştürme konusunda yeterli bilgiye ulaşamadıkları için pes ettiklerini görüyoruz. Ne yazık ki sayısız harika fikir hayal olarak kalıyor. Bireysel olarak imkanı olmayan ya da bu süreçte herhangi bir yardıma ihtiyacı olan genç fikirlere elimden geldiğince yol göstermeye, yardımcı olmaya çalışıyorum. Ancak tek başıma ben veya başkaları kısıtlı sayıda insana ulaşabilir. İşte tam da bu sebeple girişimcilik ve ticari hayat üzerine okul müfredatlarına eğitimler eklenmeli. Bu zorunlu bir eğitim olmasa dahi fikirleri olan gençlere, çocuklara yol gösterici öğretilerin verilmesi ve onlara rehberlik edebilecek eğitimcilerin bulunması gerekiyor. Çünkü girişimcilik faaliyetlerinin desteklenmesi, hem bireysel hem toplumsal hem de ekonomik açıdan pek çok avantajı da beraberinde getiriyor” ifadelerini kullandı.