CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Ekonomi Masası olarak tam kapanma dönemi ve sonrasında alınmasını gerekli gördükleri tedbirleri, "Sen sağlığını koru, ben destek olurum Türkiye`m" adıyla bir paket haline getirdiklerini söyledi.
Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Pençe-Yıldırım Harekat bölgesinde şehit olan Uzman Çavuş Mehmet Kırmızı ve piyade sözleşmeli Er Müslüm Toprak`a Allah`tan rahmet, ailelerine ve millete başsağlığı diledi.
İşçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü`nü kutlayan Öztrak, salgının bitmesinin ardından gelecek yıllarda 1 Mayıs`ın meydanlarda coşkuyla kutlanmasını diledi.
Öztrak, mart başında salgının büyük ölçüde kontrol altına alındığını, vaka sayılarının günlük 10 binlerin altında olduğunu belirterek, "Ekonomide açılma süreci başlamıştı. Ancak, devleti yönetmeyi bilmeyen Erdoğan`ın lebalep parti kongrelerinden bir ay sonra Türkiye`miz, salgında üçüncü zirveyi yaşamaya başladı." dedi.
Salgında yaşanan son zirvenin öncekilerden daha fazla yıkıma sebep olduğunu iddia eden Öztrak, "Erdoğan`ın lebalep kongrelerini tamamladığı, 24 Mart`tan bu yana 9 bin 275 insanımız, aşısı yani çaresi olan bir virüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Sevdiklerimizi kaybettik, büyük acılar yaşadık." ifadelerini kullandı.
Öztrak, Kovid-19 ile mücadele sürecinde diğer ülkeler açılmaya başlarken, Türkiye`nin kapanmak zorunda kaldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Erdoğan şahsım hükümetinin sorumsuzluğu ve beceriksizliği sonucunda, dün akşam 17 günlük bir kapanma süreci başladı. Bu kapanmanın, tam bir kapanma olup olmadığı elbette tartışılır. Ancak geldiğimiz noktada, tedbirlerin sıkılaştırılması ve kapanma kaçınılmaz. Bu tedbirlere, başta ülkeyi yönetenler olmak üzere, herkes uymak zorunda. Kuralı koyan, kurala uymadığında tüm fedakarlıkların boşa gittiğini yakın zamanda gördük."
"Verilen destek sadece 60 milyar lira civarında kalmıştır"
Kovid-19 aşılarının tam kapanma döneminde yaygın aşılama için yeterli olmadığını, tedarikinde sıkıntı yaşandığını öne süren Öztrak, salgınla mücadele tedbirleri dolayısıyla mağdur olacak vatandaşlara da destek verilmesi gerektiğini söyledi.
Öztrak, şöyle devam etti:
"Salgının ilk gününden bu yana, akran ekonomiler içinde Meksika ve Mısır`ın ardından yurttaşlarına bütçesinden en az destek veren hükümet, Erdoğan şahsım hükümetidir. Bize benzeyen ekonomiler vatandaşlarına, milli gelirlerinin ortalama yüzde 4`ü kadar doğrudan destek verirken, Erdoğan şahsım hükümeti, bunun yarısı kadar bile destek vermemiştir. Türkiye, bu süreçte yurttaşlarına, kendi akranlarının ortalaması kadar destek verseydi, 202 milyar lira destek verecekti. Oysa hükümetin kendi rakamlarına göre, 15 Nisan itibarıyla verilen destek sadece 60 milyar lira civarında kalmıştır. Bunun da yalnızca 6,5 milyar lirası bütçeden verilmiştir. Geriye kalan, İşsizlik Sigortası Fonu`ndan ve yurttaşlarımızın bağışlarından karşılanmıştır."
