Eğitimi ve akademik hayatını sürdürmek için gittiği ABD'de uzun süre kalan, askeri ve medikal antropoloji alanlarında uzmanlaştığı Indiana Üniversitesi'nde doktora yapıp, ders veren Dr. Aynur Ece Onur, 2011 yılında dedesini kaybettikten sonra Türkiye'ye dönme kararı aldı. Dr. Aynur Ece Onur, 2017 yılında İstanbul'a, 2020 yılı temmuz ayında ise dedesinin arazilerinin bulunduğu memleketi Burdur'un Karamanlı ilçesine yerleşti. Burdur'da tarım yapmaya başlayan Dr. Onur, Kore Savaşı'nda 3 yıl esaret hayatı yaşayan 244 Türk askerinin kamplarda nasıl hayata tutundukları ve düşmana nasıl direndiklerini anlattığı bir kitap yazdı. İlk baskısı Ocak 2020'de yapılan 'Ben Türk' isimli kitabın şu anda üçüncü baskısı yapılıyor. Kitap, Türk, Amerikan ve İngiliz istihbarat belgelerine dayanılarak yazılan ilk kitap olma özelliği taşıyor.
'244 TÜRK ASKERİNDEN TEKİ DAHİ HAYATINI KAYBETMEDİ'
Kitabı yazmaya Maryland'deki Amerikan Milli Arşivi'nde Amerikan Kara Kuvvetleri tarafından hazırlanmış bir raporu bulması ile başladığını söyleyen Dr. Aynur Ece Onur, "Benim uzmanlık alanım askeri antropoloji. Raporu çok ilginç bulduğum için üzerine düştüm. Bu raporda Kore Savaşı'nda 3 yıl süreyle esir olan 244 Türk askeri hakkında çok ilginç bilgiler yer alıyordu. Yaşları 22 ile 36 arasında değişen 6'sı subay, 3'ü astsubay, 235'i er ve erbaş 244 Türk askerinin esaret hayatı Amerikalı askerlerin esaret hayatı ile karşılaştırılmıştı. Bu rapor sonucunda Amerikan Kara Kuvvetleri'nin Kuzey Kore'deki esir kamplarında açlık, bit salgını, dayak ve psikolojik baskılar sonucu yüzde 50'sinin hayatını kaybettiğini öğrendim. Fakat esir olan 244 Türk askerinden teki dahi hayatını kaybetmedi" dedi.
'150 ASKERİMİZİN SORGU TUTANAKLARI MEVCUT ELİMİZDE'
Bu durumu Amerikan Kara Kuvvetleri'nin çok ilginç bulduğunu söyleyen Dr. Aynur Ece Onur, "O dönemde bu konu hakkında yaklaşık 5 yıl süren bir araştırma yapılmış. 'Ben de askerlerimiz nasıl hayatta kaldılar' şeklinde, bu araştırmanın sonuçlarına odaklandım öncelikle ve bu arşivde Amerikan Askeri İstihbaratı tarafından bizim esir olan askerlerimizin esaret dönüşünde sorguları yapılmış, bu sorgu tutanaklarına ulaştım. 150 askerimizin sorgu tutanakları mevcut elimizde. Bu sorgu tutanakları ile Amerikan Kara Kuvvetleri'nin tutanaklarına dayanarak bu kitabı hazırladım. Yine Amerikan askeri istihbarat belgelerinin yanında Türk Genelkurmayı'nın Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Daire Başkanlığı (ATASE) arşivinden, İngiliz arşivinden hem resmi belgelerine dayanarak çalışmayı kaleme aldım" diye konuştu.
'AMERİKAN ORDUSUNA EMSAL TEŞKİL ETMİŞTİR'
Kitabın yayımlanmasının ardından üst düzey askeri yetkililerden çok güzel geri dönüşler aldığını kaydeden Dr. Aynur Ece Onur, kitabının Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından fair play ödülüne layık görüldüğünü anlattı. Esir Türk askerlerinin nasıl hayatını kaybetmediğine ilişkin Dr. Aynur Ece Onur, şu açıklamayı yaptı:
"244 askerimizden bir tekinin bile hayatını kaybetmemesinde en önemli rolü oynayan kişi sıhhiye onbaşı Veli Atasoy'dur. Çok ilginçtir Amerikan ve İngiliz istihbarat belgeleri kendisinden askeri hekim diye bahseder. Bizim Kuzey Kore'de Çin ve Kuzey Kore askerleri tarafından esir alınan 244 askerimizin 3 yıl boyunca gösterdikleri, sergiledikleri hayat mücadelesi ve düşmana mukavemet Amerikan ordusunun günümüzde kullandığı esarete ve muharebeye ilişkin davranış ilkelerine ve aynı zamanda kaçma kurtarma, sorguya direniş eğitimine emsal teşkil etmiştir. Amerikan ordusu bu eğitimi kullandığı için günümüzde tüm NATO orduları da Kuzey Kore'deki esir kamplarında hayat mücadelesi veren askerlerimizin davranışlarına bakılarak hazırlanan bu eğitimle eğitiliyor."
