KANSERİN YÜZDE 10’U GENETİK”
Kanserin dünyada ve Türkiye’de nedeni bilinen ölümler arasında kardiyovasküler hastalıklardan sonra ikinci ölüm nedeni olduğuna vurgu yapan İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Nurten Elkin, “Kansere neden olan faktörlerin başında yüzde 90 oranında çevresel, yüzde 10 oranında ise genetik faktörler gelmektedir. Çevresel faktörlere baktığımızda alkol, tütün ürünlerinin kullanımı, enfeksiyonlar, sağlıksız beslenme ve obezite olup, bunlar önlenebilir nedenlerdir” diye konuştu.
Kanserin, ortak özellikleri nedeniyle çok sayıda hastalığa verilen bir ortak isim olduğunu hatırlatan Dr. Elkin, kanser belirtilerini ise şöyle sıraladı: “Memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin ele gelmesi, koltuk altı, boyun, kasık gibi alanlarda cilt altında ele gelen şişlikler, bilinen hiçbir neden olmadan kilo kaybı veya alımı, iştahsızlık ve yorgunluk hissi, iyileşmeyen yaraları, uzun süreli ses kısıklığı veya öksürük, vücutta yeni bir ben (nevüs) oluşumu ya da var olan bende değişimler, ishal ve kabızlık gibi bağırsak alışkanlıklarındaki değişiklikler, zor veya ağrılı idrara çıkma, yemekten sonra hazımsızlık, yutmada güçlük, karın ağrısı, açıklanamayan gece terlemeleri, kanlı idrar, düzensiz adet kanamaları, burun ve diş eti kanamaları, dışkıda kan görülmesi, cilt altında kanamalar ve oluşan kolay morluklar.”
“BİRÇOK KANSERİN İYİLEŞME OLASILIĞI YÜKSEK”
Belirtilerin nedeninin çoğu kez kansere bağlı olmayabileceğini fakat belirtilerin birkaç haftadan uzun sürmesi halinde sağlık kurumuna başvurulması gerektiğini ifade eden Dr. Nurten Elkin, “Erken tanı konmuş ve uygun tedavi edilmişse birçok kanserin iyileşme olasılığı yüksektir. Toplumdaki bireylerin; tütün ürünlerinin kullanılmaması, yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması, fiziksel aktivitenin artırılması, sağlıklı kiloda olunması ve alkolden uzak durulması ile kanserden ölümlerin en az üçte birinin önlenebileceğini bilmeleri toplum sağlığını korumada önemlidir. Ayrıca hava kirliliğinin önlenmesi, güneş ışınlarına özellikle 10:00-16:00 saatleri arasında maruz kalmama ve koruyucu önlemler alma, kanser yapan HPV ve Hepatit B gibi enfeksiyöz ajanlardan korunma, kanserojenlere mesleksel ve çevresel maruziyetin önlenmesi de kanserden korunmada önemlidir” şeklinde konuştu.
“TOPLUMUN BİLGİSİ ARTIRILMALI”
Kanserde erken tanı programları ile toplumun bilgisinin artırılması gerektiğine dikkat çeken Dr. Elkin, “Bireylerin belirtilerle karşılaştıklarında sağlık kurumuna erken başvurmaları tanı ve tedavide çok olumlu sonuçlar oluşturacaktır. Ülkemizde meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserleri için tarama programları yürütülmektedir. Toplum tabanlı kanser tarama programları; Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) yürütülmektedir. Ülkemizde meme, kalın bağırsak (kolorektal) ve rahim ağzı(serviks) kanserlerine karşı tarama hizmetleri ücretsiz olarak verilmektedir” ifadelerini kullandı.