"Gerekli gördüğümüz tedbirleri bir paket haline getirdik"
Öztrak, bu dönemde CHP iktidarda olsaydı milletin sıkıntılarının hafifleyeceğini, Türkiye`nin salgın sonrasındaki küresel ekonomik fırsatları daha güçlü değerlendireceğini iddia ederek, "CHP Ekonomi Masası olarak, kendi alanında uzman, değerli milletvekili arkadaşlarımızla bu kapanma döneminde ve ardından gelecek günlerle ilgili alınmasını gerekli gördüğümüz tedbirleri bir paket haline getirdik. Bu paketin ismini de `Sen sağlığını koru, ben destek olurum Türkiye`m` olarak belirledik." bilgisini paylaştı.
Hükümete yol göstermek ve ülkenin halkçı bir iktidar elinde nasıl yönetileceğinin ipuçlarını vermek istediklerini dile getiren Öztrak, Türkiye`nin böyle bir paketi uygulayacak imkan ve kaynaklara sahip olduğunu belirtti.
"Üç ay için 12 bin lira gelir desteği bütçeden ödenmelidir"
Bütçenin imkanlarının sonuna kadar halk için kullanılması gerektiğini ifade eden Öztrak, şunları kaydetti:
"Bu kapanma döneminde, pandemiden etkilenen esnaf ve ticaret erbabına, gerçek veya götürü usule tabi olup olmadığına bakılmaksızın nisan, mayıs, haziran aylarını kapsayacak şekilde üç ay için aylık 4 bin liradan toplam 12 bin lira gelir desteği bütçeden ödenmelidir. Üç ay için büyükşehirlerde aylık 3 bin liradan toplam 9 bin liraya, büyükşehir olmayan illerde ise aylık 2 bin liradan toplam 6 bin lira kira desteği esnaf ve ticaret erbabına sağlanmalıdır.
İş yeri kira bedelinin, kira desteği tutarının altında olması halinde kira desteği iş yeri kira tutarı kadar ödenmelidir. Yeme-içme sektöründe faaliyet gösteren firmalara, 2019 yılında bildirdikleri yıllık net hasılatlarının yüzde 8`i kadar, 10 bin liradan düşük, 50 bin liradan fazla olmamak kaydıyla ciro desteği derhal bütçeden ödenmelidir."
"Geliri olmayanların doğal gaz, elektrik, su ve internet borçları devlet tarafından karşılanmalı"
Öztrak, günlük ücret, yevmiyeyle çalışan ve kapanma sürecinde evde kalmak zorunda olanların, sosyal koruma kapsamına alınması gerektiğini belirterek, alınması gereken önlemlere ilişkin tavsiyeleri şöyle sıraladı:
"Sosyal koruma sistemine kayıtlı ihtiyaç sahibi tüm ailelere, mayısta net asgari ücret kadar yani 2 bin 826 lira gelir desteği sağlanmalıdır. Aylık geliri, asgari ücret ve altında olan hane halklarının kredi kartı borçlarının hesap kesim tarihleri tam kapanma dönemi olan mayıs ayından bir ay sonrasına ertelenmelidir.
Kapanma döneminde herhangi bir geliri olmayan vatandaşlarımızın, doğal gaz, elektrik, su ve internet borçları devlet tarafından karşılanmalıdır. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanma koşulu olan son 3 yıl 450 gün prim ödeme ve son 60 gün kesintisiz hizmet şartı bu dönemde kaldırılmalıdır. Ücretsiz izinle çalışanlar, kısa çalışma ödeneği kapsamına alınmalı, kısa çalışma ödeneğinin alt limiti mayıs ayı için net asgari ücret yani 2 bin 826 lira olarak belirlenmelidir."
Turizm sektöründe askıda çalışanların, kısa çalışma ödeneğinden yararlandırılması gerektiğini kaydeden Öztrak, işten çıkarma yasaklarında tüm istisnaların kaldırılması, Kod-29`dan işçi çıkarmaların yasaklanması gerektiğini belirtti.
