Bakan Varank, Boğaziçi Yöneticiler Vakfı tarafından 'Girişimcilik' temasıyla düzenlenen 'Özgün İyi Yönetim Uygulamaları Forumu'na video konferans yöntemiyle katıldı. Varank, Boğaziçi Yöneticiler Vakfı’nın kurulduğu günden bugüne aidiyet ve medeniyet bilincine sahip gençlerin yetişmesinde örnek bir rol üstlendiğini belirtti. Varank, "Vakfımızın neşet ettiği ülkemizin en güzide yükseköğretim kuruluşlarından biri olan Boğaziçi Üniversitesi’nin kısır çekişmelere malzeme edilmesi hepimizi üzüyor. Anayasaya ve kanuna uygun şekilde gerçekleştirilen bir atamaya verilen gerekçesiz tepkiler uzun süre ülke gündemini zehirledi. Halen bu gündemi sıcak tutmaya çalışanlar da var. Kendileri de gayet iyi biliyorlar ki üniversite rektörlerinin sandık kurup oylamayla seçilmesi diye bir uygulama dünyada yok. Bu devlet üniversitelerinde de böyle, vakıf üniversitelerinde de böyle. Acaba aynı akademisyenler bir vakıf üniversitesinde öğretim üyeliği yapıyor olsalar, mütevelli heyetinin belirlediği rektöre aynı tepkiyi verebilirler mi? Cevabı herkesin malumu" diye konuştu.
'HİZİPÇİLİK YAPIYORLARDI'
Bakan Varank, kamu üniversitelerinde 'rektör seçimi' diye yapılan, zaten herkesin de katılamadığı uygulamaların ideolojik kamplaşmalara sebep olmaktan, üniversiteleri tek tipçi anlayışlara mahkûm etmekten öteye gitmediğini vurguladı. Varank, "Biz bunu eski sistemde bizatihi test ettik. Bilimde yarışmasını beklediğimiz akademisyenlerimiz, yöneticilik yarışına girip, hizipçilik yapıyorlardı. Üniversitelerdeki kadrolar akademik liyakate göre değil, bir sonraki seçimde verilecek oylara göre dağıtılıyordu. Artık bu devir kapandı. Ben inanıyorum ki Rektörümüz, Boğaziçi Üniversitesi’ni çok daha iyi bir seviyeye taşıyacak ve çok kıymetli hizmetler verecek" dedi.
'TEKNOPARK SAYISINI 87'YE ÇIKARDIK'
Varank, sanayide topyekûn bir teknolojik dönüşümün gerçekleşmesini hedeflediklerini bildirerek şunları söyledi:
"Tabii girişimciliğin geliştirilmesine verdiğimiz önem sadece bugünün konusu değil. İktidarlarımız döneminde ülkemizdeki iş, yatırım ve girişimcilik ekosistemini güçlendirmek için çok kapsamlı adımlar attık. Teknolojik girişimciliğin her aşamasını kolaylaştıracak altyapılar kurduk. Kurduğumuz teknoloji transfer ofisleri, kuluçka merkezleri, teknoloji ve yenilik merkezleri, teknoloji geliştirme bölgeleri gibi yapılarla yenilikçi iş fikirlerinin tasarlanması, test edilmesi ve hayata geçirilmesine öncülük ettik. 2002 yılında sadece 5 olan teknopark sayısını 87’ye çıkardık. Teknoparklarda yer alan girişimcilere birçok vergisel desteğin yanında kira indirimi ve çeşitli istihdam teşvikleri sunuyoruz. Bu bölgelerde bugün itibarıyla 68 bin 500 kişinin istihdam edildiği 6 bin 543 firma faaliyet gösteriyor. Hali hazırda da 11 bine yakın AR-GE projesi yürütüyorlar."
