Milli Savunma Bakanlığı’nca, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 106'ncı yıl dönümü nedeniyle Bakanlık Karargahı'ndaki Atatürk Kültür Sitesi'nde şehitleri anma programı düzenlendi. Programa, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, kuvvet komutanları ile şehit yakınları ve çok sayıda askeri personel katıldı. Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
'ÇANAKKALE RUHU HALA YAŞAMAKTADIR'
Bakan Akar, devletin bekası, ülkenin güvenliği asil milletin egemenlik ve bağımsızlığı için mücadele ederken şehitlik makamına ulaşan şehitleri rahmet ve minnetle yad ettiklerini kaydetti. Şehitleri yad ettikleri bugünün 106 yıl önce tarihe altın harflerle yazılmış Çanakkale Deniz Savaşları'nın yıl dönümü olduğunu vurgulayan Akar, "Bir asır önce Çanakkale'de 7 düvele karşı verilen mücadele ruhu dün olduğu gibi bugün de var oluş şartımızdır. Asil milletimizin bağrında Çanakkale ruhunun hala yaşadığını da tüm cümle alem bilmelidir" dedi.
'OPERASYONLARIMIZ ARTAN BİR ŞİDDETLE DEVAM EDECEK'
Yakın coğrafyada siyasi ve askeri açıdan önemli ve kritik gelişmeler olduğunu belirten Akar, "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uluslararası ilişkilerde bir özne haline gelen, etki ve ilgi alanı her geçen gün genişleyen ülkemiz bu süreçte gelişmeleri yakından takip etmekte kendi inisiyatiflerini hayata geçirmek suretiyle gerekli tüm tedbirleri almaktadır. Kore Harbi ve Kıbrıs Barış Harekatı dahil en kapsamlı ve en yoğun mücadeleyi verdiğimiz bu dönemde karada, denizde ve havada ülkemizin hak ve menfaatlerini korumak için başta FETÖ, PKK, YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleri olmak üzere her türlü risk, tehdit ve tehlikeye karşı 'ölürsem şehit, kalırsam gazi' anlayışıyla azim ve kararlılıkla mücadelemizi sürdürmekteyiz. Teröristlerin yurt içinde ve yurt dışında kaçacak, hareket edecek yerleri kalmamıştır. En güvenli olarak gördükleri yerlerde bile inlerini başlarına yıktık, bundan sonra da yıkmaya devam edeceğiz. Operasyonlarımız en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar artan bir şiddet ve tempoda taarruzi bir anlayışla devam edecektir" şeklinde konuştu.
'ABD BİZİMLE İŞ BİRLİĞİ YAPMALIDIR'
ABD'nin DEAŞ'la mücadele bahanesiyle YPG’ye destek vermesini doğru bulmadıklarını söyleyen Akar, "Çünkü PKK eşittir YPG'dir. Bunların birbirinden farkı yoktur. Adları değişse de bunların hepsi teröristtir. DEAŞ'la gerçek anlamda mücadeleyi, göğüs göğüse çarpışan TSK yapmış ve 3 bin 700 DEAŞ'lıyı Suriye'nin kuzeyinde etkisiz hale getirmiştir. Dolayısıyla ABD'nin bir terör örgütü olan YPG ile iş birliği yapmak yerine yaklaşık 70 yıldır NATO üyesi ve müttefiki olan Türkiye ile iş birliği yapması gerekir. Biz buna hazırız, doğru olan da budur" ifadelerini kullandı.
'TAHRİK DİLİ ASLA KABUL EDİLEMEZ'
Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'taki sorunların da diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine samimiyetle inandıklarını ve bunun için yoğun bir çaba sarf ettiklerini söyleyen Akar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tüm yapıcı yaklaşımlarımıza rağmen maalesef birtakım olumsuz açıkla, eylem ve tahriklerle karşı karşıyayız. Yunanistan'ın tahrik maksadıyla yaptığı tatbikatlar, anlaşmalara aykırı şekilde adaları silahlandırması, bu adaları yabancı savaş gemilerine açması uluslararası hukuka aykırı kıta sahanlığı iddiası, Ege'de ve Doğu Akdeniz'de akla mantığa sığmayan talepleri tabi olarak gerginliği artırmaktadır. Bu tahrik edici eylemler ve tahrik dili asla kabul edilemez. Böyle bir üslup, sorunların çözümüne hiçbir şekilde katkı sağlayamaz. Bunlarla bir yere varılmasının mümkün olmadığını herkes bilmelidir."