Öztrak, tam kapanma sürecinden muaf tutulan, zorunlu hizmet ve üretimin devam ettiği tüm iş yerlerindeki çalışanlara öncelikli aşı hakkı tanınması gerektiğini söyleyerek, şöyle devam etti:
"11 Kasım 2020 tarihli 7256 sayılı Kanun ile 31 Ağustos 2020 tarihine kadar olan vergiler, vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, prim borçları ile belediye ve özel idarelerinin alacaklarının yapılandırma kapsamı, 30 Nisan 2021 tarihine kadar olan tüm bu borçlar için genişletilmelidir. Kapsama giren yeni borçlar 2 ay arayla 18 eşit taksitte ödenecek şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Kanun kapsamında borçlarını yapılandırmış fakat taksitlerini zamanında ödeyemediği için yapılandırma hakkını kaybetmiş olan mükelleflere, ödeyemediği taksitler için yeni bir fırsat/ödeme zamanı tanınarak, yapılandırmanın devamı sağlanmalıdır. Pandemi nedeniyle kapanan işletmelerin 2021 yılı mayıs ayında verilmesi ve ödenmesi gereken KDV, muhtasar, SGK primleri ve diğer vergilerle ilgili beyanname verme ve ödeme süreleri faiz ve gecikme zammı alınmaksızın bir ay uzatılmalıdır."
Faik Öztrak, tam kapanma döneminde işletmelerin doğal gaz, elektrik, su ve internet borçlarının bir ay ertelenmesi, Kovid-19 nedeniyle kapanan işletmelerden 2021 nisan ve mayıs ayları için belediyeler tarafından katı atık bedeli alınmaması gerektiğini savundu.
Zincir marketlerin hızlı tüketim malları dışında ürün satışı yapmalarının tam kapanma döneminde sınırlandırılması ya da diğer esnafın da belirli sürelerde satış yapmalarının sağlanması gerektiğini söyleyen Öztrak, esnafın vergi, SGK primi, kredi, kredi kartı gibi borçlarının ertelenmesine yönelik tavsiyelerde bulundu.
Öztrak, kapanma sürecinde çalışmayan nakliyecilerin zorunlu araç trafik muayenesinden muaf tutulması, okul servis araçları kullanılmadığı için zorunlu trafik sigortalarının Kovid-19 sürecinde dondurulması gerektiğini ifade ederek, "Servis araçları, salgın tedbirleri nedeniyle 1,5 yıldır çalışmamaktadır. Bu araçlar için 1 Temmuz`da dolacak 12 yaş sınırı kuralı, salgın bitinceye kadar ertelenmelidir. Yazlıklarda, yaz sezonuna yetişmesi gereken inşaatların yapımı için verilen son tarih 15 Haziran`dır. İnşaatların malzeme tedarikinde yaşanacak sıkıntılar da göz önüne alınarak bu yasak 30 Haziran`a kadar uzatılmalıdır." dedi.
Tam kapanma döneminde kullanılmayacak otoyol, köprü ve yolcu gelir garantisi verilen havalimanlarında nisan, mayıs ve haziran ayları için bütçeden ödenecek garantilerin, mücbir sebep gerekçesiyle sözleşme döneminin sonuna ertelenmesi gerektiğini söyleyen Öztrak, buradan sağlanacak kaynağın, verilecek desteklerin finansmanında kullanılabileceğini kaydetti.
Çek düzenlemesine tepki
Öztrak, önceki gün yapılan çeklerle ilgili düzenlemeye tepki göstererek, şunları kaydetti:
"Bu arada dün akşam apar topar, hiçbir istişare yapılmadan, bazı kararlar, bir önergeyle torba yasaya eklenerek TBMM`den çıkarıldı. Önergenin altında AK Parti Grup Başkanvekilleri ve AK Parti milletvekillerinin imzası var. Biz, bu hafta salı günü, 30 Nisan ve 31 Mayıs tarihleri arasında, icra takiplerinin durdurulması için bir yasa teklifi vermiştik. Bizim teklifimizde çeklerle ilgili düzenleme yoktu. Dün, gece yarısı gelen önergeyle icra takibini durduran bir düzenleme yapıldı. Doğru bir karardı. Ama önergeye eklenen çeklerle ilgili düzenlemenin ne önünün, ne arkasının iyi düşünülmeden yapıldığı daha sabahında görüldü."
