Mescid-i Aksa?da barbarlık!

Mescid-i Aksa?da barbarlık!

İsrail polisi, Mescid-i Aksa?da yatsı namazı kılan cemaate ses bombası ve plastik mermilerle saldırdı. Harem-i Şerif savaş alanına dönerken, yaklaşık 200 Filistinli yaralandı. Ankara saldırıya sert tepki gösterdi

Son günlerde Kudüs?te Filistinliler ile İsrail polisi arasında yaşanan gerilim yükselirken, İsrail?in bölgedeki Filistinlilere yönelik sert müdahalesi tepki çekiyor. Önce Ramazan başında Şam Kapısı çevresinde yaşanan müdahale ve çatışma, daha sonrasındaysa Doğu Kudüs?ün Şeyh Cerrah mahallesinde yaşananlar endişeyle izleniyor. İsrail polisi dün akşam ise Doğu Kudüs?ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa?da namaz kılan cemaate saldırdı.

İsrail polisi, Mescid-i Aksa?daki Kıble Mescidi?nde ses bombaları ve plastik mermi kullanarak cemaati dağıtmaya çalıştı. İsrail polisinin saldırılarında Harem-i Şerif savaş alanına dönüşürken, Filistin Kızılayı yaklaşık 200 Filistinlinin yaralandığını duyurdu. Filistinli gençlerin ise İsrail polisinin saldırılarına taşlar ve cam şişelerle karşılık verdiği bildirildi. Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Şeyh Ömer Kisvani, Harem-i Şerif?te yaşanan olayların durdurulması için İsrail polisinden avlulardan çekilme çağrısı yaptı.

3 gazeteci yaralandı

İsrail polisinin saldırısında Anadolu Ajansı?nın () 3 çalışanı yaralandı. Harem-i Şerif?teki olayları takip eden Orta Doğu Editörü Turgut Alp Boyraz, ayağından, foto muhabiri Mostafa Alkharouf sırtından, kameraman Faiz Abu Rmeleh ise sağ bacağından plastik mermilerle yaralandı. Gazeteciler hastanede tedavi edildi. Mescid-i Aksa ve çevresindeki olaylar gece boyunca sürdü. Öte yandan İsrail polisi, Şeyh Cerrah Mahallesi?nde Filistinli ailelerin yerlerinden edilmesine karşı barışçıl bir gösteri yapan İsrail meclisindeki Arap milletvekillerine saldırıda bulundu.

?Açık bir devlet terörüdür?

İsrail?in Mescid-i Aksa?ya yönelik saldırısına Türkiye?den sert tepkiler geldi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop: Her ramazanda olduğu gibi İsrail?in şiddet ve zulmünün arttığı günlere şahitlik ediyoruz. Mescid-i Aksa?da, namaz kılan cemaate saldırı açık bir devlet terörüdür. Şiddet ve zulüm eken barış ve huzur biçemez. Mescid-i Aksa?daki terörü lanetliyorum.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay: İsrail devleti Filistin topraklarında insanlık ve savaş suçu işlemektedir. Dünya bu işgal ve hukuksuzluğa göz yumdukça zulmünü devam ettirecektir. Hiçbir kutsala saygısı olmayan İsrail?in ilk kıblemiz Mescid-i Aksa?ya yönelik saldırılarını şiddetle kınıyorum. Derhal durdurulmalıdır.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: İlk kıblemiz Mescid-i Aksa?ya yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum. İsrail?in Mübarek ramazanda ibadet eden masumları hedef alması insanlık dışı bir olay. Yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Filistin halkının haklı davasının her daim yanındayız.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Harem-i Şerif, tüm Müslümanların kutsal mabedidir. İsrail hükümetinin mübarek ramazan ayında Müslümanların mabedine yaptığı saygısızlığı ve Filistinlilere uyguladığı şiddeti kınıyoruz. İsrail, Mescidi Aksa?nın hukuki statüsüne saygı duymalı ve uluslararası yükümlülüklerine uygun davranmalıdır. Filistinli kardeşlerimizin din ve vicdan özgürlüklerinin sonuna kadar yanındayız.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: İsrail polisinin Mescid-i Aksa cemaatine yaptığı saldırıları şiddetle kınıyorum. Filistinli kardeşlerimizle dualarımız aynı, yüreklerimiz birdir.

73 yıldır mücadele veriyorlar

Doğu Kudüs?ün Şeyh Cerrah mahallesinde evlerinden zorla çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya olan Filistinliler ile İsrail polisi ve bölgedeki Yahudi yerleşimciler arasında gerilim dün de devam etti. Yaşanan olaylarda Yahudi yerleşimcilere ait bir araç ateşe verildi. Bunun üzerine Yahudi yerleşimcilerin belirsiz hedeflere ateş açtığı, polisin, aracın yakılmasıyla ilgili soruşturma başlattığı kaydedildi. İsrail?in bağımsızlığını ilan ettiği 1948?de evsiz kalan ve Şeyh Cerrah Mahallesi?nde iskan ettirilen 28 mülteci aile, 73 yıldır mücadele sürdürüyor. Mahallede iskan edilen ailelere, inşaatın tamamlanmasından üç yıl sonra tapuların devredilmesi öngörülüyordu ancak bu gerçekleşmedi.

Osmanlı belgeleri

Yahudiler ise 1972?de bu topraklarda hak iddia etmeye başladı. Yahudi dernekler ve yerleşimciler, Filistinlilerin ikamet ettiği evlerin, 1876?da Yahudilere ait arazinin üzerine yapıldığını öne sürdü. İsrail mahkemesi de daha önceki kararını yok sayarak toprak mülkiyetinin İsrailli derneklere ait olduğuna hükmetti. Arazinin Yahudilerin mülkü olduğu yönündeki iddiaları reddeden Filistinli aileler, söz konusu toprağın mülkiyetinin Filistinli Hicazi ailesine ait olduğunu doğrulayan bazı Osmanlı belgelerini daha önce Türkiye?den aldıklarını açıklamıştı. Kudüs Sulh Mahkemesi ise, 12 Filistinli ailenin evleri yerleşimciler lehine boşaltması yönünde karar vermişti.