İftara katılanların Ramazan aylarını ve Kadir gecelerini tebrik eden Erdoğan, Ramazan Bayramı'na kavuşma temennisinde bulundu. Erdoğan, Diyarbakır annelerinin nice ramazanları, bayramları evlat hasretiyle geçirdiğini belirterek, "Terör örgütü PKK ve onun siyasi uzantıları tarafından kandırılarak sizlerden kopartılan ciğer parelerinize kavuşmak için verdiğiniz mücadeleyi en başından beri takdirle takip ediyoruz." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı ailelerin evlatlarına kavuşurken, bazılarının henüz bu mutluluğa erişemediğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:
"ARTIK KAÇACAK DELİK ARIYORLAR"
"Ailelerimizin kararlılıkla yürüttüğü bu mücadele, terör örgütünün karanlık ve kandan beslenen gerçek yüzünün görülmesi bakımından çok hayırlı olmuştur. Yıllardır birileri tarafından cilalanıp, parlatılan, cici çocuklardan oluşan masum bir yapı gibi gösterilmeye çalışılan bölücü terör örgütü, hem iç kamuoyunda hem uluslararası kamuoyunda zor duruma düşmüştür. Şu anda dertleri büyük, sıkıntıları büyük. Artık kaçacak delik arıyorlar. Güvenlik güçlerimizin sınırlarımız içinde ve sınırlarımız ötesinde gerçekleştirdikleri operasyonlarla eylem kabiliyetini iyice azalttığı örgüt, Diyarbakır annelerinin dirayeti karşısında adeta çaresiz kalmıştır. Evlatlarına kavuşan her ailemizle birlikte sadece biz sevinmekle kalmıyoruz, tüm milletimizin yüreğine de su serpiliyor. Aynı şekilde ailelerine geri dönen her mensubunun ardından örgüt, telafisi mümkün olmayan sıkıntılar yaşıyor."
"BAŞARILI OPERASYONLARLA TERÖRÜN ÜLKEMİZE UZANAN KANLI ELLERİNİ ADETA KÖKÜNDEN KIRIYORUZ"
Allah'tan yüreği hasretle kavrulan tüm annelerin ve babaları bir an önce evlatlarına kavuşturmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Sınırlarımız ötesinde yürüttüğümüz başarılı operasyonlarla terörün ülkemize uzanan kanlı ellerini adeta kökünden kırıyoruz. Son terörist de etkisiz hale gelene, terör örgütünün elindeki son evladımız da ailesine kavuşana kadar bu mücadeleyi sürekli daha ileriye taşıyarak sürdüreceğiz. Sadece ülkemizdeki değil, Irak ve Suriye'deki kardeşlerimizi de adeta kiralık katiller ordusuna dönüşen bölgemizde hesabı olan güçler arasında kucaktan kucağa devredilen bu örgütün kirli ağından Allah'ın izniyle kurtaracağız. Türkiye'de başaramadıklarını Suriye'de deneyenleri bir kez daha hayal kırıklığına uğratmak da kararlıyız. Kandil'i çökerteceğiz ve Kandil, kandil olmaktan çıkacak, onlar için karanlık olacak. Hiç endişeniz olmasın bizim buna imanımız var ve bin yıllık ortak coğrafyamızı türlü hile ve desiselerle parçalara ayırıp hem fiziken hem zihnen sömürme peşinde olanlara meydanı bırakmayacağız." dedi.
