Adana Demirspor’un eski futbolcusu ve yöneticisi Ahmet Avcılar, 2013 yılında çocuklarının Adana'da bayiliğini yaptığı, Bursa'daki ortopedik cerrahi malzemeleri üretimi şirketine 5,5 milyon TL karşılığında yüzde 50 hisseyle ortak oldu. Bursa'ya taşınan Ahmet Avcılar, iddiaya göre bir süre sonra ortağı M.F.'nin kentteki en büyük tefecilerden biri olduğunu öğrendi. Avcılar'ın fabrikada böyle işlere müsaade edemeyeceğini söylemesi üzerine M.F. ile arası açıldı. Yaklaşık 1 hafta sonra M.F.'den gelen 'hisselerini bana geri sat' teklifini kabul eden Avcılar, ortaklığı böylece bitirme kararı aldı. M.F., hisselerin karşılığı olan 5,5 milyon TL'yi 2 yıl süreli çek-senet ile ödeyebileceğini belirtti. Avcılar, bu teklifi kabul ederek Adana'ya döndü ve çek ve senetleri bankaya koydu.
'ÇEKLERDEKİ İMZALAR SAHTE ÇIKTI'
2015'te çeklerin tahsil gününün gelmesiyle bankaya giden Avcılar, karşılıksız olduğunu öğrendi. M.F.'yi defalarca arayıp ulaşamayan Ahmet Avcılar, alacağının ödenmediği gerekçesiyle avukatı aracılığıyla çek ve senetleri icraya koydurdu. Bunun üzerine M.F., çek ve senetlerdeki imzaların kendisine ait olmadığını öne sürerek Avcılar hakkında, savcılığa 'sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık' iddiasıyla şikayette bulundu. Söz konusu çek ve senetler, mahkeme kararıyla kriminale gönderildi. Kriminal raporda belgelerin üzerindeki imzalar M.F.'ye ait çıkmadı. Bunun üzerine Avcılar, davayı kaybedince avukatı aracılığıyla itirazda bulundu. İtiraz sürecinde M.F.'nin mal varlığının üzerindeki haciz kalmaya devam etti.
'HUKUKEN DEĞİL, MANEVİ OLARAK BORCUM VAR' DEDİ, O SENET DE SAHTE ÇIKTI
M.F. ve Avcılar'ın arasındaki borç miktarının yüksek olmasından dolayı ortak arkadaşları ikiliyi Bursa'da bir araya getirerek M.F.'yi borcu ödemesi konusunda ikna etti. Borcunu ödemeyi kabul eden M.F., eski ortağı Avcılar’a "Hukuki olarak benim sana borcum yok ama manevi olarak var. Bunu ödeyeceğim fakat ilk önce mallarımın üzerindeki haczi kaldırtmanı istiyorum" dedi. Avcılar da bu teklifi kabul etti. İkili arasında sulh sözleşmesi yapıldı. M.F., ertesi gün tekrardan ödeme planı çıkarıp, senetleri imzalayarak Avcılar’a verdi. Senetlerin ödeme günü geldiğinde yine karşılıksız çıkması üzerine Avcılar, tekrardan hukuki süreç başlattı. M.F. 2015'te olduğu gibi "Senetteki imzalar benim değil" diyerek itiraz etti ve Avcılar hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na 'sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık' iddiasıyla yeniden şikayette bulundu.
4 SENET ALEYHİNE SONUÇLANDI
M.F.'nin imzaladığı öne sürülen 10 senet, incelenmek üzere 4'e bölünerek Adana 1, 6, 7 ve 2'nci icra mahkemeleri tarafından incelenmesi için Adana Adli Tıp Kurumu ve Ankara Jandarma Kriminal Dairesi'ne gönderildi. Buralarda yapılan incelemeler sonucu Adana 1'inci, 6'ncı, 7'nci icra mahkemelerinin gönderdiği senetleri M.F.’nin imzaladığına yönelik rapor verildi. Bunun üzerine Avcılar hakkında 'sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık' şikayetiyle açılan dosyaya yeniden takipsizlik kararı verildi. İki ay sonra Adana 2'nci İcra Hukuk Mahkemesi’nin gönderdiği senetlerin kriminal rapor sonucunun gelmesiyle Ahmet Avcılar, şaşkınlık yaşadı. Ankara Jandarma Kriminal Dairesi'nden, gönderilen 4 senetteki imzanın M.F.'ye ait olmadığı yönünde rapor çıktı. Senetleri aynı anda M.F.'den aldığını ve icraya verdiğini, sonucun kabul edilemez olduğunu belirten Avcılar, "İtiraz ettik. Bunlar sıralı senetler. Aynı kurum. Fakat aleyhimize çıkan bu karar, bizi çok şaşırttı" dedi.
'RAPORA ÇOK PARA DÖKTÜK, NASIL OLUR?'
Borçlu avukatı E.Ş., müvekkilinin lehine çıkan kriminal raporunu Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek Avcılar'ın hakkında yaptıkları 'sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık' şikayeti dosyasına eklettirmek istedi. Avukat E.Ş.'ye Cumhuriyet savcısı tarafından dosyanın kapandığı, tekrar yeni soruşturmaya kayıt edilmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine E.Ş., "Rapora çok para döktük nasıl olur" cevabını verince Cumhuriyet Savcısı tutanak tuttu. Savcı, tutanakta E.Ş.'nin Cumhuriyet Başsavcılığı makamına yönelik olarak saygısız tutumda bulunduğu ayrıca yargılama konusu bilirkişi raporlarının delil olduğu hususu göz önünde alındığında bu raporlar hakkında şahsın şüphe uyandirici beyanda bulunduğu, bu suretle yargılama konusu dosyalar hakkında şaibe uyandırıcı bir hususun olup olmadığının araştırılması amacıyla suç duyurusunda bulunulması gerektiğini belirtti.
'SONUNDA ÖLÜM OLSA DA PARAMI ALACAĞIM'
Konuyla ilgili gerek Adana ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılıklarına ve CİMER'e şikayette bulunduklarını anlatan Avcılar, yaşadıkları nedeniyle ağır süreç geçirdiğini dile getirdi. Avcılar, bu işin peşini bırakmayacağını çünkü 60 yıllık birikimini tefeciye kaptırdığını kaydetti. Parasını almak için elinden gelen her şeyi yapacağını vurgulayan Avcılar, "Öyle ya da böyle hakkımı alacağım. Sonunda ölüm olsa bile paramı alacağım. Beni öldürmekle, kiralık katil tutmakla bile tehdit ettiler. Öldürmekle benden kurtulabilirler ama o zaman da çocuklarım bu işin peşini hukuki olarak bırakmayacak" diye konuştu.