Türk Nefroloji Derneği Genel Sekreteri, Hacettepe Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Arıcı, DHA'ya yaptığı açıklamada, böbrek hastalığının kolay bir hastalık olmadığını söyledi. Arıcı, hastanın en büyük gücünün hayata tutunma gücü olduğunu belirterek, hastanın hayata tutunması ile hastalıkla mücadeleyi çok daha iyi ve başarılı götürebileceğini kaydetti. 'Böbrek Hastasıyım, Hayata Bağlıyım' sloganı ile farkındalık çalışmaları düzenlediklerini de ifade eden Arıcı, "Gerçekleştirdiğimiz kampanyanın da temel amacı bu. Ailesiyle, arkadaşlarıyla, çocuklarıyla, mahallesiyle ne kadar etkileşim içerisinde bulunursa bir böbrek hastası hayata ne kadar tutunursa tedavi süreci de o kadar başarılı gider" dedi.
Kronik böbrek hastalığının hem dünyada hem Türkiye'de erişkin nüfusun neredeyse her 8-10 kişisinden birini etkileyen önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirten Arıcı, "Niye bu kadar salgın diye sorarsanız; şeker hastalığı, şişmanlık, hipertansiyon, sağlıksız beslenme ve hareketsizlik hepsi böbrek hastalığına yol açan önemli risk faktörleri. Şişmanlık, hareketsizlik ne yazık ki günümüzün, modern çağın önemli sorunlarıdır. Bunun için de kişiler eğer böbreklerini önemsiyorlarsa bu açıdan şişmanlıkla ve şeker hastalığı olmaması için mücadele etmeleri gerekir. Eğer şeker hastalığı teşhisi alırlarsa da yılda en az 1 kez böbrek fonksiyonlarına, kan ve idrar tetkiklerine baktırmaları, şekerin bağlı böbrek hastalığı yaratmaması için de çok erken dönemde iyi bir şeker tedavisiyle böbreklerini korumaları önemli hale geliyor. Buna çok dikkat etmelerini ısrarla vurguluyoruz" diye konuştu.
'10 MİLYON İNSANIN BÖBREK HASTALIĞINDAN HABERİ YOK'
Arıcı, Türkiye'de 15 milyonun üstünde böbrek hastası, 70 bine yakın da diyaliz hastasının bulunduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
"Yani bunlar böbreği artık son noktaya gelmiş ve böbreği hiç çalışmadığı için diyalizle yaşama tutunan kişiler. Yine neredeyse 20 bine yakın böbrek nakli hastamız var. Bütün bu rakamlar da buz dağının ucu gibi. Bunlar artık bizim son noktaya gelmiş hastalarımız. Halbuki böbrek hastalığının erken evrelerinde çok fazla hastamız var. Yani 10 milyon kişi böbrek hastalığının erken evrelerinde ama hiç haberleri yok. Çünkü hiçbir şikâyet yapmıyor. Hastalığın şikayet yapmamasını ısrarla vurguluyorum. Bu dönemde ancak kan ve idrar tetkiki ile böbrek hastalığının farkında olabilirler. 'Herkes koşup baktırsın' demek doğru değil; hayır herkes koşup baktırmasın. Ama şeker hastaları, tansiyon hastaları, 65 yaş üstü hastalar, kalp ve damar hastaları, uzun süre tedavi alan başka bir hastalık nedeniyle ilaç kullanan hastalar, uzun süre antibiyotik, ağrı kesici kullanıyorsunuz baktırmanız faydalı olacaktır. Kanser nedeniyle kemoterapi alan hastaların da böbrek fonksiyonlarına düzenli bakılması oldukça önemlidir. Bir de ailede böbrek hastalığı varsa yani kişinin annesi ya da babası veya bir kardeşi böbrek hastasıysa bakılması gereklidir. Çünkü böbrek hastalığı ailesel özellik taşımaktadır. O aile fertlerinin de kan ve idrar tetkiklerine baktırarak eğer varsa böbrek hastalığının yakalanması gerekir."
'ÖLÜM RİSKİ ARTIYOR'
Dünya genelinde yapılan istatistiklerde her yıl 2,5 milyon insanın böbrek hastalığına bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiğini ifade eden Arıcı, şunları söyledi:
"Covid-19 salgınında dünya genelinde şu ana kadar 1 yılda 3 milyona yakın insan öldü. Halbuki her yıl bu sayıya yakın böbrek hastası böbrek hastalığı nedeniyle de hayatını kaybediyor. Bizim salgın dediğimiz bu. Böbrek hastaları hastalık kategorileri açısından Kovid-19 enfeksiyonu için en yüksek riskli gruplardan bir tanesini teşkil ediyor. Burada hastanın yaşlı olması da çok önemli. Ama bir insan hem yaşlı hem de böbrek hastasıysa Kovid-19 kaynaklı ölüm riski çok artıyor. Onun için bu hastalarımızı ısrarla korumamız lazım. Böbrek hastaları her tür enfeksiyon için yüksek risk altındadırlar. Sadece Kovid-19 enfeksiyonu demiyorum. Herhangi bir enfeksiyon olabilir bu. Grip, zatürre, idrar yolu enfeksiyonu olabilir. Kişinin böbrek sağlığı yerinde değilse, enfeksiyon daha şiddetli seyreder. Biz bunu böbrek hastalarımıza yıllarca ısrarla söylemişizdir. Bu nedenle de böbrek hastalarının kendilerini enfeksiyondan korumaları için aşılanmalarını ısrarla vurgulamışızdır."
'HER 100 HASTADAN 4 HASTAYI KAYBETTİK'
Arıcı, dernek olarak Türkiye'de ilk vaka açıklandığında böbrek hastası olup hastaneye Kovid-19 nedeniyle yatan hastaların analizlerini yaptıklarını söyleyerek, "Bin 200'ün üzerinde insanın verilerini toplayıp değerlendirdiğimizde şunu gördük. Hastanede yatan Kovid-19 enfeksiyonu olan hastalarda yüzde 4 oranında ölüm oranımız vardı. Hastaneye yatan her 100 hastadan 4 hastayı kaybettik. Ama kişinin böbrek fonksiyonu bozuksa, yüzde 28 kaybettik. Çalışmamızda 100 tane yaşlı böbrek hastasının ölüm oranı yüzde 28 gibi bulundu. Yani her 100 hastamızdan 28'ini hastaneye yattıklarında Kovid-19 nedeniyle kaybettik. Yani böbreği bozuk olarak yatan hastalarımızın neredeyse 4'te 1'i Kovid-19 enfeksiyonu nedeniyle hayatını kaybetti. Diyaliz hastalarında bu oran yüzde 16'ydı. Sağlıklı bir bireye göre diyaliz hastalarının ölüm oranı 4 kattı. Biz ısrarla böbrek ve diyaliz hastalarının aşılamada öncelikli olmasını da istiyoruz. Bu hastalar yaştan bağımsız olarak aşı için öncelikli olmalıdır" dedi.