Tarih: 15.04.2021 02:25

TBMM Karma Alt Komisyonu toplandı

Facebook Twitter Linked-in

Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Yıldırım Üçtuğ, "Şu anda iş yerleri, firma sahipleri, herkesin insan kaynakları departmanlarının söylediği bir cümle var: `Korona dönemi mezunlarını işe almayın.` Bugünden başladı. Artık `korona dönemi mezunu` diye bir kavram oluştu." dedi.

TBMM Dilekçe Komisyonu ile TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyelerinden oluşan Karma Alt Komisyonu, AK Parti Kilis Milletvekili Ahmet Salih Dal başkanlığında toplandı.

Komisyon, Kamu Denetçiliği Kurumunun (KDK) verdiği tavsiye kararlarına uymayan ya da istediği bilgi ve belge taleplerine olumlu yaklaşmayan kurumlar ile tavsiye kararlarına uyum oranı yüksek kurum temsilcilerini dinledi.

Kamu denetçileri Sadettin Kalkan, Celile Özlem Tunçak, Fatma Benli Yalçın ve Yahya Akman, KDK`ye yapılan bazı başvurulara ilişkin komisyona bilgi verdi. Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Atılım Üniversitesi temsilcileri bu kapsamda görüşlerini bildirdi.

Atılım Üniversitesi öğrencilerinin, "yüz yüze eğitimden ciddi anlamda zarar gördükleri, bu eğitim sisteminin diğer üniversitelerdeki gibi sonlandırılması, uzaktan, online eğitim sistemine geçilmesi, vize sınavlarının online yapılması" konusunda KDK`ye yaptıkları başvuru, komisyonda görüşüldü.

Kamu Denetçisi Sadettin Kalkan, Atılım Üniversitesinin online eğitim ve güvenli online sınav yapılmasını yeniden değerlendirmesine ilişkin tavsiye kararı aldıklarını hatırlattı.

Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Yıldırım Üçtuğ, Kovid-19 ile mücadele nedeniyle Mart 2020`de eğitimin ciddi ölçüde durduğunu anlattı. ABD`nin bahar dönemi (Mayıs 2020) için yaptığı bir çalışmaya göre, bir dönemlik eğitim kaybının ülke ekonomisine 2030`daki zararının yaklaşık 30 milyar dolar olacağını aktaran Üçtuğ, "Bu, bir bahar dönemi eğitim kaybıydı. Biz ülke olarak üç dönem kaybettik. Doğrusunu isterseniz Kovid-19`dan aldığımız en büyük zararın eğitim olduğunu düşünüyorum." dedi.

Üçtuğ, üniversite olarak güz döneminde hibrit eğitime geçmeye karar verdiklerini, bu kapsamda 1,5 milyon lira harcadıklarını, tüm sınıfları kamera ve mikrofon sistemiyle donattıklarını söyledi.

Atılım Üniversitesi olarak Kovid-19 ile mücadelede gerekli tüm önlemleri aldıklarını belirten Üçtuğ, "Sağlık Bakanlığımızın HES sistemine bağlandık. Her gün HES kodu çekiyoruz ve riskli olanları tespit ediyoruz. Kampüs girişinde sonbahardan beri herkesi, HES koduna bakarak içeri alıyoruz. Sınıflarda, genel alanlarda her türlü düzenlemeyi yaptık. Hibrit bir şekilde eğitim-öğretime geçen güz dönemi itibarıyla başladık." diye konuştu.

Vize ve ara sınavları Kasım-Aralık 2020`de tümüyle yüz yüze yaptıklarını hatırlatan Üçtuğ, bazı öğrencilerin, bu kapsamda üniversiteyi birçok kamu kurum ve kuruluşlarına şikayet ettiğini bildirdi. Üçtuğ, "Şikayet eden öğrencilerin bir kısımlarının isimleri bize de iletildi. Her gelen isme, şahsen öğrenci bilgi sisteminden baktım. Bir önceki dönemde ortalaması 0,5 olan öğrencilerin bahar dönemi ortalaması 3,50. Bu, aslında gençlerimiz açısından beni çok hayal kırıklığına uğrattı." dedi.