'ÜSTÜN HİZMET MADALYASINA LAYIK GÖRÜLEN TEK KİŞİ'
Sıhhiye Onbaşı Veli Atasoy'un esir kamplarında gösterdiği üstün sağlık hizmetlerinden dolayı Amerikan ordusu ve Amerikan hükümeti tarafından Kore Savaşı'na katılan er ve erbaş arasından üstün hizmet madalyasına layık görülen tek kişi olduğuna işaret eden Dr. Onur, kendisinin şu an 92 yaşında ve ciddi sağlık sorunları olduğunu kaydetti. Dr. Aynur Ece Onur, kitapta anlatılanların Hollywood filmlerine taş çıkartacak bir kahramanlık öyküsü olduğuna da işaret etti.
KENTSEL DÖNÜŞÜMLE YIKILACAK EVİNDEN ÇIKMAK İSTEMİYOR
Kore Savaşında 'Üstün Hizmet Madalyası' alan Veli Atasoy (92), Ankara'da 60 yıldır oturduğu tek katlı müstakil evinin kentsel dönüşüm kapsamında yıkılması planlanıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi Özel Projeler ve Dönüşüm Dairesi Başkanlığınca Kore gazisi Veli Atasoy'a yazı gönderilerek, 1960 yılından bu yana Mamak ilçesindeki Dutluk Mahallesi'nde oturduğu tek katlı müstakil evinin kentsel dönüşüm kapsamında olduğu belirtildi. Evi boşaltması için Atasoy'a bu ayın sonuna kadar zaman tanındı. Kore gazisi Veli Atasoy, 60 yıldır yaşadığı evinden çıkmak istemediğini belirterek, "1950 yılında Kore’ye gittim, orada sağ ayağımdan yara alarak esir düştüm. 33 ay esarette kaldık. Türkiye’ye geleceğimizden bir umut yoktu. 1953 senesi mübadele oldu. Böylelikle Türkiye’ye geldim. Evlendim 4 kız, 1 oğlum oldu. 1960 senesinde bu evi yaptım. Kendi elimle ev yaptırdım. Benim evimi yıkmasınlar ben evimde mutluyum. Evimde kalmak istiyorum. 7 tane usta soktum, çamurla, taşla evi yaptım. Bana yardım edin, ben evimde kalmak istiyorum. Ben bir gaziyim, liyakat şeref madalyası taşıyorum, Kore madalyası taşıyorum ve 3 tane madalyam var. Korelilere dilimin döndüğü kadar insanlığın ne olduğunu anlattım. Oradaki doktorlarla dispanser açtım, hastalara, düşkünlere esarette yardım ettim" diye konuştu.
'BABAM BURADA MUTLU'
Atasoy’un kızı Dilber Atasoy ise "Babama nisan sonuna kadar zaman tanıyorlar, 'banka numarası verin, kira yatıracağız, çıkın evden, ağustos ayında da evinizi teslim edeceğiz, o zaman evinize geçersiniz' diye bu alanı boşaltmamızı istiyorlar. Fakat biz bunu kabul etmedik. Babama bahçeli bir ev istiyoruz. Onurlu ve mutlu şekilde ‘emeklerim boşa gitmedi’ desin. TOKİ binalarından kura çekilerek babama bir ev verecekler. Biz de istemiyoruz ya babamın evinin tapusunu versinler burada kalsın ya da bahçeli bir ev tahsis etsinler. Yaşadığımız alanı terk etmemizi söylemeleri üzücü. Burada babam çok mutlu, bizde mutluyuz. Bahçeli bir ev olursa belki teselli bulacak" ifadelerini kullandı.