Parmak emmenin şiddetli dişsel ve iskeletsel ortopedik problemlere neden olabileceğini ifade eden Beykent Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Şirin Hatipoğlu, “Hemen hemen her bebek parmak emmektedir, bebeklikte gördüğümüz parmak emmeyi de bu nedenden dolayı, kötü alışkanlık olarak adlandırmamamız gerekmektedir. Parmak emme alışkanlığı bebeklikten itibaren takip edilmeli ve gerektiği zaman müdahale edilmelidir. 3 yaşından sonra devam eden parmak emmeyi patolojik kabul ederiz ve müdahale etmemiz şarttır. Bu nedenle ortodontik muayenelerin de küçük yaşlarda başlaması gerektiğini ailelere önermekteyiz” diye konuştu.
DİŞ YAPISINI DA BOZABİLİYOR
Parmak emen çocuğun dişleri ve çeneleri, parmak emmenin şiddeti ve süresine göre bozulmaya uğradığını ifade eden Hatipoğlu, “Parmak emen çocuğun alt çene gelişimi etkilenebilir, alt dişler geriye doğru, dil tarafına eğimlenir, üst dişler ileriye ve yukarı, dudağa doğru itildiğinden, alt üst dişler ve çeneler arasında mesafe oluşur. Parmak dişler arasında yerleştiğinden, alt üst ön dişler arasında parmağın girebileceği kadar bir açıklık meydana gelir, damak derinleşir ve daralır. Bazen emilen parmakta da deformasyonlar görülebilir. Emilen parmak diğer eldeki benzer parmaktan daha dar ve uzun olabileceği gibi, ayrıca emilen parmak üzerinde diş izleri de görülebilir. En çok emilen parmak başparmaktır. Ancak işaret parmağı tek başına veya işaret ile orta parmak birlikte de emilebilir” dedi.
''ÖNCE ALIŞKANLIK KIRILMALI''
Parmak emme alışkanlığının kırılması tedavi esnasında gerçekleştirilmesi gereken ilk hedef olduğunu belirten Hatipoğlu tedavinin ikinci hedefinin ise alışkanlık kırıldıktan sonra yutkunma esnasında, dişler arasında konumlanan dilin oradan uzaklaştırılması gerekliliği olduğunu ifade ederek şu ifadeleri kullandı:
“Alt üst ön dişlerin uzayabilmeli ki açık kapanış düzelsin. Eğer dil dişler arasına girmeye devam ederse, parmak emmenin sonucu olarak oluşmuş olan açık kapanış düzelmez ve kalıcı hale gelir. Böylece genetik alt yapısı olmayan kazanılmış açık kapanış bozukluğu oluşur. Bu iki tedavi hedefine, hareketli veya sabit alışkanlık kırıcılar ile başarılı bir şekilde ulaşabiliyoruz.”
Hareketli ortodontik tedavi yöntemi ve bu yöntemin hangi yaş grubundaki çocuk hastalara uygulanabileceğine dair de bilgi veren Hatipoğlu, “ Kötü alışkanlıklar, parmak emme, anormal yutkunma, dil itimi gibi faktörlere bağlı olarak gelişebilecek sorunları önlemek, daimi dişlere yer açmak veya basit diş kaynaklı bozuklukları düzeltmek amacıyla çeşitli hareketli aygıtların kullanıldığı tedavi şeklidir. Ortalama 8-11 yaş arasındaki, karışık dişlenme döneminde bulunan çocuk hastalara uygulanmaktadır” ifadelerini kullandı.