Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Slovenya Dışişleri Bakanı Anze Logar baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Çavuşoğlu, mevkidaşı Logar`a daveti ve misafirperverliği için teşekkür ederek Lübliyana`da olmanın kendisi için büyük mutluluk olduğunu dile getirdi.
Slovenya`nın bağımsızlığının 30. yılını kutlaması dolayısıyla tebriklerini ileten Çavuşoğlu, Türkiye`nin, Slovenya`nın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerden biri olduğunu hatırlattı.
Çavuşoğlu, baş başa ve heyetler arası görüşmelerin oldukça verimli geçtiğini vurguladı.
İkili ilişkileri ilerletme fırsatı olan alanları detaylı değerlendirme fırsatı bulduklarını belirten Çavuşoğlu, "İlişkileri daha derinleştirmek için karşılıklı bir anlayışa vardık." ifadesini kullandı.
SLOVENYA`NIN TÜRK ŞİRKETLERİNE GÖSTERMİŞ OLDUĞU GÜVEN KONUSUNDA TEŞEKKÜR ETMEK İSTİYORUM"
Çavuşoğlu, "Ziyaretimiz Stratejik Ortaklık Belgesi`nin imzalanmasının 10. yılına denk geliyor. Bu çerçevede, ekonomik ilişkilerin nasıl daha derin hale getirilebileceğini, ikili ticaret hacminin nasıl artacağını konuştuk." dedi.
Çavuşoğlu, "İkili ticaret hacmi 2 milyar doları şu anda aştı ancak Türkiye aleyhine bir dengesizlik var ve bunu dengelememiz gerekiyor. Birlikte çalışmamız gerekiyor. Bu konuyu, heyetlerin ve heyet eşbaşkanlarının önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı`nda değerlendirilmesi konusunu ele aldık. Bu şekilde malların çeşitlendirilmesi, Slovenya`da daha fazla yatırım yapılması, Türkiye`de daha fazla Sloven yatırımının gerçekleşmesi konularının ele alınabileceğini değerlendirdik." diye konuştu.
"Slovenya`nın Türk şirketlerine göstermiş olduğu güven konusunda teşekkür etmek istiyorum." diyen Çavuşoğlu, Türk şirketlerinin son günlerde çok önemli ihaleler kazandığını aktardı.
Çavuşoğlu, Slovenya`ya gelecek dönemde yapacağı AB dönem başkanlığı için iyi şanslar diledi.
Mevkidaşı Logar ile Slovenya`nın dönem başkanlığı faaliyetlerinin önceliklerini değerlendirdiklerini vurgulayan Çavuşoğlu, "Türkiye olarak şunun altını çizmek istiyorum. Her ne kadar üye olmasak da şu anda müzakere eden bir ülkeyiz. Bu çerçevede bu öncelikleri destekleyeceğimizi ifade etmek istiyorum." ifadelerini kullandı.
"SLOVENYA İLE OLAN YAKIN İŞ BİRLİĞİMİZ BATI BALKANLAR`DAKİ REFAH VE BARIŞA KATKIDA BULUNUYOR"
Çavuşoğlu, sadece Batı Balkanlar`la alakalı değil Suriye`deki, Libya`daki duruma, Afganistan`daki yeni gelişmelere ilişkin görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Öte yandan, Batı Balkanları özel olarak değerlendirdiklerine dikkati çeken Çavuşoğlu, "Çünkü Türkiye ve Slovenya`nın Balkanlar`da ortak endişeleri ve çıkarları var." diye konuştu.
Çavuşoğlu, "Slovenya ile olan yakın iş birliğimiz Batı Balkanlar`daki refah ve barışa katkıda bulunuyor." dedi.
Bu görüşmede bölgedeki kapsayıcı politikaların ne kadar önemli olduğunun altının çizildiğini aktaran Çavuşoğlu, etnik yada din temelli bölücü herhangi bir söylemin desteklenmediğini ve bunun karşısında olunduğunu vurguladı.
"İSLAMOFOBİK VE ANTİ-SEMİTİK SALDIRILAR ARTIŞTA"
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen`ın 6 Nisan`da Türkiye`ye düzenlediği ziyarette ele alınan konuların sorulması üzerine Çavuşoğlu, "Maalesef AB tarafının neden olduğu protokol krizi verimli görüşmelerimizi gölgeledi. İlişkilerimize çok daha olumlu bir hava hakim." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, artık Gümrük Birliğinin güncellenmesi, üst düzey diyalog, vize serbestisi, terörle mücadele ve yasa dışı göç gibi alanlarda somut adım atılması gerektiğinin altını çizdi.
İnsan hakları konusunda Türkiye`nin büyük reformlar gerçekleştirdiğini ve sürecin devam ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın İnsan Hakları Eylem Planı`nı yakın zamanda kamuyla paylaştığını, aynı zamanda yargı reformu üzerinde çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
Çavuşoğlu, Türkiye`nin de AB`den bu alanda beklentileri olduğuna işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsan hakları konusu hem AB kurumlarında hem de üye ülkelerde öncelikli konu olmaya başladı çünkü üye ülkelerde bu alanda sorunlar oluşmaya başladı. Birçok Batı ülkesinde İslamofobik ve anti-semitik saldırıların artışta olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda sığınmacılar ve azınlıkların da hakları ihlal ediliyor. Bununla hep birlikte mücadele etmeliyiz."
Çavuşoğlu, Türkiye`nin İstanbul Sözleşmesi`nden çekilme kararına ilişkin ise bunun kadın haklarını korumayla alakalı bir konu olmadığını, sözleşmenin birçok ülkede tartışmalara yol açtığını, 6 AB üyesi ülkenin de sözleşmeyi onaylamadığını ifade etti.