Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy, Taksim Gezi Parkı'nın mülkiyetinin Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı'na geçmesine ilişkin basın toplantısı düzenleyerek, 2008’de çıkan yasa ile Türkiye genelinde vakıflara rücu eden eser, yapı, arazilerle ilgili sunum yaptı. Vakıflar Genel Müdürlüğünde düzenlenen toplantıda Genel Müdür Ersoy, birkaç gündür kamuoyunda yanlış ve resmiyete dayanmayan iddialarla kafaların karıştırıldığı bir sürecin yaşandığını söyledi. Ersoy, "Kamuoyunda günlerdir adı geçen Sultan Beyazıd Hanı Veli Hazretleri Vakfı mazbut vakıflarımızdan olup yöneticisi ve mütevellisi hayatta olmayan ve varisi Vakıflar Genel Müdürlüğü olan vakıflarımızdandır. Bu vakfımızın Hicri takvim ile 911, Miladi takvim ile 1505 tarihli vakfiyesinde, yani Osmanlı Vakıf senedinde İstanbul İli Beyoğlu ilçesi Gümüşsuyu mahallesinde bulunan tapunun 751 Ada 1, 2, 3 ve 4'üncü parselleri ‘Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı’nda yer almaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruluş amacı ve görevini yerine getirerek, yönetim ve temsilini yaptığı Mazbut Vakıfların haklarını korumaktadır. Mazbut Vakıfların yanı sıra mülhak, cemaat ve yeni vakıfları da rehberlik boyutunda sorumluluğu bulunmaktadır" ifadelerini kullandı.
'KONUNUN SİYASİ VEYA İDEOLOJİK HİÇBİR YANI YOK'
2008 yılında yürürlüğe giren 5737 sayılı vakıflar kanununun 30'uncu maddesinde 'Vakıf yoluyla meydana gelip, her ne suretle olursa olsun hazine, belediye, özel idareler, köy ve tüzel kişiliğin mülkiyetine geçmiş vakıf kültür varlıkları mazbut vakfına devrolunur' hükmünün yer aldığını hatırlatan Ersoy, "Bu hüküm gereği Gezi Parkı olarak anılan alanın Taksim’de ki alanın tescili İstanbul Büyükşehir Belediyesinden alınarak asıl sahibi Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfına tescili yapılmıştır. Tıpkı 2008’den bu yana kadar yaklaşık 1014 taşınmazın mülkiyetiyle ilgili olduğu gibi. Konunun siyasi veya ideolojik hiçbir yanının olmadığı hangi tarihlerde hangi eserlerin vakıflarına döndürüldüğü net şekilde görülecektir. Genel Müdürlük olarak görevlerimizden biri; kendisine emanet edilen vakıf mallarına sahip çıkmak, vakıf kurucularının bizlere emanet ettiği, her biri bir şaheser olan eserleri koruyup ihya etmek ve bu köklü mirası gelecek nesillere aktarmaktır" diye konuştu.
Ersoy, Vakıflar Kanununun 2008 yılında çıktığını belirterek, 2012 yılından beri komisyon ile 1041 tane taşınmazı kamu kurumlarından, belediyelerden ve diğer üçüncü şahıslar hariç kamuya ait yerlerden aldıklarını, bunların içerisinde en fazla taşınmaz alınan yerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi olduğunu kaydetti. Ersoy, 15 Ağustos 2020 tarihinde Galata Kulesinde yaptığı bir basın açıklamasında, Taksim ve Bereketzade Mahallesi yani Galata'nın bulunduğu mücavir alanda vakıf eserlerine yönelik çalışmaların devam ettiğini, en kısa zamanda bunların kayıtlarını tamamladıktan sonra Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne müracaat ederek, vakıfların tapu tescilini yaptıracaklarına yönelik söylemi hatırlatarak, çalışmaların devam ettiğini sözlerine ekledi.
'600 YILLIK BİR VAKIFTIR'
Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Ersoy, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Taksim Gezi Parkı’nın mülkiyetinin devredildiği Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı diye bir vakfın olmadığı yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine, "Türkiye’de 59 bin mazbut vakfı yönetiyoruz. Bunlardan bir tanesi de Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı. Bu vakfın bütün kayıtları var. Arkadaşların siyasi hareket ettiklerini bildiğim için ben bürokrat olarak onların siyasi cevabını siyasiler verecektir. Bu bir mazbut vakıftır, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilmektedir. 1500’lü yıllarda kurulmuştur, 600 yıllık bir vakıftır. Burası Sultan Beyazıt Hanı Veli Vakfına ait bir yer. 3'üncü Selim tarafından mukataa dediğimiz kiralamayla alınıyor. Kiraladıktan sonra üzerine bu eserler yapılıyor. Türkiye’nin köklü kurumlarından olan Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün türlü mesnetsiz ithamlarla karşı karşıya bırakılma çabalarına rağmen biz çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Yapılanları esefle kınıyorum. Halkımızı doğru bilgilendirme noktasında sorumluluğumuzun idraki içerisindeyim. Bu kurumu kimseye ezdirmek düşüncesinde değilim. Yapılan her konuda günlük cevaplar vermiyoruz. Deruni ahlak ilkesine uyuyoruz ve müktesebatı olmayan insanların açıklamalarını da kaile almıyoruz" dedi.