'MISIR DAHİL TÜM BÖLGE ÜLKELERİYLE İYİ KOMŞULUK İÇİNDE OLMAK İSTİYORUZ'
Yunanistan'da önü ve arkası olmayan bir silahlanma tutkusu olduğunu belirten Akar, "Ancak bunun matematikten uzak, ham bir hayal ve beyhude bir gayret olduğu ve en büyük zararının da Yunan halkına olacağı görülmeli, bilinmelidir. En doğru ve kolay çözüm hakkımıza, hukukumuza riayet edilmesi ve iyi komşuluk ilişkileriyle mümkün olacağı da artık anlaşılmalıdır. Ayrıca Yunanistan, Türkiye ile olan problemlerini Türkiye- AB ve Türkiye- ABD problemi haline getirmeye çabalamaktadır. Bu tutum ne hukuki, ne ahlakidir. Sorunların çözümüne de katkı sağlamayacaktır" diye konuştu.
Yunan komşuların yayılmacı anlayışına son vermesinin en doğru yol olduğunu ifade eden Akar, "Yunanistan'ın yanı sıra Mısır dahil tüm bölge ülkeleriyle iyi komşuluk ilişkisi içinde olmak istiyoruz. Bölgesel barış ve istikrar için de tüm komşularımızdan bu yaklaşımı bekliyoruz. Açıkça ifade ediyoruz ki kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında gözümüz yoktur. Ancak Kıbrıs dahil mavi vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizi korumakta azimliyiz, kararlıyız ve buna muktediriz. Şehit oluruz, gazi oluruz ama haklarımızdan asla vazgeçmeyiz, hiçbir oldubittiye de müsaade etmeyiz" dedi.
'TSK'NIN ŞANLI ÜNİFORMASINI HİÇBİR HAİNİN TAŞIMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ'
FETÖ ile mücadelenin kararlı şekilde devam ettiğini belirten Akar, 15 Temmuz'dan itibaren TSK'dan 21 bin 187 kişinin ihraç edildiğini kaydetti. Yeni bilgi ve belgeler ışığında gerekli işlemlerin yapılmaya devam ettiğini de söyleyen Akar, "FETÖ'den temizlendikçe güçlendiğimizin en açık göstergesi art arda gerçekleştirdiğimiz başarılı operasyonlar ve sayısı giderek artan büyük tatbikatlardır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin şanlı üniformasını hiçbir hainin taşımasına asla müsaade etmeyeceğiz" diye konuştu.
Merasim Sokak saldırısında şehit olan Astsubay Kıdemli Başçavuş Ertan Akgül'ün eşi Gülser Akgül de programda davetlilere seslendi. Akgül, bir şehit eşi olarak burada bulunmaktan ve konuşma yapmaktan onur duyduğunu ifade ederek, "Bugün yüce Türk milletinin bekası ve mukaddes Türk vatanının bölünmez bütünlüğü uğruna canlarını bir an bile tereddüt etmeden feda edip, şahadet şerbeti içen aziz şehitlerimizi anmak için bir araya geldik" dedi.
'KENDİMİZİ YALNIZ HİSSETMİYORUZ'
Eşinin, aziz milletin huzurunu bozmak isteyen terör örgütü tarafından hain bir saldırı neticesinde 27 silah arkadaşıyla birlikte şehit edildiğini belirten Akgül, "Yokluğuna hiçbir zaman alışamasam da kalbim onun özlemiyle tutuşsa da onun ve tüm şehitlerimizin Allah katındaki ulaştıkları makamları düşündükçe, içimi kaplayan huzur ve taşıdığım gurur beni ayakta tutmaktadır. Milletimiz şehitlerin özverilerini hiçbir zaman unutmayacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin maddi ve manevi desteğini her zaman yanımızda hissediyoruz. Devletimizin ve milletimizin bu vefası sayesinde kendimizi yalnız hissetmiyoruz" diye konuştu.