İzmir'in Konak ilçesi Alsancak semtinde 15 yıldır takı satarak geçimini sağlayan Aslı Özkısırlar, polikondrit ve Cogan sendromu hastalığına yakalandı. 10 yıldır tedavi gören Özkısırlar, geçen 31 Mart gecesi Yeşilyurt semtindeki evlerinde rahatsızlandı. Bekar olan Özkısırlar, İzmir Katip Çelebi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Bir gece burada tutulan Özkısırlar, ertesi gün sevk edildiği bir özel hastanede bugün sabah saatlerinde yaşamını yitirdi. Özkısırlar'ın cenazesi bugün öğle saatlerinde Bornova ilçesi Altındağ semtindeki Kokluca Mezarlığı'nda toprağa verildi. Ailesi kızlarının yer olmadığı için hastaneye zamanında yatırılamadığından yaşamını yitirdiğini ileri sürdü. Bir ay önce kardeşi Aslı'yı Bozyaka Eğitim Araştırma Hastanesi'ne götürdüklerini belirten Melike Özkısırlar (33), "Ablam son 3 aydır 25 kilo verdi.
Yemek yiyemiyor, devamlı olarak kusuyor. Kendisine Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde stent takıldı. Sonrasında hastalığı romatolojik bir hastalık olduğu için Bozyaka Hastanesi'ne gittik. Oradaki romatoloji doktoru gerekli tetkikleri yaptı, yaklaşık 1 ay önce. Bunun sonucunda, kendisinin durumunun kötü olduğunu, hastalığının ciddi olduğunu, vücudundaki organlarının yangın yeri olduğu söylendi. Kusmasının ve kilo kaybının sebebinin de bu olduğu söylendi. Kendisi araştırmak istiyorum, burada yatarak tedavi olmasını istiyorum ve bu şekilde tedavi etmek istiyorum deyip, yatışını verdi. Fakat yatakların dolu olduğunu söyleyip, bir hafta içerisinde yatıracağım dedi ancak 25 gün oldu ablam yatamadı. Biz 1 hafta önce tekrar hastaneye gittik hastaneye. Çünkü bu 25 günlük sürede sürekli olarak nefes alamama, çarpıntı, duyma kaybı gibi şikayetler yaşadı. 1 hafta önce hastaneye gittiğimizde, doktora 'Bakın görüyorsunuz, durumu kötü. Nefes alamıyor' dedim. Zaten ablamın rahatsızlığının en uç noktası zaten nefes alamama. Bu doktorun bunu bilmesi gerekiyordu. Doktor bizi tekrar geri gönderdi, 'Aslı benim aklımda. Servise tekrardan bildirdim. Boş yatak olduğunda alacağım' dedi. Benim ablama doktorun, hastanenin ihmalinden, boş yatak olmamasından öldü. Nefes alamaya alamaya öldü benim ablam. Acildeki doktor bize ablamın akciğerlerinin su topladığını söyledi. Bu kadar ağır olan bir hastayı acil değil diyerek geri gönderdi ancak acil olmayan bir hasta nefes alamaya alamaya öldü. Kendisi çok sevilen bir insandı. O kadar kendini kötü hissediyordu ki, kendisi de Sağlık Bakanlığı'na bir çağrıda bulunmuş. Hastanede yatak yok diye. Benim ablam pijamaları, bavulu hazır bir şekilde hastaneye yatacağım diye bekliyordu. Bununla ilgili de bir tweet atarak yatak yok çağrısında bulunmuş. Biz ara ara hastaneye gitmemize rağmen bir çözüm bulmadılar" dedi.
Öte yandan Özkısırlar’ın, iki çocuğundan birini kaybetmenin acısını yaşayan annesi Nebahat Özkısırlar ise sinir krizi geçirdi. Evlat acısı yaşayan anne Özkısırlar'a sağlık ekipleri tarafından sakinleştirici iğre vuruldu.