Yapılan düzenleme ile çeklerin yazılmasını engellemek için çeklerin bankalara ibrazının 1 Haziran sonrasına ertelendiğine işaret eden Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İyi de bu çekleri tahsil edemeyen işletmeler, çalışanlarının maaşını nasıl ödeyecek? Kredi ana para ve faizlerini nasıl ödeyecek? Kirasını nasıl ödeyecek? Koskoca bir ödeme zinciri ve ekonomi, alt-üst olma riskiyle sabah karşı karşıya geldi. Bankada karşılığı varsa çekin bunların ibrazını engellemenin mantığı ne? Hem çeklerin yazılmasını, hem de ödeme zincirinin dağılmasını engellemek için, kamu bankaları üzerinden bir reeskont sistemi oluşturmak mümkündü. Bunlar hiç düşünülmemiş, niye düşünülmemiş? Çünkü koskoca Türkiye Cumhuriyeti, devlet aklıyla değil, trol aklıyla yönetiliyor. İstişareyle değil, tek bir kişinin aklıyla yönetiliyor. O akılda ne ülkenin ne de piyasanın gerçeklerini farkında değil. Ben bilirim zannediyor ama farkında değil. Ülke yönetilmiyor."
Öztrak, tepkiler yükselince, Ticaret Bakanlığı`nın bir açıklama yaparak durumu toparlamaya çalıştığını ileri sürerek, "İşte bu beceriksizler yüzünden, son yıllarda tüm ülke çok hırpalandı. Küresel salgın da milletimizin ıstırabını katladı." ifadelerini kullandı.
Açıklamasında son iki yılda iki milyona yakın kişinin çalıştığı işini kaybettiğini ve işsizlerin sayısının 10 milyonu aştığını vurgulayan Öztrak, yine son iki yılda, mutlak yoksulluk sınırının altında yaşayan vatandaşların sayısının 3 milyon 232 bin kişi artarak, 10 milyon 171 bine çıktığını belirtti.
Öztrak, sözlerine şöyle devam etti:
"İşsizlik ve yoksulluk giderek katılaşıyor. Türkiye giderek kan kaybediyor. Bu kan kaybını durdurmamız şart. Bunun için devletin tüm imkanları, en etkin şekilde milletimiz için kullanılmak zorundadır. Esnafımızı, işsizimizi, işçimizi, işletmelerimizi ayakta tutamazsak, salgından sonra dünyada açılacak yeni fırsat pencerelerini, hakkıyla kullanamayız. Bu nedenle gelin, önerdiğimiz bu tedbirleri uygulamaya koyun. Bunu uygulamaya koyamıyorsanız da, milletimizin ufkunu daha fazla karartmayın. Sandığı milletin önüne koyun, emaneti sahibine verin."
Emekliye verilecek bayram ikramiyesi
Emekliye verilecek bayram ikramiyeleri ile ilgili olarak da görüşlerini paylaşan Öztrak, şunları kaydetti:
"İş bilmezliğin bir başka örneği, emekliye verilecek bayram ikramiyesinin Erdoğan tarafından 1000 liradan 1100 liraya çıkarmasıyla ilgili süreç. Ne dedi Erdoğan? İşi kolay yapmak için `Kararname çıkaracağız` dedi. Aslında kanunla çıkarılmış bir düzenleme, kararnameyle düzenlenemez. Bunu bilmesi lazım. Herhalde bu kendilerine söylendi. Emekli ikramiyesine ilişkin düzenlemeyi de biraz önce söylediğim aslında ağırlıklı olarak akaryakıt kaçakçılığını engellemek için getirilen torba yasasının arkasına iliştiriverdiler. Allah aşkına, devlet böyle mi yönetilir? Kanun nasıl çıkarılır, nasıl yazılır? Ne için kararname çıkarılır? Bunları dahi bile bilmiyorlar."