"ZAFER SİZİN GİBİ İNANAN ANNELERİN ZAFERİ OLACAKTIR"
Erdoğan, "Sizler, işte bu şanlı duruşun sembolleri olarak, her biri kendi evladınız mesafesindeki 84 milyonun tamamına güç verdiniz. Sizi yıldıramadılar. Birdiniz, bir şehir oldunuz, iki şehir oldunuz ve her geçen gün büyümeye devam ediyorsunuz. Sizin bu şevkiniz, bu gayretiniz terör örgütünü çökertmeye yetti. Bu tarihi mücadeleniz için her birinize tekrar tekrar şahsım, eşim, milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum." diye konuştu. Terör örgütü içindeki tüm gençlere seslenen Erdoğan, "Gençler, evlatlarım. Yarın Anneler Günü. Annelerinizi üzmeyin. Annelerinizi mağdur etmeyin. Sizi bu noktaya getiren anneleriniz. Onları üzmeyin. 9 ay 10 gün sizi karnında besleyip büyüten ondan sonra da bu yaşa getiren annelerinizi üzmeyin. Bir an önce ne yapın, ne edin ama annelerinize dönün. Çünkü onların sürekli gözleri yaşlı ve sürekli onlar sizi bekliyor. Şunu unutmayın, Türkiye Cumhuriyeti devleti, devletimiz kendini bu bataklıktan kurtarmak isteyen her gencimizi adli bakımdan korumanın yanında, yeni hayatını kurmasına da destek verecektir. Ecdadımız ne diyor, 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.' Biz böyle bir geleneğin varisleri olarak başka türlü hareket etmemiz zaten düşünülemez." Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır annelerinin nezdinde, tüm annelerin Anneler Günü'nü ve Kadir Gecesi'ni tebrik etti. "Rabbim yaşı kaç olursa olsun, bugünü annesiz geçiren yetimlere de sabr-ı cemil ihsan etsin diyorum." diyen Erdoğan, anneleri halen hayatta olan herkese de onların kıymetini bilmelerini, gönüllerini şenlendirmelerini, hayır dualarını almalarını tavsiye etti.
"Ben de rahmetli anneciğimin ayaklarının altını zaman zaman öper, onun kokusunu hissederdim" diyen Erdoğan şöyle konuştu: "Siz de annelerinizi daha fazla üzmeyin, daha fazla bekletmeyin. Bilesiniz ki annelerinizin gözleri yollarda sizi bekliyor, yürekleri sizin kokunuzla çarpıyor, hissediyor. Vatanını ve yurdunu 'ana' sıfatıyla adlandıran bir milletin evlatları olarak, dünyada hiçbir yerde Anadolu var mı? Yok. Ama bizde bak Anadolu var. Biz ne demişiz, 'Anadolu'. 'Babadolu' değil, 'Anadolu' demişiz. Bu topraklar ana sıfatıyla sıfatlanmış. Annelerimizin omurgasını oluşturduğu ailelerimize çok daha sıkı sahip çıkmamız gereken bir dönemden geçtiğimize inanıyorum. Milli birlik ve beraberliğimize yönelik saldırılarını aile kurumumuzu yıkarak başarıya ulaştırmak isteyenleri, inşallah anneler öncülüğünde hezimete uğratacağız. Hiç endişeniz olmasın. Gabar'ı bunların başına çökerttik mi? Cudi'yi bunların başına çökerttik mi? Tendürek'i bunların başına çökerttik mi? Bestler Deresi'ni bunların başına çökerttik mi? İnlerine girdik. Daha da gireceğiz. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Kandil'i de bunlara zindan edeceğiz. Hiç merak etmeyin. Belki geç olacak, belki zor olacak ama zafer inşallah sizin gibi inanan annelerin birlikte inşallah zaferi olacaktır."