ARKADAŞLARI TAKI TEZGAHINA ÇİÇEK BIRAKTILAR
Ayrıca, Aslı Özkısırlar'ın ölüm haberi takı tezgahının bulunduğu Alsancak'taki esnaf arkadaşlarını da yasa boğdu. Özkısırlar'ın arkadaşları bugün tezgahını karanfillerle donattı.
'ÇOK ÖFKELİYİM ÇOK AMA OFF'
Öte yandan, Özkısırlar'ın yaşamını yitirmesinin ardından sosyal medya gönderilerini paylaşan çok sayıda kişi yaşananlara tepkisini dile getirdi. Ünlü televizyon yapımcısı Armağan Çağlayan da "Çok öfkeliyim çok ama off" ifadeleri ile tepki gösterdi.
ASLI'NIN ÖLÜMÜNDEKİ 'BOŞ YATAK YOKTU' İDDİASI, SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ'NCE YALANLANDI
Özkısırlar'ın hastanede boş yatak olmadığı için hayatını kaybettiği iddiasına İzmir İl Sağlık Müdürlüğü'nden yalanlama geldi.
Açıklamada, "Haberler üzerine yapılan ön incelemede, 10 yıldır relapsing polikondrit ve Cogan Sendromu ön tanısıyla takip edilen ve immunsüpresan tedavisi kullanan hastamıza abdominal aorta anevrizması ve trombüs nedeniyle daha önce anjiografi yapılmış olduğu ve stent takıldığı anlaşılmıştır. 10.03.2021 tarihinde başvurduğu Bozyaka Eğitim Araştırma Hastanesi romatoloji polikliniğinde aynı tanı ile hastalığının takibi amacı ile yatırılarak gözetim altına alınması önerilmiştir. Bununla birlikte, hastanın kronik rahatsızlığını takip eden hekimimiz tarafından, acil bir durum olmadığı gerekçesiyle, COVID 19 salgını ve hastanın immunosupresif kullanması göz önüne alınarak risk alınmaması adına, hastane yatakları tam dolu olmamasına rağmen, uygun koşullar sağlanana kadar romatoloji servisine yatışının ertelenmesine karar verilmiştir. Ancak hastamız 31.03.2021 günü saat 23.50‘de bulantı kusma, çarpıntı şikâyetleri ile 112 Acil ambulans ile evinden İzmir Kâtip Çelebi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servise getirilmiştir. Genel durumu kötü, hipotansif, septik görüntüde olan hastanın gerekli bütün tetkikleri yapılmış, tomografileri ve BT anjiyografi çekilmiştir. PCR testi çalışılmış ve negatif gelmiştir. Aort anevrizması yanında yaygın efüzyon görülen hasta kalp damar cerrahisi, kardiyoloji ve anestezi hekimlerince değerlendirilmiş ve bu durumda acil cerrahi düşünülmeyerek yakın takip için acil serviste müşahede altına alınmıştır " denildi.
Ertesi gün durumunun kötüleşmesi üzerine hastanın entübe edildiği anlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Hastanemiz yoğun bakımdaki risk dikkate alınarak acil olarak ambulans ile Özel Ege Yaşam Hastanesi yoğun bakım servisine nakledilmiştir. Bu hastaneye giriş esnasında arrest gelişen hastaya burada CPR (canlandırma) uygulanmış ve yoğun bakımda tedavi altına alınmıştır. Ancak hastamız yoğun bakımda bir gün sonra 02.04.2021 tarihinde hayatını kaybetmiştir. İmmunosupresif tedavi almakta olup, salgın döneminde hastanelerimize gelmek zorunda kalan hastalarımıza dikkatle yaklaşılmakta, riskli hastalarla bir arada yatırılmamasına özen gösterilmektedir. Hastamızın kaybedilmesinin ilgili hastanemizde veya şehrimizde yatak bulunmaması ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Bununla birlikte süreçle ilgili olarak detaylı soruşturma devam etmektedir."