Öztrak, CHP`nin de TBMM`ye kanun teklifi verdiğini anımsatarak, "Ama bizim verdiğimiz bayramda emeklilerimize 1500 lira ikramiye verilmesine yönelik kanun teklifimiz, AK Parti ve MHP milletvekilleri oylarıyla dün akşam reddedildi. 1100 lira verildi emekliye. 1500 lira bayram ikramiyesi lütuf değil, emeklinin hakkıdır. 2018`in mayıs ayından bu yana Türkiye`de gerçekleşen enflasyon yüzde 50. Siz bayram ikramiyesini ne zaman vermişsiniz, o da bizim zorumuzla 2018`de." şeklinde konuştu.
Öztrak, emekli ikramiyelerinin neden enflasyona göre artırılmadığını da sorarak, "`128 milyar dolara nerede` diye sorduk. Cevap veremediniz. Bari emeklinin 400 lirası nerede? Onu söyleyin. Cevap verirler mi? Hiç sanmıyorum. Onlar cevap vermezse, milletimiz de bunlara cevabını sandıkta verir." dedi.
Rize İkizdere`deki taş ocağı protestolarına da değinen Öztrak, "Köylü dağına, taşına sahip çıkmaya çalışıyor. Milletvekillerimiz orada halkla beraber, nöbet tutmaya devam ediyor. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Rize İkizderelilerin yanındayız. Milletimiz herkesin ne yaptığını görüyor. Notunu veriyor. Sandık önüne geldiğinde de, elini korkak alıştırmayacak, vereceği oylarla okkalı bir tokadı, bu hükümetin suratına nakşedecek. Bu iş bilmezleri evine gönderecek." diye konuştu.
Gazetecilerin sorularını cevaplandırdı
Öztrak açıklamalarının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da cevaplandırdı.
Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan`a ilişkin bakanlık koltuğuna oturmadan önce Gümrükler Genel Müdürlüğü`ne gittiği iddia edilen uyarı yazısının sorulması üzerine Öztrak, şunları söyledi:
"Şunu açık söyleyeyim devleti özel sektör gibi yöneteceğiz diyerek iş başına gelenlerin yaptıklarını görüyoruz. Bu bana şu fıkrayı hatırlatıyor, `Kümese bekçi arıyorlarmış. Mülakat yapmışlar sonunda tilkiyi beğenmişler. Tilkiye demişler ki ne maaş istersin? Tilki gülmekten cevap veremiyormuş. Ne verirseniz verin demiş.` Bu iş öyle. Kediye ciğer emanet gibi bir şey. Demek özel sektör mantığıyla ülkeyi yönetmekten anladıkları bu. Kendilerine çalışan bakanlar."
Öztrak, Emniyet Genel Müdürlüğü`nün toplumsal olaylarda vatandaşların cep telefonu ile çekim yapmasını yasaklayan genelgesini de sorulması üzerine, "Bu, otoriterleşmenin daniskasıdır. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir yasak yoktur. Ne demek telefonla olan biteni çekemezsin? İstediklerini yapacaklar, istedikleri gibi zorbalık yapacaklar. Dizleri ile milletin başlarına basacaklar ama millet bunun filmini cep telefonu ile çekemeyecek. Böyle bir şey olur mu?" cevabını verdi.
HDP`nin "Antiemperyalist olmayı sizden öğrenecek değiliz, haddinizi bilin" sözlerinin hatırlatılması üzerine de Öztrak, "Biz, sözlerimizin arkasındayız. Emperyalistlerin ağababaları bizim partimize had mad bildiremediler, geçsinler bunları." ifadelerini kullandı.
Öztrak, tam kapanma sürecinde alkol satışının yasaklanması ile ilgili karara ilişkin olarak, "Burada çok ciddi hukuksuzluk olduğu açık. Esnafı mağdur ediyorlar. Herhangi bir hukuki gerekçe olmadan esnafı mağdur etmeye kalkan bir hükümetle karşı karşıyayız. Her alanda böyle. Türkiye bir hukuk devleti ise elinizde bu kararı neye dayanarak aldığınızın mesnedi olmak zorunda. Hukuk devletinde mesnedi kanunlarda olmayan hiçbir karar alamazsınız hukuk ne diyorsa o yerine getirilmelidir." dedi.
Kaynak: Anadolu Ajansı