Tarih: 24.03.2021 21:00

Uzmanından ailelere uyarı: Çocuklar diyete zorlanmamalı

Facebook Twitter Linked-in

Çocukların erken yaşta diyete sokulmasının büyüme ve gelişmeyi olumsuz etkileyeceğini belirten Uzman Diyetisyen Büşra Umut Oyman, ailelere uyarıda bulundu. Oyman, ?Diyete zorlanan çocuklar, yemeğe takıntılı hale gelerek ebeveynlerinden gizli bir şeyler yemeye çalışabilir. Bu da çocuğu, yemeğe takıntılı hale getirebilir? dedi.

Tüketim alışkanlıkları ve pandemi şartları nedeniyle özellikle çocuk ve ergenlerde aşırı kilo artışı aileleri endişelendiriyor. Aileler tarafından erken yaşta diyete sokulan çocukların sonraki dönemlerde önemli problemler yaşayabileceğini belirten İstanbul Kent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümü öğretim görevlisi Büşra Umut Oyman, bu dönemde uygulanan aşırı kısıtlamaların büyüme ve gelişmeyi olumsuz etkileyebileceğini söyledi.

Diyete zorlanan çocukların, yemeğe takıntılı hale gelerek ebeveynlerinden gizli bir şeyler yemeye çalışmasının, yemeğe takıntılı hale gelebileceğini belirten Öğr. Gör. Büşra Umut Oyman, “Bu durumda çocukların sezgisel yeme yetenekleri bozulabilir. Yiyecek alımı kısıtlı olan çocuk neye ihtiyacı olduğunu, acıktığını veya tok olduğu zamanı ayırt edemeyecek duruma gelebilir. Sürekli kısıtlamaya tabi tutulan çocuk, değerleri vücut şekline göre biçimlendirmeye başlayabilir. Güzellik standartları olur ve bu standartlara göre kişileri sınıflandırmaya başlar” diye konuştu.

BESİNLER ‘İYİ’ VEYA ‘KÖTÜ’ OLARAK AYRILMAMALI

Diyete alternatif olarak çeşitli yöntemlerle sağlıklı beslenmenin sağlanabileceğini ifade eden Oyman, “Besinleri ‘iyi’ veya ‘kötü’ şeklinde nitelendirmek yerine tüketim sıklığını kontrol edilmelidir. Çocuklara yiyeceklere karşı tarafsız olmayı öğretmeliyiz. Kötü diye bahsettiğimiz bu besinler genellikle çikolata/kek/cips gibi ürünler oluyor ve bu ürünler çoğu zaman bir hedefe ulaşmak uğruna kullanılıyor. ‘Uslu durursan çikolata alırız’, ‘Ödevlerini yaparsan kek yersin’, ‘Yemeğini bitirmeden dondurma yiyemezsin’ veya tabaklarını bitirmelerini isteriz hep. Aslında doydukları noktada yemek yemeyi bırakmaları doygunluk duygularını kontrol altına almalarına yardımcı olacaktır. Bu gibi durumlar çocukların yeme-içme ihtiyaçlarını kontrol etme yetilerini karmaşık hale getirir. Yemek yemesi için bir neden olmadığında da yemek yemeye teşvik eder” dedi.

Kötü olarak tanımlanan yasaklı besinlerin çocuk zihninde hep özel ve heyecan verici olarak kalırken, İyi olarak tanımlananların da (sebze, meyve, yoğurt) sıkıcı ve sıradan olarak kalacağını söyleyen Öğr. Gör. Oyman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir diğer önemli nokta ise besinleri özel günlerle eşleştirmek. ‘Doğum günü partisi, pasta demek’, ‘Plaja gitmek, dondurma demek’ gibi örnekler verilebilir. Besinlere karşı tarafsızlık oluşturur. Ancak bazı besinlerin tüketim sıklığına sınırlama getirirsek çocuklar da bu yiyeceklere karşı takıntılı hale gelmeyeceklerdir. Yiyecekler özel günlere saklanmamalıdır. Evet yemekleri kutlama yapmak için kullanmamızın yanlış bir tarafı yoktur ancak, pizza yemek için bir doğum günü/karne günü vs beklemek yerine ‘bu salı pizza günümüz olsun’ diyebilmek daha pozitif sonuçlar doğuracaktır.”

ÇOCUKLARA SEÇENEK SUNULMALI

Çocuklara ne yemek istediklerini sormanın ve seçenek sunmanın önemine değinen Öğr. Gör. Oyman, “Çocuklara ‘Bugün ne pişireyim senin için?’ demek yerine seçenek sunmalıyız. Örneğin ‘bugün karnabahar mı yemek istersin yoksa bamya mı?’ gibi seçenekler olabilir. Çünkü seçenek sunulan çocuk fikirlerinin değerli olduğunu ve seçim yapabilme hissinin sorumluluğunu öğrenir. Bu şekilde seçtiği yemeği farkındalıkla yer. Aksi taktirde evde hiç olmayan bir şeyi de isteyebilir ve bu isteği yerine getiremediğimizde bir güven kaybına sebep oluruz. Aynı zamanda yemekler hiçbir zaman ödül veya ceza olarak kullanılmamalı. Bunun yapılması sonucunda çocuklar sadece sevdikleri yemekleri yemek için aynı davranışları tekrar etmeye ve şartlanmaya başlarlar. Bu da ileriki dönemde sürekli onay görme ihtiyacı duyan bireylere dönüşmelerine sebep olur” dedi.

Ebeveynlerin çocukları için rol model olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizen Büşra Umut Oyman, ailelere de tavsiyelerde şu tavsiyelerde bulundu:

“Hareketsiz, TV karşısında patates cipsi atıştıran ebeveynlerin, çocuklarından sağlıklı beslenmelerini, hareketli olmalarını beklemeleri gerçekçi ve sürdürülebilir olmaz. Ayrıca araştırmalar çocuklara ayrı yemek pişirilmemesi gerektiğini, evde herkesin yediği yemeklerden yemelerinin daha uygun olacağını söylüyor. Tabi bazı günler serbest gün olabilir. Atıştırmalıklar için ise çocuklara, aralarında seçim yapabilecekleri sağlıklı seçenekler sunabilirsiniz. Daha çok evde kaldığımız bugünlerde, birlikte ev yapımı sağlıklı kekler, krakerler yapabilirsiniz.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —