Kudüs’ün üç semavi din için kutsal ve tarihi statüye sahip bir şehir olduğunun altını çizen Samsar, “Üç tek tanrılı dinin mensupları Kudüs’te aynı anda ibadetlerini yerine getirmektedirler. Kudüs ve Harem i-Şerif’in kutsiyeti ve tarihi statüsünün muhafazası hayati önemi haizdir. Kudüs’ün statüsüne ilişkin tek taraflı ve keyfi kararlara karşı olduğumuzu her platformda ifade ediyoruz, ifade etmeye devam edeceğiz. Ülkemizin Filistin meselesine yaklaşımı tüm tarafların malumudur. Yerleşik Birleşmiş Milletler (BM) parametrelerini ve Arap Barış Girişimi’ni esas alan, 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin Devleti’nin bir an önce kurulmasını istiyoruz. Bunu bir tercih olarak değil, bir mecburiyet olarak görüyoruz.” İfadelerini kullandı.
Türkiye’nin Filistin davasında sergilediği dirayetli duruşa dikkat çeken Büyükelçi Mehmet Samsar, Filistin halkının yıllardır abluka altında ızdırap çektiğini hatırlattı. Türkiye’nin kardeş Filistin halkının refah seviyesinin yükselmesi için yardımlarını arttırdığını söyleyen Samsar şöyle devam etti:
“İkili düzeyde Türk kurum ve kuruşları, bugüne kadar Filistin’de sağlık, eğitim, teknik yardım ve kültürel mirasın korunması alanlarında 600’ün üzerinde projeyi hayata geçirmiştir.Filistin halkına uluslararası desteğin her geçen gün artmakta olduğunu memnuniyetle gözlemliyoruz. Esasen, Filistin’in bağımsızlığını kazanması tarihi, vicdani ve beşeri bir zorunluluk, uluslararası toplumun Filistin halkına bir borcudur. Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Kudüs davası ve Filistin meselesinin en güçlü savunucularından olmayı sürdürecektir.”