"İSRAİL'İN MESCİD-İ AKSA'YA, KUDÜS'E VE FİLİSTİNLİLERİN EVLERİNE YÖNELİK SALDIRILARINA KARŞI ETKİLİ ŞEKİLDE HAREKETE GEÇMEYE DAVET EDİYORUM"
Ramazan ayının son günlerine yaklaşırken ilk kıbleleri, 3 dinin kutsal şehri Kudüs'ten hem üzüntülerini hem öfkelerini artıran haberler aldıklarına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Zalim İsrail, terör devleti İsrail, mukaddesatlarını korumak, binlerce yıllık evlerine, yurtlarına sahip çıkmak dışında hiçbir gayeleri olmayan Kudüs'teki Müslümanlara vahşice ve ahlaksızca saldırmaktadır" diyen Erdoğan şu ifadleri kullandı:
"Mukaddes şehir Kudüs'ün onurunu, şerefini, izzetini, haysiyetini korumak her bir Müslüman'ın boynunun borcudur. Mescid-i Aksa başta olmak üzere Kudüs'teki ibadethanelere ve Müslümanlara yönelik saldırı aynı zamanda bizlere yapılmış saldırıdır. Kudüs'teki saldırının muhatabı oradaki kardeşlerimizle birlikte Mekke'de Kabe'yi tavaf eden, Medine'de Peygamberin Aleyhissalatu Vesselam, huzurunda bulunan her Müslüman'dır. Bu saldırının muhatabı, İstanbul'da, Diyarbakır'da, Bağdat'ta, Kahire'de, İslamabat'ta, Cakarta'da, Kuala Lumpur'da, Bakü'de, Saraybosna'da yaşayan Müslümanların her biridir. Daha da önemlisi 3 dinin kutsallarını barındıran Kudüs'ü vicdansız, ahlaksız, hukuksuz, saygısız saldırılarıyla kirleten zalimlere karşı çıkmak, insanım diyen her bireyin vazifesidir. İsrail devletinin saldırılarına sessiz kalarak veya kayda değer tavır ortaya koymayarak, dolaylı şekilde destek veren herkes orada yaşanan zulme ortaktır. Buradan İslam ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyayı, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya, Kudüs'e ve Filistinlilerin evlerine yönelik saldırılarına karşı etkili şekilde harekete geçmeye davet ediyorum. Tüm halkı Müslüman olan ülkelere sesleniyorum. Bir olma zamanında, beraber olma zamanında İsrail'in insanlığın ortak kurumlarının kararlarına, temel insan haklarına, uluslararası hukuka ve insana dair her türlü değere aykırı bu eylemleri derhal durdurmaları konusunda çalışmalarıdır. Bu konuda, Türkiye olarak biz üzerimize düşeni yaptık, yapıyoruz ve yapacağız. Dünyada hiçbir insanın uluslararası kurumlara ve kurallara güveni kalmaz. Herkes kendi başının çaresine bakmaya başladığında ortaya çıkacak kaos ve yangın önce bu zulme sessiz kalanları yutacaktır. Unutulmamalıdır ki Kudüs tüm dünyadır, oradaki Müslümanlar da tüm insanlıktır. Kudüs'ü ve Müslümanları koruyamayan bir dünya, kendi kendine ihanet etmiş, kendi kendini imha edecek bombanın pimini çekmiş demektir."
"BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİ, GÜVENLİK KONSEYİ BAŞTA OLMAK ÜZERE TÜM KURUMLARI VE İŞLEYİŞİYLE KÖKLÜ BİR REFORMA TABİ TUTMA ÇAĞRIMIZI TEKRARLIYORUZ"
"Türkiye her zaman olduğu gibi bugün de Kudüs'teki kardeşlerimizin ve Filistin coğrafyasındaki tüm Müslümanların yanındayız." diyen Erdoğan, Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere konuyla ilgili tüm uluslararası kurumları harekete geçirmek için gereken girişimleri başlattıklarını belirtti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin derhal ve etkin tedbirlerle bu zulme "dur" demediği takdirde, "Dünya 5'ten büyüktür" diye ifade ettiği çarpıklığı kayıtsız şartsız kabul ettiğinin anlaşılacağının altını çizen Erdoğan, "Biz küresel dayanışma ve iş birliği sisteminin 5 ülkenin keyfine terk edilemeyecek kadar önemli bir mekanizma olduğuna inanıyoruz. Birleşmiş Milletleri, Güvenlik Konseyi başta olmak üzere tüm kurumları ve işleyişiyle köklü bir reforma tabi tutma çağrımızı tekrarlıyoruz." diye konuştu.
Kudüs'te Mescid-i Aksa'ya ve Müslümanlara yönelik alçak saldırıların derhal durdurulmasını isteyen Erdoğan, "300'e yakın yaralı var, ilk andan itibaren. Filistinlileri evlerinden etmeye ve yurtlarından çıkarmaya yönelik her türlü doğrudan ve dolaylı baskıların sona erdirilmesini bekliyoruz. Aksi takdirde zalimleri hak ettikleri akıbete düçar eylemek için her türlü gayreti gösterecek, her türlü çabayı ortaya koyacağız. Allah mazlumların ve mağdurların yardımcısıdır." dedi.