'1 MİLYAR LİRAYI AŞAN FON BÜYÜKLÜĞÜNÜ HEDEFLİYORUZ’
Varank, ulusal kaynakların yanında uluslararası birçok kaynağı da girişimciliğin geliştirilmesine kanalize ettiklerini ifade ederek, "Yapılan araştırmalar altyapı imkanlarının yanında, yenilikçi girişimciliğin geliştirilmesinde en temel ihtiyaçlardan birinin finansmana erişim olduğunu ortaya koyuyor. Yenilikçi girişimler erken aşamalarda riskli görüldükleri için bankacılık sektörünün geleneksel finansman araçlarından faydalanamıyor. Ülkemizde kredi mekanizması büyük oranda varlık ipoteğine dayalı olduğundan yenilikçi girişimlerin finansmana erişimi maalesef daha zor. Bu bakımdan risk sermayesi fonları, girişim ekosistemi için hayati öneme sahip. Biz de gerek kendi kurduğumuz gerekse destek sağladığımız fonlarla bu kaynakların büyütülmesi için çalışıyoruz. Bu amaçla hayata geçirdiğimiz uygulamaların başında TechInvesTR geliyor. TÜBİTAK ile Hazine ve Maliye Bakanlığı iş birliğinde bir fonların fonu mekanizması kurgulandı. Türkiye'de yatırım yapacak 5 girişim sermayesi fonuna katkıda bulunarak 1 milyar lirayı aşan bir fon büyüklüğüne ulaşmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
'İKİ YENİ FONU HAYATI GEÇİRDİK'
Varank, bakanlık olarak kaynak aktardıkları iki yeni fonu hayata geçirdiklerini belirterek, "Bunlardan ilki Kalkınma ve Yatırım Bankası iş birliği ile oluşturduğumuz Bölgesel Kalkınma Fonu. 400 milyon TL kaynak aktarmayı planladığımız bu fon ile özellikle bölgesel gelişime katkı yapacak girişimlerin büyümesine destek olacağız. Diğeri ise teknoloji ekosisteminin ihtiyacını gidermek üzere kurduğumuz Teknoloji ve İnovasyon Fonu. 350 milyon TL kaynak aktaracağımız Fon, Turcorn adayı startuplara doğrudan yatırım yapacak. Son olarak, 100 milyon liralık bir diğer fonu da Bilişim Vadisi öncülüğünde Katılım Bankaları ile birlikte hayata geçirdik" dedi.
'KOSGEB DESTEK PROGRAMINA BAŞVURU BAŞLIYOR'
Risk sermayesi fonlarının yanında KOSGEB, Kalkınma Ajansları ve TUBİTAK üzerinden girişimcilere birçok avantaj sağladıklarını da kaydeden Varank, "Kalkınma ajansları bugüne kadar girişimcilik temalı 358 projeye 110 milyon liralık destek sağladı. KOSGEB'in düzenlediği online girişimcilik eğitimleri kapsamında bugüne kadar 203 bin vatandaşımız 'geleneksel girişimci' eğitimini, 91 bin vatandaşımız ise 'ileri girişimci' eğitimlerini tamamladı. Bu eğitimleri tamamlayarak destek başvurusunda bulunan yaklaşık 110 bin girişimciye 3,5 milyar lira destek sağladık. Bunun yanında 15 bin girişimciye de 700 milyon liraya yakın işletme kredisi kullandırdık. Sayın Cumhurbaşkanımız bu hafta içi 5 milyar liralık KOSGEB hızlı destek programını kamuoyu ile paylaştı. Bu program ile pandemiden etkilenen mikro ve küçük ölçekli işletmelere faizsiz ve 3 yıl geri ödemesiz kredi desteği sağlıyoruz. Destekten teknoloji tabanlı start-up'lar ile imalat sektörlerinde faaliyet gösteren girişimler faydalanabilecek. Mikro işletmeler 30 bin, küçük işletmeler ise 75 bin liraya kadar finansmana hızlı bir şekilde erişebilecek. Başvurular Pazartesi gününden itibaren e-devlet aracılığıyla yapılabilecek" ifadelerini kullandı.