-"Virüsten çok daha büyük bir düşman bu"

Öğrencinin, evde oturduğu bir sınavda güvenliği sağlamanın mümkün olmadığına işaret eden Üçtuğ, şöyle devam etti:

"Geçen bahar döneminde Türkiye`deki hiçbir üniversite öğrencisi eğitim almadı. Hiçbir şey öğrenmediler. Hepsi geçtiler. Hepsinin notları inanılmaz arttı. Bir tek bizim... Bu yüzden inanılmaz öfkeliler. `Bütün arkadaşlarımız, diğer üniversitelerde kopya çekiyor. Siz bize neden izin vermiyorsunuz?` diyorlar. Bize olan tepki bu. Geçen güz döneminde vize sınavlarımızı yüz yüze gerçekleştirdik. Bu şikayetler, `Vizeler kötü gitti, finalleri kurtarabilir miyiz?` diye, finallere doğru iyice artmaya başladı. Bu tür kitleye muhatap olmaktan çok acı çektim. Burada ortalamasını 3,50`ye çıkaran 30-40 öğrencinin şikayeti var ama gerçek 3,50 ortalamalı öğrenci de `Sınavları yüz yüze yapın.` diyor.

Sağlık önemli ama bu ülkenin eğitimi kaybetmesin. Bundan 10-20 sene sonraya inanılmaz bir etkisi olacak. Bunu ortadan kaldırmak için hep beraber çaba sarf etmeliyiz. Virüsten çok daha büyük bir düşman bu. Şu anda iş yerleri, firma sahipleri, herkesin insan kaynakları departmanlarının söylediği bir cümle var: `Korona dönemi mezunlarını işe almayın.` Bugünden başladı. Artık `korona dönemi mezunu` diye bir kavram oluştu. Tabii öğrenci bunun farkında değil. Öğrenci için evinde, arkadaşının yardımıyla 3,50 ortalama tutturmak çok keyifli tabii ki ama bunun içinde kalmamamız lazım. Bunun bir adım ötesine geçip düşünmemiz lazım."

-"Türkiye`de her şey sınav"

Bu konunun Bilim Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK seviyesinde ciddi şekilde konuşulması gerektiğini vurgulayan Üçtuğ, "Turizm, bu yazın konusu olabilir. Restoranlar, bu ayın konusu olabilir. Ama eğitim, ülkenin geleceğinin konusu ve bu konunun çok ciddi konuşulması lazım." dedi.

Devletin, yurtları açmayı göze alamadığını ifade eden Üçtuğ, "Devlet buna belki de azmetseydi, belki yurtları açmanın yolunu bulabilirdi. ABD`de her şey sınav değil ama Türkiye`de her şey sınav. Çocuk ancak sınavla öğreniyor. Öğrencilerde, sınav olmadan öğrenme motivasyonunu sağlamanız çok zor. Sınavları da böyle yaptığınız noktada, öğrenme olayı şu anda bitmiş durumda." ifadelerini kullandı.

HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, "yozlaşma virüsü"nün toplumu tehdit eden en önemli sorunlardan olduğunu söyleyerek "Bugünkü atmosferde gençlerimize, kolaycılığı teşvik eden bir ortamı, yolu, metodu sistemleştirerek teşvik edici olmamalıyız." değerlendirmesinde bulundu.

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, "Öyle sınavlar yapılıyor ki hepsi birbirinden alıyor. Bir çocuk sabahın erken saatinde sınava giriyor. Öğleden sonra diğerleri zaten soruları öğrenmiş bir şekilde sınava giriyorlar. Sonra da yüksek notlarla karneler geliyor. Kovid-19 dönemindeki eğitime ilişkin değişik bir bakış açısına ihtiyaç var." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Anadolu Ajansı / Sinan Uslu




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —